Yazar arşivi profesör

Antimikrobiyal Teknoloji nasıl çalışır

Antimikrobiyal Teknoloji nasıl çalışır

Üretim süreci sırasında eklenen antimikrobiyal katkılarımız, bulaşıcı her mikrop üzerinde kimyasal ya da mekanik anlamda olumsuz etkide bulunarak ölmelerine yol açar.

Tam olarak bu nasıl oluyor?

 

Nanokar® antimikrobiyal teknoloji ile korunan ürünler, yüzeyde bulaşmaya neden olan bakterilere olumsuz etkide bulunurlar:

Protein hasarı: Proteinler canlıların biyolojik sistemleri için önemlidir. Bu bileşenlerdeki herhangi bir hasar, enerji üretimi gibi önemli işlevlerde yetersizliklere yol açar.

Hücre zarı hasarı: Mikrop membranının bozulması ile yapısal bütünlük zayıflatılır, bu durum önemli besin maddelerinin sızmasına ve yıkıcı yapısal hatalara yol açabilir.

Oksidatif hasar: Antimikrobiyal maddeler reaktif oksijen türlerinin seviyelerinin artmasına neden olabilir, bu nedenle mikropların iç sistemleri hasar görür.

DNA interferans: Bakterinin genetik materyalı bozulmuştur, sonunda genetik materyalının kopyalanması bloke edilerek bakterilerin çoğalması durdurulur.

Etkileyici değil mi? Uygulamadan bağımsız olarak, malzeme türünüz ne olursa olsun Nanokar ® antimikrobiyal teknoloji, mikrobiyal yerleşmelere karşı sürekli yüzey koruması sağlayan çözümler sunar. İşlenebilir malzemeler hakkında daha fazla bilgi edinebilirsiniz.

 

Her Türlü Nanokar ® Antimikrobiyal Katkıları

Nanokar ® Antimikrobiyal Katkılarda sahip olduğumuz zengin çeşitler, olası her uygulamaya yönelik bir çözümümüzün olduğunu göstermektedir. Herbir katkının nasıl kullanılması gerektiğini çok iyi bilerek kombine ettiğimiz için, teknolojimizin koruma amaçlı kullanıldığı tüm malzeme ve ürünlerde en yüksek seviyede antimikrobiyal performans elde etmekteyiz.

Nanokar ® Antimikrobiyal Katkıların mevcut zengin çeşitleri sayesinde ürününüze en uygun katkıyı size sağlayacağımızdan emin olabilirsiniz. Plastikler, polimerler, boyalar, kaplamalar, tekstiller, kumaşlar, seramikler, kağıt, karton ve daha pek çok malzeme türleri için etkili çözümlerimiz mevcuttur. Daha fazla bilgi almak için bizimle bugün iletişime geçin.

Gümüş Antimikrobiyal Katkılar

Gümüş form 1 ve 2 – Bu kompozit gümüş bileşenleri, çok geniş yelpazedeki mikroplara karşı ürünlere mükemmel antimikrobiyal etki sağlar. Yüksek etki ve sağlam fiziksel özellikleri sayesinde bu form; boyalar, kaplamalar, tekstiller, polimerler ve diğer malzeme türleri dahil olmak üzere çok geniş yelpazedeki malzeme ve uygulamalarda kullanmak için uygundur.

Çinko Antimikrobiyal Katkılar

Tanınmış bir antibakteriyel ve antifungal olarak çinko pritiyon, kepeğe karşı etkili şampuanlarda kullanılması ile bilinmektedir. Çinko pritiyon daha şiddetli küf ve mantar riski beklenen malzeme ve uygulamalarda ve ayrıca mükemmel antibakteriyel koruma sağlamak amacıyla kullanılabilir.

Bakır Antimikrobiyal Katkılar

Sağladığı antibakteriyel özellikler nedeniyle bakır tuzları, Eski Mısırlılardan beri birçok alt substrat olarak kullanılmaktadır. Sıklıkla dezenfektan ürünlerde kullanılan bakır tuzları, koruyucu ve hijyenik uygulamalarda antimikrobiyal koruma amacıyla, boyalar, kaplamalar ve polimerler gibi substratlarda kullanmaya çok elverişlidir.

Organik Antimikrobiyal Katkılar

Organik çeşitlerimiz şunlardır:

Fenolik Biyositler

Maliyet bakımından hesaplı bu biyositler, çok sayıdaki profesyonel ve endüstriyel uygulamalarda koruyucu madde olarak, substratları mikrobiyal bulaşma etkilerinden korumak amacıyla kullanılabilir.

Dörtlü Amonyum Bileşikleri (QAC veya QUAT)

Bu antimikrobiyal maddeler yapıları ve kullanım yerleri bakımından çok çeşitlidir. Nanokar’un dörtlü amonyum bileşikleri dezenfektan formülasyonları ve antimikrobiyal yüzey uygulamalarında kullanmak için idealdir.

Fungusitler (Tiabendazol)

Birçok yüzey, küf ve mantarlar nedeniyle renk bozulması, lekelenme ve malzeme hasarlarına maruz kalır. Fungusit çeşitlerimiz, uzun süre dayanacak bir koruma sağlamak için birçok ürün ve malzemeye ekonomik şekilde entegre edilebilir.

Antimikrobiyal Teknolojinin Yararları

Antimikrobiyal Teknolojinin Yararları

Sahip olduğunuz elinizdeki harika ürüne  Nanokar ® Antimikrobiyal Teknolojisini ekleyerek, onu daha mükemmel hale getirin. Nanokar ® Antimikrobiyal Teknolojisi içeren ürünler:

Bakteriler %99.99’a varan oranlarda azalır
MRSA, VRE ve CRE gibi antibiyotiklere karşı dirençli bakteri türleri bile Nanokar ® korumalı ürünlerde yaşayamaz.

Küfe karşı kendini kanıtlamıştır
Nanokar ® Aspergillus niger gibi görünmez ve rahatsız edici küflerin bile yaşayamayacağı ürünler yaratır.

Virüslere karşı etkilidir
Nanokar® Antimikrobiyal Teknolojisi H1N1 grip virüsünü devre dışı bıraktığını kanıtlamıştır.

Çapraz bulaşmayı azaltır
Temiz ürün, daha az mikrobun taşınması ve sonuçta çapraz bulaşma potansiyelinin düşürülmesi demektir.

Daha uzun süre taze kalır
Daha az mikrop demek, leke ve istenmeyen koku potansiyelinin azalması demektir, böylece ürününüz daha uzun süre taze kalır, işlevsel kullanım ömrü artar.

İşlevsel kullanım ömrü uzar
Kalıcı Nanokar ® yüzey koruması mikrobik yerleşmelere karşı koruma sağlar, aynı zamanda malzeme aşınmasını en aza indirir ve sonuçta ürünün kullanım ömrünü uzatır.

