Category Archive Blog

Mikrobiyolojik Analiz Nedir ?

Mikrobiyoloji, mikro boyutlarda bulunan canlı organizmaları inceleyen bilim dalına verilen isimdir. Mikrobiyolojinin konusu bakteriler, virüsler gibi vs. şeyler olabilir. Mikrobiyoloji bu organizmaları laboratuvar ortamında inceler. Sağladığı bilgiler tıp, tarım ve endüstri gibi alanlarda kullanılmaktadır.

Mikrobiyoloji bilimi çeşitli analizler yaparak yardım ettiği branşlardaki sorunların çözülmesini sağlar. Güvenilir özelliklere sahip, üretim kalitesi yüksek gıdaların elde edilmesi sırasında yapılan işlemleri kontrol eden sistemlerden biri de mikrobiyolojik analizlerdir. Bu yüzen mikrobiyolojik analizler insan hayatını kolaylaştıracak ölçüde önemlidir. Mikrobiyolojik analizler ürünlerin güvenirliğini artırmada ve uzun süre dayanıklı bir şekilde kalmasını sağlamada büyük öneme sahip çalışmaları içerir.

Mikrobiyolojik analizler,

  • Sayım,
  • Var-yok testleri,
  • Biyolojik stabilite testleri,
  • Toksin testleri,

Mikro boyutta partikül ölçümü

0,02 um – 2000 um Aralığında Parçacık Boyutu Ölçümü

Mikronize toz ve toz alaşımlarının elek analizlerini tayin etmek amacı ile kullanılan yöntemdir.

Nano Boyutta Parçacık Ölçümü

Parçacık Boyutu Ölçümü Akışkan bir sıvı içerisinde yüzen veya asılı kala parçacıklar, içinde bulunduğu çözücü moleküllerin bombardımanı ile rastgele hareketi sonucu brown hareketi yaparlar. Dynamic Light Scattering (DLS) tekniği kullanılarak brown hareketinin hızı ölçülür ve parçacık boyutu ile ilişkilendirilir.

 

Brown hareketinin ölçülebilmesi için akışkanın viskozitesi ve sıcaklığının bilinmesi gerekir. Numune sıcaklığı ile analiz sıcaklığının aynı olması gerekmektedir. Aksi takdirde örnek içinde oluşacak konveksiyon akımı taneciklerin düzensiz olmayan hareketine yol açar. Buda boyut algısını bozar. Partikül boyutu büyüdükçe Brown hareketi yavaşlarken, sıcaklık yükseldikçe Brown hareketi hızlanır. Brown hareketin hızı “difüzyon katsayısı” ile tanımlanır.

DLS ile ölçülen çap değeri bir partikülün bir sıvı içerisinde nasıl hareket ettiğini gösterir. Buna hidrodinamik çap denir. Bu değer, Stokes-Einstein denklemi kullanılarak elde edilir. Elde edilen çap değeri partikülle aynı difüzyon katsayısına sahip kürenin çapıdır. Bu difüzyon katsayısı sadece partikülün esas boyutuna bağlı değildir, aynı zamanda ortamdaki iyonların tipine ve konsantrasyonuna da bağlıdır. Zetapotansiyel ve Mobilite ölçümü Zeta potansiyel, taneler arasındaki itme veya çekme değeri ölçümüdür. Zeta potansiyel ölçümü dağılma mekanizmaları ile ilgili ayrıntılı bilgi verir ve elektrostatik dağılma kontrolünün anahtarıdır.

 

Belli bir yükteki tane, süspansiyon içerisindeki karşı yükteki iyonları çeker, sonuç olarak, yüklü tanenin yüzeyinde güçlü bir bağ yüzeyi oluşur ve daha sonra da yüklü tanenin yüzeyinden dışa doğru yayılmış bir yüzey oluşur. Yayılmış bu yüzey içersinde kayma yüzeyi diye adlandırılan bir sınır bulunur. Yüklü tane ve onun etrafında bulunan iyonların kayma yüzey sınırına kadar olan kısım tek bir parça olarak hareket eder. Bu kayma yüzeyindeki potansiyel zeta potansiyeli olarak isimlendirilir ve hem tanenin yüzey yapısından hem de içinde bulunduğu sıvının içeriğinden etkilenir. Tanelerin polar sıvılar içerisindeki davranışlarını yüzeylerindeki elektrik yükü değil, zeta potansiyel değerleri belirler.

 

Uygulama Alanı

• Polimer ve proteinler (küme ölçümleri)

• Nanoparçacıklar • Emülsiyon kararlılığı (Tane boyutu büyüklüğü ve Zeta potansiyel)

• Pigmentler (Pigment rengi ve tonu tane boyutu büyüklüğüne bağlıdır)

• Atık su arıtımı (Atık suyun içindeki tanelerin topaklandırılma koşulları)

• Seramik prosesleri ( Seramik süspansiyonlarının dağılma kalitesi)

• Sıvı mürekkep ve tonerler

Antibakteriyel Kateter Kaplama

Antibakteriyel katater, idrar yolu enfeksiyonlarına(İYE) karşı koruyucu ve önlemek amacıyla geliştirilmiş, katater yüzeyi antibakteriyel hidrofilik ajanla kaplanmış, kataterlerdir. Kateter yüzeyindeki antibakteriyel kaplama ajanı mikroorganizmaların çoğalmasını inhibe eden ve sürekli kullanım ile tekrar oluşmasını tamamen engelleyen bir yapıdadır.
Sol-gel yöntemi ile hazırlanan kaplamalar, düşük sıcaklıkta sertleştirilmektedir.
 

Uygulamaları 

Orta ve uzun süreli kullanımlar için çeşitli kateter ve stent yüzeylerinde

Özellikleri 

Uzun süreli kullanımlar için dayanıklıAnti-Trombojenik (pıhtı oluşumunu engelleyen) ve Anti-Bakteriyel özellikleri bir arada gösteren kaplama,
Yüksek mekanik dayanım

Tıbbi Alet ve Ekipmanları Gümüş Nano Partikülleri İçeren Mikrobisit Kaplama

Nano teknoloji, çok küçük maddelerin teknolojisi olarak bilinmektedir. 1 nanometre, metrenin milyarda biri, diğer bir deyişle, 1 milimetrenin milyonda biri kadardır. Bir hidrojen atomunun çapının 10 katına eşittir.

Bir saç teli ~ 100.000 nanometre

Bakteri ~ 1.000 nanometre

Virüs ~ 100 nanometre

DNA ~ 2,5 nanometre

H atomu ~ 0,1 nanometre

Boyut olarak, 10-100 nanometre aralığında olan ürünler “nano teknolojik ürün” diye sınıflandırılır. Nano Gümüş, 10-100 nanometre boyutunda olan metalik gümüş taneciklerinden oluşur.

 

Nanokompozit-gümüşkolloid sistemi.  Daldırma, püskürtme ilekaplama.

 

Termal sertleştirme.

 

Kullanım Alanları:

Pratik ve metal tümmalzemeler dolayısıyla tümimplantlar kaplanarakimplantlardan kaynaklananenfeksiyonlar önlenmektedir .

 

Özellik ve üstünlükleri:

 

< 1 mikron kaplama kalınlığı.

 

< 100 derece sertleştirme sıcaklığı.

 

  1. aureus , E. coli’e ve çok sayıda bakteriye karşı kanıtlanmış etkinlik.

 

İmplantın yerleştirilme sırasında kaplamada hasar oluşmamakta.  Hayvan deneylerinde çok başarılı sonuçlar

Ahşap Nano Yüzey Kaplamlar

Ahşap yüzeylerde su itici amaçlı kullanılan özel ve çok yüksek kalitede Nano SiO2-kaplamadır. Nano kaplamalar gözeneklerin içine ultra ince bir tabaka halinde penetre olurlar. Kaplanan yüzey, nefes alabilir özellikte mükemmel bir yapısal koruma kazanır. Kontaminasyonun çok büyük bir bölümü yağmur ile yıkanarak temizlenir. Uygulandığı ahşap üzerinde asla renklenme ya da doku farklılığı yaratmaz, tamamen görünmezdir.

Kalem Sertlik Testi

Farklı sertlikteki kalemler, kendi standart ağırlığı olan ve hareket eden parçaya takılır. Bu konumda kalemler kaplama yüzeyine ~45o’lik bir açı oluşturmakta ve hareket eden parça su terazisi ile ayarlanarak zemin ile paralel konumda olmaktadır.

Daha sonra herhangi bir ağırlık uygulamadan, hareket eden parçanın kendi ağırlığı ile kaplama yüzeyinin farklı sertlikteki kalemler ile çizilip çizilmediği incelenir. Gerekli görüldüğü durumlarda mikroskop ile yüzey incelenir.

FT-IR Spektroskopisi Analizleri

FT-IR analizleri Bruker Tensor 27 model cihazı ile gerçekleştirilmektedir. Analiz edilecek olan örneğin katı veya sıvı olmasına göre, pellet tutma aparatı veya ATR (zayıflatılmış toplam yansıma) aparatı ile analizler gerçekleştirilmektedir. FT-IR analizi ile sistem içerisinde bulunan fonksiyonel grupların belirlenmesi yapılmaktadır.