Hijyenik olarak temiz tutmak kolaylaşır
Nanokar ® sayesinde ürününüz, aralıksız şekilde, görünmez mikroplara karşı sürekli korunur.

Çok sayıdaki ortamlarda güvenle kullanılabilir
Doğru antimikrobiyal katkının sağlanması, Nanokar ® korumalı ürününüzün hiçbir risk ve çekince olmadan sürekli olarak kullanılabilmesi demektir.

Nanokar ® plastikler, polimerler, boyalar, kaplamalar, tekstiller, kumaşlar, kağıt, seramikler ve birçok diğer malzeme türü için bir dizi antimikrobiyal katkılara sahiptir. Inbuilt Antimikrobiyal Teknolojimizin yararları hakkında daha fazla bilgi almak için ekibimizden birisiyle iletişim kurun.

 

Toplam antimikrobiyal çözümler sağlayıcısı olarak Nanokar ®’un, uygulamanız ne olursa olsun ihtiyaçlarınıza uygun bir antimikrobiyal katkı çözümüne sahip olduğundan emin olabilirsiniz. Nanokar ® korumasını ürününüze eklemek kolay olmayabilir: bu işi 20 yılı aşkın bir süreden beri yapıyoruz ve dünyanın önde gelen şirketlerince sağlayıcı olarak bu konuda tercih ediliyoruz.

 

Antimikrobiyal Teknoloji Nedir?

Antimikrobiyal Teknoloji, mikroplara karşı sürekli korunan ürünler yaratmak amacıyla, katkı maddelerinin kullanılmasındaki kolektif bilgi, uzmanlık ve yöntemleri tanımlar.

Antimikrobiyal ne anlama gelmektedir?
Antimikrobiyal terimi, bakteriler ve küfler gibi mikropların varlığını azaltma gücüne sahip maddeleri tanımlamak için kullanılır.

Hangi tür antimikrobiyal maddeler mevcuttur?
Dezenfektanlar, antibiyotikler ve tabii antimikrobiyal katkılar gibi birçok madde antimikrobiyal olarak tanımlanır.

Hangi tür antimikrobiyal katkılar mevcuttur?
Gümüş İyon, Bakır, Çinko ve Organik teknolojilere dayanan başlıca dört ana tür antimikrobiyal katkı vardır:

  • Gümüş İyon Antimikrobiyal Katkılar: boyalar, kaplamalar, tekstiller, polimerler ve diğer malzeme türleri dahil olmak üzere çok geniş yelpazedeki malzeme ve uygulamalarda kullanmak için uygundur.
  • Çinko Antimikrobiyal Katkılar: İyi bilinen antibakteriyel ve antifungal bir bileşimdir.
  • Bakır Antimikrobiyal Katkılar: koruyucu ve hijyenik uygulamalarda antimikrobiyal koruma amacıyla, boyalar, kaplamalar ve polimerler gibi substratlarda kullanmaya çok elverişlidir.
  • Organik Antimikrobiyal Katkılar: fenolik biyositler, dörtlü amonyum bileşkeleri (QAC veya QUAT) ve fungusitler (Tiabendazol) bu gruba dahildir.

Antimikrobiyalların hepsi aynı mıdır?
Birçok madde antimikrobiyaldır ancak işleyiş, uygulama ve dayanma durumları evrensel değildir. ‘Antimikrobiyal’ olan her şeyin mikroplar üzerinde bir etkisi vardır ancak antimikrobiyal terimi performans için bir ölçüt değildir.

Antimikrobiyal ve antibakteriyel arasında ne fark vardır?
Bir antimikrobiyal çok geniş yelpazedeki mikroplara karşı etkilidir: buna bakteri, küf, mantar ve virüsler dahildir. Buna karşın, antibakteriyel madde ise sadece bakterilere karşı etkilidir.

Nanokar® Antimikrobiyal Teknolojisi, plastikler, boyalar, tekstiller, seramikler ve kağıt dahil çok geniş yelpazedeki ürünler için üretilebilir. Daha fazla bilgi almak için işlenebilir materyaller sayfasına bir göz atın.

 

 

What is a Nanotube?

Nanotubes are, by definition, are carbon molecules in the shape of a tube having a fullerene structure and a diameter of 1 to 2 nanometers. A fullerene structure is further defined as any class of allotropes of carbon having hollow molecules. Now let’s figure out what 1 to 2 nanometers are since the nanotubes are that thickness?

To give you and idea, a nanometer is roughly 1 billionth of a meter. In todays world of budget deficits of billions and trillions those words are sometimes said so often they lose their effectiveness. I decided to research how long it would take you to count to 1 billion with each number taking 1 second to count. Counting non-stop, with that 1 second/number rule it would take you 31 years, 251 days, 7 hours, 46 minutes, and 39 seconds to count to 1 billion. If you have some spare time you might want to try this:)

In all seriousness, you can now understand the size values involved in the nanotubes and hopefully it gives you some perspective.

What Is Antimicrobial Technology ?

Antimicrobial Technology describes the collective knowledge, expertise and methods of using additives to create products that are permanently protected against microbes.

What does antimicrobial mean?
Antimicrobial is used to describe substances which demonstrate the ability to reduce the presence of microbes, such as bacteria and mould.

What types of antimicrobial are there?
Many substances can be described as antimicrobial; such as disinfectants, antibiotics and of course Antimicrobial Additives.

Antibacterial Technology is effective against a broad spectrum of bacteria, including E. coli, MRSA, SalmonellaCampylobacter and Listeria.

Introduced into a surface at the stage of manufacture, our antibacterial additives will encompass a specific active and can be formulated into a concentrated powder, liquid suspension or masterbatch pellet depending on the target material and manufacturing process.

For detailed information; www.antimicrobial.com

What is Nanotechnology?

While many definitions for nanotechnology exist, the NNI calls it nanotechnology” only if it involves all of the following:
Research and technology development at the atomic, molecular or macromolecular levels, in the length scale of approximately 1 – 100 nanometer range.
Creating and using structures, devices and systems that have novel properties and functions because of their small and/or intermediate size.
Ability to control or manipulate on the atomic scale.

Medical researchers work at the micro- and nano-scales to develop new drug delivery methods, therapeutics and pharmaceuticals. For instance, DNA, our genetic material, is in the 2.5 nanometer range, while red blood cells are approximately 2.5 micrometers.

What products available today have resulted from Nano science?
Numerous products featuring the unique properties of nanoscale materials are available to consumers and industry today. Most computer hard drives, for instance, contain Giant Magneto Resistance (GMR) heads that, through nano-thin layers of magnetic materials, allow for a significant increase in storage capacity. Other electronic applications include non-volatile magnetic memory, automotive sensors, landmine detectors and solid state compasses.

Some other current uses that are already in the marketplace include:

Water filtration
Catalysis
A dental-bonding agent
Step assists on vans
Burn and wound dressings
Coatings for easier cleaning glass
Bumpers and catalytic converters on cars
Protective and glare-reducing coatings for eyeglasses and cars
Sunscreens and cosmetics
Longer-lasting tennis balls
Light-weight, stronger tennis racquets
Stain-free clothing and mattresses
Ink
Nanotechnology in Asia Pacific 2004
There have been significant changes in the Science and Technology Policies of Asia Pacific countries since the announcement of the US National Nanotechnology Initiative in January 2000. Nanotechnology is now one of the main Science and Technology priority areas for Asia Pacific governments. Budgets for nanotechnology R&D have been increased substantially and more strategically allocated. Total spending for Asia Pacific countries has exceeded United States Dollars (USD) 1 billion for the past 2 years and will continue to increase.

Japan has been investing in nanoscience the 1980s and after the USA is the heaviest nanotechnology R&D spender worldwide, and along with China, South Korea and Taiwan has increased its budget substantially since 2001. Australia is currently formulating a national strategy, but already has considerable infrastructure and funding in place. Thailand, India and Vietnam have also identified nanotechnology as a priority area and are taking steps to implement the proper framework.

Contact : www.nanotechnology.com

What is Nano Silver?

Nanotechnology is a rapidly growing science of producing and utilizing nano-sized particles that measure in nanometers (1nm = 1 billionth of a meter). One nanomaterial that is having an early impact in healthcare product is nano-silver.

Silver has been used for the treatment of medical ailments for over 100 years due to its natural antibacterial and antifungal properties. The nano silver particles typically measure 25nm. They have extremely large relatively surface area, increasing their contact with bacteria or fungi, and vastly improving its bactericidal and fungicidal effectiveness.

The nano silver when in contact with bacteria and fungus will adversely affect cellular metabolism and inhibit cell growth. The nano silver suppresses respiration, basal metabolism of electron transfer system, and transport of substrate in the microbial cell membrane. The nano silver inhibits multiplication and growth of those bacteria and fungi which cause infection, odor, itchiness and sores.

Nano Silver can be applied to range of other healthcare products such as dressings for burns, scald, skin donor and recipient sites; acne and cavity wounds; and female hygiene products – panty liners, sanitary towels and pants.

Nano Silver is:
High efficacious
Fast acting
Non poisonous
Non stimulating
Non allergic
Tolerance free
Hydrophilic
Historical Use of Silver
Ancient European nobilities normally used silver tableware in order to prevent food poisoning.
Indian people used silver thin film when they keeping food which is easily spoiled.
The early western settles kept silver coins in their water casks and milk jugs to retard spoiling and contamination.
In Australia it is still common for settlers to place a piece of silverware in their water tanks to retard spoilage.
In modern times, silver water purification filters and tablets are available for use in homes, businesses, and on airlines.
Electrical ionizer units that use silver and copper ions to sanitize swimming pool water – replacing chlorine- have been developed
Silver is even used by U.S. National Aeronautical and Space Administrative (NASA), and the Russians, to purify water in both countries’ space shuttles.
Nowadays, there are over 50 silver based medicines in the market, i.e., oral, inject able and topical forms.
Efficacy of Nano Silver
detail_1

Even though many people know that Silver has superior antibacterial and antibiotic characteristics, there has been limitation on the application in real life because of darkening at high temperature and high cost. Nanotechnology solved all these two problems at the same time.

Nanotechnology is that of processing the material down to several nano meter range (1nm=10-9mm, 1/10,000 of hair thickness).

Nano Silver will combine with the cell walls of pathogenic bacteria, will then directly get inside the bacteria and quickly combine with sulphydryl (-SH) of oxygenic metabolic enzyme to deactivate them, to block inhalation and metabolism and suffocate the bacteria.

Nowadays, Nano Silver technology is used in coating the surface of electronics, carbons or carbon blocks, textiles, metals, woods, ceramics, glass, papers, mixing to the plastics resin, using in fiber and many others.

The core technology of Nano Silvver is the ability to produce particle as small as possible and to distribute these particle very uniformly. When the nano particles are coated on the surface of any material, the surface area is increasing several million times than the normal silver foil.

The maximized surface enables strong antibacterial effect with small amount of silver. The most important thing in Nano Silver is to control the purity of silver particle. In case 0.01% of Nickel impurity is added to the Nano Silver particle, it is very harmful to human body. Many researchers are focusing on the possibility to be used in conquering the “SUPER BACTERIA” which is threatening human life in the future.

In addition, Nano Silver will not expire. Light, heat and radiations will now affects its healing qualities.

Contact:  www.colloidalsilver.com

Altın Nanopartiküller AIDS Tedavisinde Kullanılacak!

Altın Nanopartiküller AIDS Tedavisinde Kullanılacak!
İngiltere’nin başkenti Londra’da bulunan Imperial College’da görev alan bir grup bilim adamı altın nanopartiküllerin AIDS tedavisinde kullanılabileceğine dair araştırma yürütüyorlar şimdilerde. Bu ise tamamen Doğal Nanoteknolojinin çalışma alanına giriyor. Ve sıkı durun! Çok yakın bir zamanda AIDS hastalığı tarihe karışabilir. Altın nanopartiküller hem diğer testlere nazaran 10 kat daha hassas ve daha da ekonomik.

Bu çalışma ile beraber artık AIDS hastalığı erken teşhis edilebilecek ve bu sayede hastalığın önüne geçilebilecek. Aynı zamanda bir güzel haberim daha var. O da eğer hastalık ilerlese bile Doğal Nanoteknoloji ürünü olan Altın Nanopartiküller sayesinde bu ilerleyiş kolay bir şekilde yavaşlatılabiliyor. Daha detaylı bilgiler için www.nanokar.comweb sayfamızı ziyaret edebilirsiniz.

Güneş Panelleri ve Yeni Modellemeler

Güneş panellerinde kullanılan polisilikonlar artık güneş panelleri için büyük bir maliyet yükü olmaktan çıktı. Aslında güneş panellerinin fiyatını bu denli artıran şey kablolama ve kurulum işlemleri ve arazi temini ve bun bağlı sistemlerdir. Düşük polisilikon fiyatları güneş panelleri için güzel bir haber olsa da asıl güzel olan şey verimlilik konusunda kat edilen mesafedir.