Fotokatalitik Bozunma – Aktivite Testi

Testler için kullanılan Solar Box (Güneş Simülatörü, Erichsen Solar-Box 1500) cihaz yandadır

Mevcut test BS ISO 10678:2010 standardı temel alınarak gerçekleştirilmektedir.
Örnekler istenilen boyutlarda (2,5×4 cm, 5×5 cm, 10×10 cm) kesilerek bir kap içerisine yerleştirilip, üzerlerine derişimi ayarlanmış Rodamin B çözeltileri eklenmektedir. Rodamin B çözeltileri yalnızca gerekli miktarlarda deiyonize su eklenerek hazırlanmaktadır.

Her bir analiz numunesi 24 saat süresince güneş simülatörü (Cihaz adı: Erichsen Solar-Box 1500) içerisinde ışınlandırılmaktadır. Işınlandırmanın ardından her bir kaptan belli miktarda örnek alınıp UV-Visible spektrofotometresinde (Cihaz adı: VarianCary 5000) analiz edilerek ~550 – 560 nm dalgaboyunda gelen absorpsiyon pikinin ölçümü gerçekleştirilmiştir. Her bir test en az üç paralel ile yapılmakta ve sonuçların ortalamaları alınmaktadır.
Her bir örnekte bulunan Rodamin B çözeltisinin 24 saat ışınlandırma ardından ~550-560 nm’de verdiği en yüksek absorpsiyon değerlerinin ortalamaları (ya da her bir pikin altında kalan alanın ortalamaları) değerlendirilerek Rodamin B boyar maddesindeki % azalma miktarı hesaplanmaktadır. Absorpsiyon şiddetindeki azalma, doğrudan fotokatalitik aktivite ile bağlantılıdır.

Antibakteriyel Testler

ANTİMİKROBİYAL AKTİVİTENİN ARAŞTIRILMASI
Laboratuvarlarımız tarafından metal, plastik, cam gibi çeşitli yüzeylerin, kaplanmış veya kaplanmamış, farklı geometrik şekillerdeki her çeşit malzemenin(örneğin klozet, lavobo, zemin döşemesi, çorap gibi tekstil malzemeleri, anahtar…vs) ve dezenfektan gibi sıvı haldeki malzemelerin anti-bakteriyel etkileri araştırılıp, incelenmektedir.
Bu amaçla kullanılan bakterilerden bazıları aşağıda gösterilmiştir.

Bakteriler
Acinetobacterbaumannii
Klebsiellapneumoniae
Escherichiacoli
Staphylococcusaureus
Enterococcusfaecalis
Aspergillusbrasiliensis
Bacilluscereus
Citrobacterfreundii
Pseudomonasaeruginosa
Enterobactersakazakii
 
Kullanılan test yöntemleri 

Disk Difüzyon Yöntemi: 
CLSI(ClinicalandLaboratoryStandardsInstitute)’nin bakterilerin antibiyotiklere duyarlılıklarını test etmek amacı ile önerdiği standart disk difüzyon metodu analiz numuneleri için uyarlanmaktadır. Bu metoda göre, altı mm çapındaki steril standart boş disklere analiz numunesi emdirilerek, bakteri yayılmış besiyerlerine diskler teker teker yerleştirilmektedir. Başka birpetri kutusuna sterilite kontrolü için boş disk te yerleştirilir ve inkübeedilir. Süre sonunda disklerin çevresinde üreme olmayan alan mm olarak ölçülerek kontrol grubu ile karşılaştırılır.
Sıvı Mikrodilüsyon Yöntemi (MIC saptanması):Analiz numunelerinin MIC değerlerinin belirlenebilmesi için CLSI tarafından önerilen sıvı mikrodilüsyon yöntemi uygulanmaktadır. “MIC” bakteriyel büyümenin inhibe edildiği en düşük konsantrasyon olarak tanımlanmaktadır.
Minimum Bakterisidal Konsantrasyon (MBC):Analiz numunelerinin MBC değerlerinin belirlenebilmesi için CLSI tarafından önerilen MBC test prosedürü uygulanmaktadır. Konvansiyonel sıvı mikrodilüsyon MIC duyarlılık testi değerlendirildikten sonra, MIC’e eşit ve MIC’ten büyük analiz numunesi içeren örnekler ile mikroorganizmaların bulunduğu solüsyonlardan agar plağına ekilerek subkültür yapılmaktadır. İnkübasyon süresinin sonunda bakteri inokulümünün % 99.9’unu inhibe eden en düşük analiz numunesi konsantrasyonu MBC değeri olarak tanımlanacaktır.
Ayrıca çeşitli ürün grupları için farklı standart analiz yöntemleri de kullanılmaktadır. Bu standartlardan bazıları aşağıda bulunmaktadır;
• JIS Z 2801
Antimicrobialproducts-Test forantimicrobialactivityandefficacy

• ASTM E3031-15
Standard Test MethodforDetermination of Antibacterial Activity on CeramicSurfaces

• AATCC 100
AntibacterialFinishes on TextileMaterials

• ASTM E2149-01 ve ASTM E2149-10
DeterminingtheAntimicrobial Activity of ImmobilizedAntimicrobialAgents Under DynamicContactConditions

• ASTM E 2180-01
Determiningthe Activity of IncorporatedAntimicrobial Agent(s) InPolymericorHydrophobicMaterials

• TS EN 13727
Chemicaldisinfectantsandantiseptics — Quantitativesuspension test fortheevaluation of bactericidalactivity of chemicaldisinfectantsforinstrumentsused in themedicalarea

• TS EN 1276
Chemicaldisinfectantsandantiseptics — Quantitativesuspension test fortheevaluation of bactericidalactivity of chemicaldisinfectantsandantisepticsused in food, industrial, domesticandinstitutionalareas

• TS EN1656
Chemicaldisinfectantsandantiseptics — Quantitativesuspension test fortheevaluation of bactericidalactivity of chemicaldisinfectantsandantisepticsused in theveterinaryarea

• TS EN1657
Chemicaldisinfectantsandantiseptics — Quantitativesuspension test fortheevaluation of fungicidaloryeasticidalactivity of chemicaldisinfectantsandantisepticsused in theveterinaryarea

• TS ISO 22196
Plastics — Measurement of antibacterialactivity on plasticssurfaces

Bu yöntemlerin yanında katı besi ortamında koloni oluşturan bakteri birimi sayma yöntemlerine dayanan ve her çeşit (plastik, metal, cam…) yüzeydeki bakteriyel yük analizleri kontrol grubu ile karşılaştırılmalı olarak gerçekleştirilmektedir.

Asit – Baz Testi

Test numuneleri ve test aparatları, derişimi ayarlanmış HCl / NaOH çözeltisi ile 65 derecede 30 dakika termal dengenin sağlanması için Heraus marka etüvde bekletilmektedir. Daha sonra asit/baz çözeltisi test örneğinin farklı bölgelerine uygulanarak 5 dakika 65 derecede bekletilir ve ardından örnek yüzeyi su ile temizlenir. Böylece bir çevrim tamamlanmış olur. Toplamda beş çevrim yapılmaktadır.

Biyosidal Ürün Danışmanlığı

BİYOSİDAL ÜRÜN NEDİR?

Biyosidal Ürünler; Bir veya birden fazla aktif madde içeren, kullanıma hazır halde satışa sunulmuş, kimyasal veya biyolojik açıdan herhangi bir zararlı organizma üzerinde kontrol edici etki gösteren veya hareketini kısıtlayan, zararsız kılan, yok eden aktif madde ve preparatlardır.

Biyosidal Ürünler; 31.12.2009 Tarih ve 27449 Sayılı 4. mükerrer Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “Biyosidal Ürünler Yönetmeliği” ve bu yönetmelikte 21.12.2011 Tarih ve 28149 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren “Biyosidal Ürünler Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” çerçevesinde izinlendirilir.

BİYOSİDAL DANIŞMANLIĞI

Biyosidal Danışmanlığı / Biyosidal Danışmanlık/Biyosidal Ürün Ruhsatı

Biyosidal Ürünler; Bir veya birden fazla aktif madde içeren, kullanıma hazır halde satışa sunulmuş, kimyasal veya biyolojik açıdan herhangi bir zararlı organizma üzerinde kontrol edici etki gösteren veya hareketini kısıtlayan, zararsız kılan, yok eden aktif madde ve preparatlardır.

31.12.2009 tarihinde 27449 (4.Mükerrer) sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan ve 21.12.2011 tarihinde 28149 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan yönetmelikle değişliğe uğrayan “Biyosidal Ürünler Yönetmeliği” kapsamında üretici, ithalatçı veya dağıtıcıların biyosidal ürünleri piyasaya arz edebilmeleri için yönetmelik usullerine göre ürünlerini Ruhsatlandırmaları, etiketlerini hazırlamaları ve onaylatmaları gerekmektedir.

NİÇİN DEZENFEKTANLARA İHTİYAÇ DUYULUR?