MIT’de çalışan bilim adamları ve uzmanlar yaptıkları yeni araştırma ile polisilikonların daha verimli hale geldiklerini ve eskiye nazaran daha dayanıklı olduklarını doğrular nitelikte araştırma bulgularına ulaştılar. Hatta hiç zaman kaybetmeden bu heyecan verici bilgileri bilim dünyası ile paylaştılar. Nanokar aracılığı ile siz de polisilikon piyasasını yakından takip edebilir ve ucuza güneş panalleri sahibi olabilirsiniz.

Güneş Panelleri ve Yeni Modellemeler

Güneş Panelleri ve Yeni Modellemeler

Geçmiş zamanlarda güneş panelleri için kullanılan geniş alanlar artık daha yüksek verim için çok rahat bir şekilde kullanılabilecek. Güzel haber ise şu bu araştırma sonuçları hacim kazandıktan sonra seri üretim denilen aşamaya geçilecek. Bu sayede artık güneş panelleri insanların ulaşılması olmaktan çıkacak. Daha fazla bilgi almak için makalenin devamını okuyabilirsiniz.Biz de bu heyecan verici gelişmeleri kutlamak ve piyasaya can katmak için güneş panelleri için mükemmel kampanyalar başlattık. www.nanokar.com adresinden bütün kampanyaları takip edebilir ve detaylı bilgi sahibi olabilirsiniz.

Değerli Metal Fiyatları

Makalenin başlığıyla biraz oynamış ya da size kelime oyunu yapmış gibi duruyorum değil mi? Ama amacım sizlere yazı içinde vereceğim bilgileri göstermekti. Değerli metallerin fiyatları aşağıdan yukarı doğru çıkar ve bu zaman isteyen süreçtir. Değerli nanopartiküllerin metalleri de değerlidir. Ancak bu değerli metallerin fiyatlarını belirleyen etmenlerden birisi de içinde kullanılan baz metallerin fiyatlarıdır.
Kağıt üzerinde baktığınız zaman altın, gümüş ve platin her zaman içi değerini korumayı başarmış nadir metallerdir. Her zaman en çok aranan metaller sınıfına adını yazdırmayı başarmıştır bu metal türleri. Aynı zamanda son yıllarda nanopartiküller için de önemli bir hammadde kaynağı oluşturmayı da başarabilmişilerdir.

Altının fiyatının dalgalanması daha çok spekülatörleri etkiler sizi ya da beni etkilemez. Sizi ya da beni etkileyebilmesi için uzun bir zaman gereklidir. Bu tür durumlardan kuyumcular ya da yatırımcılar daha çabuk ve daha çok etkilenirler. Tam da bu noktada ilginç olan ve bütün dikkatleri üzerine çeken şey ise nanopartikülleri üreten ve test eden firmaların ve bunları kullanan araştırmacıların bu durumdan kısa sürede hem de tamamen etkilenmesi.

Ama siz bir alıcı iseniz bu tür fiyat dalgalanmaları asla ama sala sizi etkilemez. Bu tür durumlarda etkilenecek birileri varsa onlar da nanopartiküller üzerine araştırma yapan insanlar, spekülatörler ve bunun ticaretini yapan kimseler.

Altın Nanopartiküllerin Kanser Tedavisi

Altın Nanopartiküller kanser terapisi için umut verici ajanlar olarak ortaya çıkıyor ve ilaç taşıyıcıları, fototermal ajanlar, kontrast ajanlar ve radyosensitistler olarak araştırılıyor. Bu derleme, erken faz klinik araştırmalara yol açan son altın Nanopartikül araştırmalarına odaklanarak nanoteknoloji alanını tanıtıyor. Özellikle, iyonize edici radyasyon ile in vitro ve in vivo olarak kilovoltage ve megawoltage enerjilerdeki sensitizörler olarak altın Nanopartiküllerin klinik öncesi kanıtları tartışılmıştır.

 

Bu terapinin etkili olabilmesi için, altın Nanopartiküllerin sağlıklı bir hücreden daha kolay kanser hücresine bağlanması gerekir, aksi takdirde lazer darbesi sağlıklı dokulara zarar verebilir. Bunu başarmak için araştırmacılar, çalışmada baş ve boyun skuamoz hücreli karsinomasında kullandıkları agresif kanser türlerine bağlandığı bilinen bir antikordaki parçacıkları kapladı. Hücre zarı üzerindeki reseptöre bağlanan bu antikordur.

 

Araştırmacılar ayrıca altın parçacıkları için en uygun boyut olduğunu keşfettiler. Parçacıklar bir metrelik çaptan 10 milyar kat daha azsa, hücre onları çabucak yok edecekti. Parçacıklar 100 nanometreden büyükse, hücre parçacıkların içselleştirilmesinde sorun yaşıyordu. Bilim adamları, çalışması için en iyi sonucu veren Nanopartiküllerin yaklaşık bir metre çapında 60 milyar katı olduğunu buldular.

 

Bu antikor kaplı altın Nano kürelerin kendilerini sağlıklı hücrelere göre çok daha kolay kanser hücrelerine yerleştirdikleri bulundu; sağlıklı hücrelerdeki ortalama küme boyutu 64 nanometredir (yaklaşık 1 küre), kanser hücrelerindeki ortalama küme boyutu ise yaklaşık 300 nanometre (yaklaşık 100 küre) olarak bulunmuştur.

 

Bu işlemin doğal bir avantajı, tümörlerin sıklıkla sızıntı yapan vasküler sistemlere sahip olmasıdır, bu nedenle altın partikülleri bilinen kansere enjekte edildiğinde hızla yayılır ve kanser bölgesi boyunca dahil edilir. Bilim adamları, hücrelere altın kümelerinin oluşmasına izin vermek için enjeksiyonlardan 24 saat sonra ihtiyaç olduğunu belirtti.

 

Altın Nanoparçacıklar hücrelere dahil edildiğinde, araştırmacılar dokuyu 30 trilyon saniyelik (30 pikosaniye) sürede bir lazer darbesine (782 nanometre dalga uzunluğunda kızılötesi radyasyona yakın) maruz bıraktı. Lazer ışığının bu özel tipi dokuya iyi nüfuz ettiğinden ve altın Nanopartiküllerle çakışmadığı için idealdir. Bu, ışık Nanopartiküllere çarptığında onu absorbe etmez ve hemen altın nanopartiküllerinin ısınmasına başlar ve hücre aşırı ısınmaya neden olur. Aksine, ilk 10 nanosaniye sırasında, altın nanopartiküllerinin (2) bulk ısıtması olmaksızın yüzeyin erimesinin meydana geldiği ve bu, altın Nanopartiküllerin etrafındaki sıvıyı buharlaştırır. Buharlaşan sıvı hızla genişler ve çöker. Ancak, kümede onlarca Nanopartikül olmadıkça, etkinin önemsiz olduğunu belirtmek şarttır. Hücreyi yok etmek için yeterli enerjiyle hızla genişleyen ve daraltan bir Nano kabarcık yaratılması, kümelenme içindeki altın kürelerin sayısına bağlıdır ve küme boyutu arttıkça şiddet artmaktadır.

 

Şiddet derecesinin bu seçiciliği, sağlıklı hücreleri güvende tutar. Altın nanoparçacıklar lazer darbesini kendi başına termal enerjiye dönüştürmede iyi bir sonuç almazlar, bu nedenle oluşan Nano kabarcıklar nispeten önemsizdir – sağlıklı bir hücrede birkaç küre birlikte hasara neden olmaz. Kanser hücrelerinde lazer darbesini etkili bir şekilde termal enerjiye çeviren nanoparçacıklar kümesi, çevreleyen sıvının buharlaşmasına, hızlı bir genişlemeye ve bir çökmeye neden olmakta ve böylece kanser hücresinin yok olmasına yol açmaktadır. Bu olay optik araçlarla kolaylıkla tespit edilemez, ancak hızlı genişleme ve çöküş sırasında oluşan ses dalgalarını tespit ederek kolayca “duyulur”.

Nanopartiküller günümüzde çeşitli tıbbi uygulamalarda kullanılmaktadır ve hastalar ve tıbbi sağlayıcılar için büyük potansiyel faydalar sağlayan daha birçok şey önerilmiştir. Yüksek atomik kütlesi ile altın Nanopartiküller, yumuşak doku hücrelerinden çok daha fazla radyasyonu absorbe edebilir, bu da onları tümörlerde radyasyon dozunu artırmak veya teşhis görüntüleme sırasında spesifik dokuların kontrastını arttırmak için ideal hale getirir (örn., Bir dokuya ağırlık itibariyle% 1 oranında doping uygulanması) Nanopartiküller kV X-ışını maruziyetini takiben absorbe edilen radyasyon dozunu iki katına çıkarır).

 

“Kanserle Savaş” ilan edildiği için neredeyse 40 yıl geçti. Artık kişiselleştirilmiş tıbbın kanser hastalarının yönetimi için gelecek olduğuna inanılıyor. Erken teşhis, doğru tanı ve kanserin kişisel tedavisi için benzeri görülmemiş bir potansiyele sahip olan nanoparçacıklar son on yılda kapsamlı bir şekilde incelenmiştir. Bu derlemede, kanseri hedef alan biyomedikal uygulamalardaki altın nanopartiküllerin mevcut durumunu özetleyeceğiz. Altın nanosferler, nanorodlar, nanoseller, nanokajlar ve yüzey geliştirilmiş Raman saçılmış nanopartiküller, in vitro deneylerde, ex vivo ve in vivo görüntüleme, kanser terapisi ve ilaç dağıtımındaki kullanımlarıyla ilgili olarak detaylı olarak tartışılacaktır. Çok fonksiyonellik, nanopartikül bazlı ajanlar için en önemli özelliktir. Hedefleme ligandları, görüntüleme etiketleri, terapötik ilaçlar, ve diğer işlevselliklerin hepsi kanserin hedefe yönelik moleküler görüntüleme ve moleküler terapi için izin verecek şekilde entegre edilebilir. Büyük adımlar atıldı ve pek çok prensip çalışması başarıyla gerçekleştirildi. Gelecek, her zamankinden daha parlak gözüküyor, ancak ele geçirilmesi gereken pek çok engeli var. Çoklu reseptör hedefleme, çok modlu görüntüleme ve çok terapötik varlıklarla altın nanopartiküllere dayanan çok işlevli bir platform, kansere karşı “sihirli altın mermisi” sözünü tutar

Altın nanopartiküllerin biyomedikal uygulamaları: Kanser nanoteknolojisi, moleküler görüntüleme, moleküler tanı, hedefli terapi ve biyoinformatik dahil olmak üzere, kanserin ortaya çıkmasında geniş çapta potansiyel uygulamalar olan disiplinler arası bir alandır. Kanser nanoteknolojisinin devam eden gelişimi, genetik ve protein biyolojik belirteçlerinin her bir hastanın moleküler profiline dayalı kanseri teşhis ve tedavisinde kullanılabileceği kişiselleştirilmiş onkoloji vaadini taşıyor. Altın nanoparçacıklar, in vitro deneyler, in vitro ve in vivo görüntüleme, kanser tedavisi ve ilaç verme gibi çeşitli alanlarda araştırılmıştır

Çok fonksiyonellik, nanoparçacıkların geleneksel yaklaşımlara göre en önemli avantajıdır. Hedefleme ligandları, görüntüleme etiketleri, terapötik ilaçlar ve diğer birçok işlevsel kısımlar, hedeflenen moleküler görüntüleme ve kanserin moleküler terapisi için nanoparçacık konjugatına entegre edilebilir. Altın nanoparçacık, hem görüntüleme hem de tedavi uygulamaları için istifade edilebilen, kendine güvenen optik özelliklerinden dolayı bir anlamda benzersizdir. Nanotıpın geleceği, hem terapötik bileşenleri hem de multimodal görüntülemeyi birleştiren çok fonksiyonlu nanoplatformlarda yatıyor. Nihai hedef, nanopartikül bazlı ajanların, sistemik toksisite olmaksızın, etkili, spesifik in vivo ilaç vermesine izin verebilmesidir ve verilen doz ve terapötik etkinlik, zaman içinde noninvaziv olarak doğru bir şekilde ölçülebilir.

Erbiyum Elementi ve Kullanım Alanları

Bu yazı dizisi ile sizlere Erbiyum elementi veErbiyium elementi kullanım alanları hakkında açık seçik bilgi parçacıkları vermek istiyorum. Doğada çok az rastlanan Erbiyum elementi Er sembolü ile ifade edilir. İlk kere 1843 yılında bilim adamı Mosander tarafından keşfedilmiştir. Nükleer teknoloji ve buna bağlı sistemlerde nötron emen çubuklar olarak kullanılırlar ve bu işte de çok başarılı olduklarını belirtmek gerek.

Erbiyuma alaşım amaçlı Vanadyum eklendiği zaman sertliğinden eser kalmaz ve çok kolay hamlelerle şekilden şekle girer. Yani diğer bir deyişle işlenebilirliği artar. Pembe bir renge sahip Erbiyium aynı zamanda cam, porselen gibi daha birçok madde içinde renk vermek amacıyla kullanılır. Siz de güzel bir Erbiyum elementine sahip olmak isterseniz nanokar.com’ a bekleriz!