Temizlik aşamasından sonra ortamda varlığını sürdürmeye devam edebilecek mikroorganizmaların tümünün öldürülmesi yada zararlı etkeni yapmayacak en düşük düzeye indirilmek istenmesi dezenfektan ihtiyacını ortaya çıkarır.

Temizlik alanında bulundukları yerlerden alınan ve serbest hale geçirilen mikroorganizmaların bir kısmı, suyla birlikte daha geniş bir yüzeye yayılma olanağı bulabilmekte ve bu yeni ortamda üreyerek bir sonraki üretimde olumsuz etkiler oluşturabilmektedir.

Bunların yanı sıra kişisel hijyenin sağlanması, kamuya hizmet veren gıda işletmeleri, hastane, otel, okul gibi alanların yanı sıra veterinerlik alanları, koruyuculara ihtiyaç duyulan bir çok sanayi alanı ve haşere ile mücadelenin gerektiği tarım gibi alanlarda dezenfektan kullanımı gerekmektedir.

Yıllık hacmi 250 milyon TL’ye ulaşan sıvı sabun ve yıllık hacmi 170 milyon TL’yi bulan ıslak mendilden yüzde 10’a yakın pay alan Biyosidal Ürünler ve bunların yanı sıra diğer dezenfektan, insektisit, haşere ilaçları, koruyuculardan oluşan ciddi bir pazar payına sahiptir.

Bu Biyosidal Ürünler 4 ana grup altında sınıflandırılmıştır. Bunlar;

  1. Dezenfektanlar ve genel Biyosidal Ürünler
  1. Koruyucular
  1. Haşere Kontrolü İçin Kullanılan Biyosidal Ürünler
  1. Diğer Biyosidal Ürünler

Ve bu 4 grubun altında da 23 ayrı Ürün Tipi belirlenmiştir.

Bu ürün tiplerinden bir yada bir kaçı için Ruhsat almak isteyen firmaların Sağlık Bakanlığı Türkiye Halk Sağlığı Kurumu nezdinde yürütülen Ruhsat Başvuru sürecini izlemesi gerekmektedir.

Biyosidal ürünlerin insan, hayvan ve çevre sağlığı açısından herhangi bir risk taşıyıp taşımadığı taşıdığı risklerin bertarafı, güvenli kullanım, güvenli depolama, yangın kontrolü gibi hususlar açısından tüketicilerin tam bilgi ile donatılmasını sağlamak maksadıyla Sağlık Bakanlığı titiz bir inceleme evresinden sonra izin ve ruhsat vermektedir.

Nanokar olarak konusunda uzman kadromuzla Biyosidal Ürün Ruhsatı almak isteyen firmalara tüm aşamalarda verdiğimiz Danışmanlık Hizmetimiz ile uzun ve masraflı olan bu sürecin mümkün olan en kısa sürede tamamlanmasını sağlamaktayız.

BİYOSİDAL ÜRÜN RUHSATI NEREDEN ALINIR?

Biyosidal Ürün Ruhsatı Sağlık Bakanlığı Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Çevre Sağlığı Daire  Başkanlığına yapılan müracat neticesinde alınır. Ruhsat temin süresi yönetmelikte 1 yıl olarak düzenlenmiş olup NANOKAR Uzmanları ile bu süre çok daha kısalacaktır.

Biyosidal Danışmanlığı

Biyosidal Danışmanlığı / Biyosidal Danışmanlık/Biyosidal Ürün Ruhsatı

Biyosidal Ürünler; Bir veya birden fazla aktif madde içeren, kullanıma hazır halde satışa sunulmuş, kimyasal veya biyolojik açıdan herhangi bir zararlı organizma üzerinde kontrol edici etki gösteren veya hareketini kısıtlayan, zararsız kılan, yok eden aktif madde ve preparatlardır.

31.12.2009 tarihinde 27449 (4.Mükerrer) sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan ve 21.12.2011 tarihinde 28149 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan yönetmelikle değişliğe uğrayan “Biyosidal Ürünler Yönetmeliği” kapsamında üretici, ithalatçı veya dağıtıcıların biyosidal ürünleri piyasaya arz edebilmeleri için yönetmelik usullerine göre ürünlerini Ruhsatlandırmaları, etiketlerini hazırlamaları ve onaylatmaları gerekmektedir.

Bu Biyosidal Ürünler 4 ana grup altında sınıflandırılmıştır. Bunlar;

  1. Dezenfektanlar ve genel Biyosidal Ürünler
  1. Koruyucular
  1. Haşere Kontrolü İçin Kullanılan Biyosidal Ürünler
  1. Diğer Biyosidal Ürünler

Ve bu 4 grubun altında da 23 ayrı Ürün Tipi belirlenmiştir.

Bu ürün tiplerinden bir yada bir kaçı için Ruhsat almak isteyen firmaların Sağlık Bakanlığı Türkiye Halk Sağlığı Kurumu nezdinde yürütülen Ruhsat Başvuru sürecini izlemesi gerekmektedir.

Biyosidal ürünlerin insan, hayvan ve çevre sağlığı açısından herhangi bir risk taşıyıp taşımadığı taşıdığı risklerin bertarafı, güvenli kullanım, güvenli depolama, yangın kontrolü gibi hususlar açısından tüketicilerin tam bilgi ile donatılmasını sağlamak maksadıyla Sağlık Bakanlığı titiz bir inceleme evresinden sonra izin ve ruhsat vermektedir.

BİYOSİDAL ÜRÜN RUHSATI NEREDEN ALINIR?

Biyosidal Ürün Ruhsatı Sağlık Bakanlığı Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Çevre Sağlığı Daire  Başkanlığına yapılan müracat neticesinde alınır.

BİYOSİDAL ÜRÜN  RUHSATI NASIL ALINIR?

Piyasaya arz edilecek Biyosidal Ürünlerin mutlaka Sağlık Bakanlığınca Ruhsatlandırılmış olması gerekmektedir. Aksi halde  yönetmelik çerçevesinde gerekli izinleri almadan faaliyet yürütenler yada aldıkları izin belgesi kaybolan/tahrip olan yada çeşitli sebeplerle geçerliliğini  kaybettiği halde süresi içerisinde müracaatlarını yaparak izin belgesi üzerinde gerekli düzeltmeyi yapmayanların işyerleri kapatılarak faaliyetleri durdurulur. Aynı zamanda sorumlular hakkında yasal işlem yapılır, para cezası gibi çeşitli müeyyideler uygulanır.

Bu Alanda Verilen Hizmetlerimiz;

  • Ruhsat/Tescil başvurusu için gerekli bilgilerin derlenmesi
  • Genel Danışmalık
  • Ürün Güvenlik Bilgi Formlarının (MSDS) sertifikalı personellerce hazırlanması
  • Yönetmeliğe uygun etiket hazırlanması ve ön başvuru yapılması
  • Yetkilendirilmiş Laboratuarlarda ki Analiz İşlemlerinin Takibi
  • Teknik Dosyanın hazırlanıp Sağlık Bakanlığı’na sunulması
  • Etkili takip ve sonuçlandırma
  • Biosidal Analiz Hizmeleri
  • Mikrobiyolojik Analizler
  • Kimyasal Analizler
  • Anibakeriyel Boya Analizi
  • Anibakeriyel Parke Analizi
  • Anibakeriyel Seramik Analizi
  • Anibakeriyel Dezenfektanlar

Titanyum dioksit içerikli ürün geliştirme

Tiyanyum dioksit (TiO2) maddesi malzeme üzerine birçok alanda örneğin, boya, hava kirliliği, süperkapasitör, biyosensör ve korozyon gibi çok olumlu etkiler sağlar.

Titanyum dioksit (TiO2) maddesi boyaya aşağıdaki özellikleri kazandırır.

1) Koku giderme

2) Buğulanmayı engelleme

3) Foto-kataliz özelliği nedeni ile kendi kendini temizleme özelliği

4) Çevre dostu (daha az su ve deterjan kullanımı)

TiO2 beyaz ve inorganik bir pigmenttir. Beyaz olmasından dolayı kapatıcı, beyazlaştırıcı, ışığı yansıtıcı özellikler taşır. TiO2 içeren nano-malzemelerde kaplanmış maddeler güneş ışığına karşı direnç ve mikropları barındırmama gibi özellikler gösterir. Ayrıca UV ışınlardan da koruma sağlar.

TiO2 boyanın optik özelliklerini iyileştirir. UV ışınları ile foto-katalizör olarak çalışılarak organik ve inorganik kirlilikleri parçalar, yanma dayanımını arttırır, foto-voltaik hücrelerde UV ışınları ile birlikte iletken hale gelerek, enerji üretilmesini sağlar. En iyi foto-katalizörlerden biri TiO2’dir.

Bu yüzden boyalarda foto-katalitik kaplama da TiO2 nano-malzemesi kullanılır. Yani UV ışınlardan koruyan bir kaplama olarak, foto-katalitik kaplamayı açıklayabiliriz. Aynı zamanda, TiO2 katkı maddesi boyalara katıldığında boyalara yanmazlık özelliği de kazandırmaktadır.