Elmas Nanopartiküller

Yüksek saflık oranına sahip elementler her zaman için düşük saflık oranına sahip elementlere nazaran daha dayanıklı, daha güçlü ve daha farklı olmuşlardır. Bu konudaki esas kıstas budur. Ve hemen güzel ve basit bir örnek vererek konunun sizin açınızdan pekişmesini sağlayalım. Diyelim ki elmas bir yüzük aldınız. Ne kadar da etkileyici ve güzel bir görünüme sahip değil mi? Evet işte tam da bundan bahsediyordum. Peki bu elmas yüzüğü sizin için değerli ve önemli kılan şey ne?

Boyutu mu?

Parlaklığı mı?

Rengi mi?

Kalitesi mi?

Elması değerli ve eşsiz kılan özellikler yukarıdakilerden hepsidir. Eğer değerli bir elmas arıyorsanız yukarıdaki kıstaslardan başarı ile geçmelidir. Eğer içindeki yabancı madde oranı yüksekse parlak değil aksine sönük olacaktır. İşte böyle.

Elmas Nanopartiküller

Elmas Nanopartiküller

Yine bir başka açında bakacak olursak endüstriyel amaçlı satılan bir karatlık elması ile takı amaçlı satılan bir karatlık elmas arasında da bariz bir fiyat farkı vardır.

Bunun nedeni de iki farklı elmas elementin sahip olduğu saflık derecesi ve içindeki yabancı madde oranı! Şuana dek saydığımız kalite unsurları elmas nanopartiküller için de geçerlidir. Bu yüzden hangi firma ile anlaştığınız ya da hangi web sayfası aracılığı ile elmas nanopartikülleri araştıracağınız sizin için en belirleyici ve önemli bir adım olacaktır.

 

 

Her zaman için yüksek saflıktaki elmas nanopartikülleri  www.nanokar.com

web sayfasında bulabilirsiniz.

 

Nanoparçacıkların, Tıbbi Kullanım İçin Güvenilirliği Artık Çok Kısa Sürede Belirlenebilecek

Nanoparçacıkların, Tıbbi Kullanım İçin Güvenilirliği Artık Çok Kısa Sürede Belirlenebilecek. İsviçre’deki bilim insanları, tıbbi kullanım için nanoparçacıkların güvenilirliğini belirlemek için yenilikçi bir yöntem keşfettiler. Bilim adamları artık nanoparçacıkların insan vücudunda bir haftadan az bir sürede kullanılmaya uygun olup olmadığını belirleyebiliyorlar. Nanopartiküller, teşhis için işaretleyiciler olarak veya terapötik molekülleri vücudun belirli alanlarına iletmek için uygundur.

Cenevre Üniversitesi’nden (UNIGE) Profesör Carole Bourquin, “Araştırmacılar, yaşayan bir organizma üzerinde ne gibi bir etkiye sahip olacağını bilmeden, nanoparçacık geliştirme için yıllarını geçirebilirler. Dolayısıyla, geliştirme sürecinin başında uygulanabilecek etkili bir tarama yöntemi tasarlamak için gerçek bir ihtiyaç vardı. Gerçekten de, eğer nanoparçacıklar uyumlu değilse, birkaç yıl süren araştırma basitçe çöpe atılabilir. ”

Nanoparçacıkların insan kullanımına uygun olması için geçirmesi gereken üç aşama var.

Bunlar zehirsizlik, bağışıklık sistemini aktive etme kabiliyeti ve makrofajlar ( dokularda bulunan patojenlerin, ölü gözelerin (hücrelerin), hücresel kalıntıların ve vücuttaki yabancı maddelerin yutulmasından sorumlu hücrelerdir. Makrofajlar doğuştan bağışıklık sisteminin bir bölümüdürler.) tarafından emilip emilmeyecekleri.

UNIGE’den Inés Mottas, şunları söyledi: “Yeni bir parçacık geliştirmeye başladığınızda, reçetenin her seferinde aynı olmasını sağlamak çok zor. Farklı partileri test edersek, sonuçlar farklı olabilir. Dolayısıyla, üç parametrenin aynı anda ve aynı numunede ürünün biyolojik uyumluluğunu sağlamak için test edilmesi için bir yol bulma fikri çok güzel”.

Profesör Bourquin ve araştırma ekibi nanopartikül uygunluğunu belirlemek için akış sitometrisi (hücre veya partiküllerin akmakta olan bir akışkanın içindeyken karakteristiklerinin ölçülmesidir ) kullandı. Makrofajlar bir lazer ışınının önüne geçmeden önce 24 saat nanoparçacıklarla inkübe edildi. Test edilen nanoparçacıklar floresan olduğundan, makrofajlar tarafından alınan miktar belirlenebilir. Makrofajlar tarafından yayılan flüoresans, nanoparçacıklara tepki olarak ölçüldü ve aktivasyon seviyeleri belirlendi. Tüm süreç iki veya üç gün içinde tamamlanır.

Freiburg Üniversitesi ile birlikte geliştirilen bu yöntem National Centres of Competence Merkezlerinde yer alan ‘ ‘Bio-inspired Materials’ programının bir parçasıdır. Araştırmacılar, araştırmalarda maliyet tasarrufunun yanı sıra bu yeni yaklaşımın hayvan testinin kullanımını sınırladığına inanmaktadırlar.

Böcekler, Renk Değiştiren Nanoparçacıkların Gelişmesine Yardımcı Oluyor

Böcekler, Ticari Kullanım İçin Renk Değiştiren Nanoparçacıkların Gelişmesine Yardımcı Oluyor. Bilim adamları, böceklerin parıldayan ve değişen renklerinden esinlenerek, renk tonunu değiştirebilen nanoparçacıklar geliştirdiler.

Bazı böceklerin kabukları ya da dış iskeletleri, ışığı saçan ve göz kamaştırıcı renkler üreten kristal biçimli yığınlar ile kaplıdır. Bazı durumlarda, bu renkler görünüm açısının hafifçe kaymasıyla değişebilir. Bilim adamları böceklerdeki bu özellikleri gösteren yapısal renkleri, boya, kozmetik ve diğer ürünlerde kullanabilmek için çalışmalar yapıyorlar. Pek çok pigmentin aksine, yapısal renkler çevre dostudur ve solmaya karşı direnirler.

Bununla birlikte, yapısal renkleri malzemelere entegre etmek için kullanılan güncel teknikler zaman alıcı ve masraflıdır. Ve bir kez bir yüzeye tutturulduklarında onları değiştirmek zordur. Geon Hwee Kim, Taechang An ve Geunbae Lim bu zorlukların üstesinden gelmeye çalıştı.

Araştırmacılar, 40 ila 80 derece santigrat derece suda çinko oksit sıralı nano yapılarını sentezlemek için hidrotermal büyüme adı verilen bir işlemi kullandılar.