Hava kirliliği uygulamalarında yapılan nano-teknoloji çalışmalarında, genellikle TiO2 ve SiO2 nano-malzemeler kullanılır. Yapılan çalışmalarda Pt/SiO2 ve Pt/TiO2 ortamda kurşunun büyük kısmını, NO’in ise %20-25 oranında ortamdan azaltmıştır.

Grubumuzda yaklaşık 3 yıldır fonksiyonel monomer sentezi, bu organik moleküllerin elektropolimerizasyonları ve karbon nanotüp, fulleren, altın, gümüş veya TiO2 gibi nanopartiküllerle kompozit malzeme yapımı ve bunların süper-kapasitör elektrot malzemesi, korozyon önleyici performansları veya biyosensör gibi alanlarda uygulamaları yapılmaktadır.

In-situ polimerizasyonla sentezlenmiş nano-TiO2 partiküller ile polianilinden hazırlanan kaplamalar polianiline göre daha üstün korozyon direnç gösterir. Ağırlıkça % 4.18 TiO2 içeren polianilin korozyon direnci bakımından polianilinden 100 kattan daha fazla koruma etkinliği gösterir.

Literatürde, PANI/TiO2-SiO2 kompozitleri PANI/TiO2 veya PANI/SiO2’e göre daha yüksek iletkenlik gösterirler. Polianilin/TiO2/SiO2 nanokompozitleri kimyasal oksitlenme polimerizasyon yaklaşımıyla TiO2-SiO2 hibrid malzemelerinden sentezlenir. TiO2’nin foto-katalitik degradasyon etkinliğini

arttırmaya yönelik birçok çalışma metal, ametaller ve uy işlemleri ile gerçekleştirilebilmektedir. Bunun yanı sıra, Koh ve arkadaşları tarafından polianilin nanokompozitin hekzanoik asit ile doplanması in-situ kimyasal polimerizasyonu elde edilmiştir.

PEDOT/TiO2 nanokompozit filmi kloroform-asetonitril çift çözücü kullanımı ile 2 anyonik ve

katyonik sürfaktant bulundurması ile (sodyum dodesilbenzen sülfonat (SDBS) ve tetradesiltrimetil

amonyumbromit kullanımı ile çalışılmıştır. Polianilin / TiO2 nanokompoziti alfa-dekstros kullanımı ve

surfaktant olarak amonyum persülfat yükseltgeyicisi ile elde edilmiştir. Sonuçlar gösteriyor ki, LPG

için maksimum sensing cevabı %90 ağırlıkça %30 PANI/TiO2 nanokompozitinde 400 ppm de halbuki

benzen ve toluen siklohekzan sensing cevabı için farklı ağırlıkça yüzdeler için %30 civarında < =%20

dir. Polianilin ve polipirol fosfomobilik asit (PMA) ve TiO2 doplaması ile nanoboyutta platinyum

ağırlıkça %5 için hibrit nanokompozitlerde çalışılmıştır. Tersinir redoks geçişleri 0.5 M H2SO4 içinde

elde edilmiştir. PANI/TiO2 nanokompozit filmleri anilinin in-situ enzimatik polimerizasyonu ile

sulfonlanmış polistiren ve TiO2 ortamında elde edimiştir. İki farklı morfolojideki polipirol aluminyum

yaprakçık kompozitleri, PPy/Al kompozit ve tel PPy/Al yaprakçık kompozitleri kimyasal oksidatif

polimerizasyon ile sentezlenmiştir. Tel PPy/Al yaprakçık kompozit filmi küresel PPy/Al yaprakçık

kompozit filminden daha iyi anti-korozyon performans sergiler. AA 2024-T3 substrata büyük defectler

halinde koruma sağlar.

Literatürde, Poli[2-metoksi-5-[20-etilendioksi]-p-fenilenvinilen], [6,6]-fenil-C61-butrik asit

metil esteri ve titanyum dioksit nanopartikülü (n-tipi) indiyum kalay oksit substratı üzerine spin

kaplama fiziksel metodu ile kaplanmıştır. Boya sentezlenmiş solar hücreler için TiO2 elektrodu

üretmek için screen-printing pasta kimyasal tekniği ticari P-25 tozundan elde edilmiştir. Diğer bir

çalışmada, 316LN paslanmaz çeliği üzerine PANI/TiO2 nano-kompoziti korozyon önleme çalışması

ağırlıkça oran 0.05 için PANI ve PANI/TiO2 kaplamasından korozyon önleme etkinliğinin daha iyi

olduğu bulunmuştur. Polianilin / TiO2 hibriti elektrikçe iletken pamuk üzerine kaplanmıştır. Elektrik

iletkenliği elektrokimyasal empedans spektroskopisi (EES) kullanımı ile incelenmiştir. TiO2 oranının