Bu teknik minik parçacıkları hızlı ve kolay bir şekilde üretti. Metod ayrıca, nano yapıların boyutunu ve aralıklarını daha iyi kontrol edilebilmesini sağladı. Bu, bir materyal veya kumaşta renkleri gerektiği gibi ayarlamak için önemli bir adım. Araştırmacılar, bu yeni tekniğin, sensörlerde kullanılmak üzere mikroelektrodların imalatı da dahil olmak üzere geniş uygulamalara sahip olabileceği söylüyor.

Araştırmacılar, Kore Ulusal Araştırma Vakfı tarafından destek alıyorlar.
Makale ” Bioinspired Structural Colors Fabricated with ZnO Quasi-Ordered Nanostructures” ismi ile http://pubs.acs.org/da yayınlandı.

Metal Nanopartiküller

Metal nanopartiküller Son on yılda, Metal Nanoparçacıkların kullanımı biyolojik algılamada büyük bir etkiye sahip olmuştur. Asil metal Nanopartiküllerin benzersiz özellikleri, biyoanalitlerin özel tespitinde gelişmiş yeteneklere sahip yeni biyo-algılama platformlarının geliştirilmesine izin vermiştir. Soy metal Nanoparçacıklar benzersiz spektral ve optik özellikleriyle müttefik olan benzersiz fizikokimyasal özellikleri (basit kimyasal ve yüksek yüzey-hacim oranları ile işlevsellik kolaylığı gibi) göstermekle birlikte, bir çok biyo algılama platformu geliştirmiştir. Ek olarak, floresans, kızılötesi ve Raman spektroskopisi gibi yaygın olarak kullanılan teknikler için ek veya geliştirilmiş bir uygulama katmanı da sağlarlar.

Metal-nanoparçacıklar  genel olarak, sadeliği, fizyokimyasal açıdan şekillenebilirliği ve yüksek yüzey alanlarından dolayı, biyosensörleri sarmak için en yaygın nanoteknolojiye dayalı yaklaşımlardan biridir. Çapı 1 ila 100 nm arasında değişebilir, farklı şekillere sahip olabilirler ve soy metaller, ağır metaller, demir, vb. Gibi bir veya daha fazla inorganik bileşikten oluşabilirler. Çoğunluğu büyük oranda Mikro parçacıklarda veya dökme malzemelerde gözlenen olanlar.

Metal nanopartiküller yarıiletken nanokristallerdeki kuantum sınırlaması, bazı Metal Nanopartiküllerde yüzey Plasmon rezonansı ve manyetik malzemelerdeki süper para manyetizma gibi özellikleri keşfedebiliriz. Asal metal NP’leri, özellikle altın ve gümüş NP’ler, en yaygın olarak incelenen Nanomalzemeler arasındadır ve moleküler teşhis, görüntüleme, ilaç dağıtımı ve tecavüz için sayısız teknik ve yöntem geliştirilmesine yol açmıştır. Lokalize Yüzey Plasmon Rezonansı (LSPR) gibi nanoölçekteki benzersiz fizikokimyasal özelliklerinin çoğu yeni biyosensörlerin geliştirilmesi için incelenmiştir. Bu derlemede, yeni yüksek hassasiyetli ve spesifik biyolojik algılama tekniklerinin geliştirilmesi için şu ana kadar araştırılan asal Metal Nanopartiküllerin bu eşsiz fizikokimyasal özellikleri üzerinde durulacak; biyolojik numunelerle başarıyla test edilmiş olanları destekliyor. Bazı yeni raporlar, asil Metal Nanopartiküller için özel biyolojik başvuruları ele almışken,

Şirketimiz ve yeteneklerimiz hakkında Nano bileşik ile bilgi almak için www.nanokar.com

Nanomalzemeler satın almak veya Metal Nanopartiküllerini tartışmak isterseniz, info@nanokar.com

adresinden bize mail atabilirsiniz.

Mikro Tozlar

Mikro Tozlar , kimya, fizik ve malzeme biliminin birçok alanında çok önemli bir rol oynamaktadır. Metal elementler, çeşitli sentez teknikleriyle geniş bir çeşitlilikte oksit bileşikleri oluşturabilirler. Elektronik yapı farkından dolayı metalik, yarı iletken veya yalıtkan karakter gösterirler. Oksitlerin çeşitliliği, mikroelektronik devrelerin, sensörlerin, piezoelektrik cihazların, yakıt hücrelerinin, korozyona karşı kaplamaların ve katalizörlerin üretiminde geniş uygulamaları mümkün kılar. Örneğin, hemen hemen tüm katalizörler, aktif bileşen olarak dağılmasına izin veren aktif faz, yükseltici (veya destek) olarak bir oksit içerir.

Mikro Toz Kimya ve petro kimya endüstrilerinde, oksit ve metal / oksit katalizörleri kullanan süreçler vasıtasıyla milyarlarca dolarlık ürünler her yıl üretilmektedir. Çevre kirliliğinin kontrolü için, oksitler içeren katalizörler veya sorbentler, fosil türevi yakıtların yakılması sırasında oluşan CO, NOx ve SOx türlerini uzaklaştırmak için kullanılır.

Mikro Toz Kimya

Ayrıca, yarı iletken endüstrisinin en aktif alanları oksitlerin kullanılmasını içermektedir. Böylece, bilgisayarlarda kullanılan çiplerin çoğunda bir oksit bileşeni bulunur. Şimdiye kadar, sürekli araştırmalar ve yeni sentez yöntemleri geliştirilmek üzere birçok potansiyel malzeme uygulaması mevcut. Yeni uygulamaları istismar etmek için, metal oksit malzemeleri, inorganik kimyagerin amaçlarından biridir. Mikro Tozlar genellikle iyi tanımlanmış kristal yapılar ile sağlam ve istikrarlı sistemlerdir.

Mikro Toz ve metal borürler aşırı sertlik ve aşındırıcılık nedeniyle özel testere bıçakları ve aşındırıcı tekerleklerin imalatında kullanılırlar. Her ikisi de sırasıyla 3350 ° C ve 3000 ° C derece yüksek erime noktalarına sahiptirler. Yüksek Sertliği nedeniyle, Mikro Tozlar cila ve sürtünme uygulamalarında zımpara olarak ve ayrıca su püskürtmeli kesme gibi kesme uygulamalarında gevşek bir aşındırıcı olarak kullanılır. Aynı zamanda elmas araçlarının soyunması için de kullanılabilir

 

Şirketimiz ve yeteneklerimiz hakkında Nano bileşik ile bilgi almak için www.nanokar.com

Nanomalzemeler satın almak veya Alaşım Nanopartiküllerini tartışmak isterseniz, info@nanokar.com

adresinden bize mail atabilirsiniz.

Alaşımlı Nanopartiküller

Alaşım Nanopartiküller, nano bilimin ve nanoteknolojinin temel taşlarıdır. Nano yapı bilim ve teknoloji, son birkaç yıldır dünya çapında patlayan genişleyen araştırma ve geliştirme faaliyetidir. Malzemelerin ve ürünlerin yaratılma biçimlerini ve erişilebilen işlevlerin çeşitliliği ve kapsamını devrim yapma potansiyeline sahiptir.

Alaşımlı Nanopartiküller

Alaşımlı Nanopartiküller

Gelecekte emin adımlarla artacak olan önemli bir ticari etkiye zaten sahip. Bazı nano malzemeler doğal olarak oluşur, ancak özellikle ilgi çekici olan nano malzemeler (EN), birçok ticari ürün ve proses için kullanılmaya uygundur. Güneşten koruyucular, kozmetik ürünler, spor malzemeleri, lekeye dayanıklı giysiler, lastikler, elektronik malzemeler ve diğer günlük öğeler gibi şeylerde bulunabilirler;

Alaşımlı  Nanopartiküllerin iki temel nedeni nano ölçekte, farklı özelliklere sahip olabilir, nispi yüzey alanı ve yeni kuantum efektleri artar. Nano malzemeler, geleneksel formlarına göre daha büyük bir yüzey alanı / hacim oranına sahiptir ve bu da daha büyük kimyasal reaksiyona neden olur ve onların kuvvetini etkiler. Ayrıca nano ölçeğinde, nicel efektler malzeme özelliklerini ve özelliklerini belirlemede çok daha önemli hale gelebilir, böylece yeni optik, elektriksel ve manyetik davranışlara neden olabilir. Nano malzemeler hali hazırda ticari olarak kullanılmaktadır, bazıları birkaç yıl veya on yıllardır mevcuttur. Günümüzde mevcut olan ticari ürün yelpazesi, leke dayanıklı ve kırışmasız tekstiller, kozmetik ürünler, güneşlik ekranlar, elektronik malzemeler, boyalar ve vernikler gibi çok geniştir. Nano kaplamalar ve nano kompozitler, çeşitli tüketici ürünlerinde, örneğin pencerelerde,

 

Şirketimiz ve yeteneklerimiz hakkında Nano bileşik ile bilgi almak için www.nanokar.com

Nanomalzemeler satın almak veya Alaşım Nanopartiküllerini tartışmak isterseniz, info@nanokar.com

adresinden bize mail atabilirsiniz.

Nano Bileşikler

 

Nano bileşik Nanoteknoloji alanında asil Bor Nitrür nano parçacıkları (NP), yeni biyolojik sensörlerin geliştirilmesinde ve / veya daha spesifik ve son derece hassas biyolojik moleküler teşhis için mevcut biyolojik algılama tekniklerinin geliştirilmesinde önemli bir rol oynadı. Bu tür metallerin nano ölçeğinde benzersiz fizikokimyasal özellikleri, (i) bakım noktası hastalık teşhisi için nano biyosensörler, (ii) in vivo algılama / görüntüleme için nano problar gibi, çok çeşitli biyosensörlerin geliştirilmesine yol açmıştır. (iii) temel biyoloji üzerine bilimsel araştırmalara fayda sağlayan diğer nanoteknoloji tabanlı araçlar. Aslında, Nano Bileşik, genel olarak, biyosensör geliştirmek için en yaygın nanoteknoloji temelli yaklaşımlardan biridir;

Nano bileşik yarıiletken nano kristallerdeki kuantum sınırlaması, bazı metal NP’lerde yüzey Plasmon rezonansı ve manyetik malzemelerdeki süper para manyetizma gibi özelliklerini gözlemleyebiliriz. Asal metal NP’leri, özellikle altın ve gümüş NP’ler, en yaygın olarak incelenen Nanomalzemeler arasındadır ve moleküler teşhis, görüntüleme, ilaç dağıtımı ve tecavüz için sayısız teknik ve yöntem geliştirilmesine yol açmıştır. Lokalize Yüzey Plasmon Rezonansı (LSPR) gibi nanoölçekteki benzersiz fizikokimyasal özelliklerinin çoğu yeni biyosensörlerin geliştirilmesi için incelenmiştir. Bu gözden geçirme, yeni yüksek hassasiyetli ve spesifik biyolojik algılama tekniklerinin geliştirilmesi için şu ana kadar araştırılmış olan soy metal NP’lerin bu eşsiz fizikokimyasal özelliklerine,

 

Şirketimiz ve yeteneklerimiz hakkında Nano bileşik ile bilgi almak için www.nanokar.com

Nanomalzemeler satın almak veya Alaşım Nanopartiküllerini tartışmak isterseniz, info@nanokar.com

adresinden bize mail atabilirsiniz.

Gümüş Nanopartiküller

Nanopartiküller üç boyutludurlar ve 1 ile 100 nanometre arasında değişen uzunluğa sahiptirler. Gümüş nanopartiküller aracılığı ile tümörlerin tespit edilmesi ve tedavi edilmesi hesaplanıyor. Bu ise dostum uzak bir gelecek değil.  Bahsi geçen bu gümüş nanopartiküller küresel şekillerde meydana gelirken tamamıyla gümüş bileşenlerden oluşmaktadırlar. Daha bitmedi! Nanopartiküller şayet hedefine ulaşamaz ise bedene hiçbir şekilde zarar vermiyorlar ve yıkanma yoluyla kolayca bedenden atılabiliyorlar.

Belirlenmiş uyaranlara cevap vermesi amacıyla sadece nanopartiküllerden istifade etmek ya da bu fikri ortaya atmak modern tıp için oldukça yeni ve çığır açıcı. Bu yeni konsept ile beraber aşırı nanopartiküllerin neden olduğu zehirlenmeler de tarihin derinliklerinde kaybolup gidecek. Zira bedende biriken ve fazlalık oluşturan partiküller böbreklerin yardımı sayesinde bedenden atılmaktadır.  Bir araştırma sonucu bu konu hakkında aynen şöyle söylüyor: “Bu metodun eşsiz yanı çıkarılan nanopartiküllerin hedef hücrelere geçememesindedir. Aslında hücrelerle uyum sağlayan nanopartiküllere odaklanarak hangi hücrelerin hedeflendiğini anlayabilir ve böylece doku taşıma yollaklarını daha detaylı çalışabiliriz.” Bu makale sayesine nanopartikül nedir ya da gümüş nanopartikül nedir gibi aklınızda oluşan sorulara cevap verebildiğimizi sanıyorum az da olsa. Bu ve benzeri konulardan en birincil ağızdan ve en güvenilir kaynaktan bilgi alabilmek için www.nanokar.com web adresimize bekliyoruz. Aklınıza takılan bütün sorulara cevap bulabilir ve oluşan merakınızı giderebilirsiniz.