10-4 ten 10-2 S/cm değişimine bağlı olarak iletkenlik değeri değişir. Karbon nanotube (KNT), grafen

veya iletken polimer ile uygun silikon waferlar solar hücre uygulamalarına olanak sağlamaktadır. Çok

duvarlı karbon nanotüp (ÇDKNT) TiO2 partikülleri ile Ni üzerine kimyasal buhar biriktirme tekniği

kullanılarak elde edilmiştir. Elektrokimyasal metotlar 0.1 M tetrabutilamonyum perklorat ve asetonitril

çözeltisi içinde kapasitans değeri 146 F g-1 e kadar yüksek değerde elde edilmiştir. Enerji yoğunluğu

ve güç yoğunluğu 21 Whkg-1 ve 10 kWkg-1 olarak sırasıyla elde edilmiştir. Anilinin in-situ

polimerizasyonu ile p-NiO/n-TiO2-polianilin kompoziti sentezlenmiştir. Polianilinin elektrokimyasal

reaktivitisi p-NiO/n-TiO2 partikülleri tarafından elektron hole çiftlerinin etkisinden dolayı

etkilenmiştir. %55 TiO2 içeren nano-kompozit oksijen sensitivitisi %600-700, PANI’den %20-25 daha

yüksek elde edilmiştir. Polipirol ile TiO2’nin nanokompoziti veya poli(3,4-etilendioksitiyofen)

(PEDOT) elektrokimyasal yolla hazırlanmıştır. Polipirol pürüzlü yüzey üzerine yerdeğiştirme özelliği

ile biriktirildi. TiO2 tabakası etkinliği oksidin içinde lityum iyon etkinliğine indirek etkiye sahiptir.

2

Poli(3-hekziltiyofen) (P3HT) polimeri ZnO-TiO2 core-shell nano-rods ışınları temelinde

organik-inorganik solar cell içinde kaplanmaktadır. Greene ve arkadaşları core-shell hücrelerini %0.05

den daha yüksek etkinlikte tekrar üretebilmektedirler. Hücreler havada 1 ay süresince %0.29 etkinlikle

depolanabilmektedirler. Polianilin TiO2 çalışması elektrokimyasal polimerizasyon sırasında colloidal

TiO2 katılımını inceler. Colloidal TiO2 kullanımı ile polianilin matriks içine TiO2 %80.6 miktarında

katılabilmektedir. TiO2 parçacıkları içeren polianilin filminin foto-indirgeme davranışı metanol

çözeltisinde kuvarz kristal mikrobalans tekniği (QCM) kullanılarak çalışılmıştır.

Sonuç olarak, iletken polimerler ve nano-malzemeler materyalleri özellikle TiO2

malzeme içerenler, elektrik, korozif ve mekanik özellikleri bakımından malzemeye

iyileştirmeler sağlar ve literatürde birçok makalede çalışılmıştır.

 

Detaylı Bilgi için: www.titanyumdioksit.com 

Deniz patlıcanı siyahlaştırma

Deniz hıyarları, derisidikenlilerin Holothuroidea sınıfından omurgasız hayvanlar. Vücutları, ağızla anüsten geçen eksen istikametinde uzamış olup, sosis veya hıyara benzer. Ağız ve anüs karşılıklı iki uca yerleşmiştir. Diğer derisidikenlilerden, kutuplar yönünden geçen eksenin uzamasıyla farklılaşmıştır.

Deniz patlıcanını siyasallaştırmak ve reçete  detayları için …..

Partikül Analiz Hizmeti

Nano ve mikro ölçekte eğitimli kimyagerlerimiz rutin ve ilerlemeli malzeme karakterizasyonu test ve analiz hizmetleri gerçekleştirmektedir; yöntem geliştirme, doğrulama ve transfer protokolleri yürütmek ve ilaç, çevre, petrol-kimya, imalat, kozmetik, diyet takviyeleri, yiyecek ve içecek ve diğerleri de dahil olmak üzere çeşitli sektörlerden müşteriler için karmaşık sorunları çözmekte ve hızlı cevap vermektedir.

 

PARÇACIK BOYUT DAĞILIMI ANALİZLERİ

  • LAZER KIRINIMI
  • ELECTROZONE
  • IŞIK ENGELLEMESİ / PHOTOZONE
  • DİNAMİK IŞIK SAÇILIMI
  • NANOPARÇACIK TAKİP ANALİZİ
  • PARÇACIK BOYUT VE ŞEKİL ANALİZİ
  • ELEK ANALİZLERİ
  • HAVA GEÇİRGENLİĞİ ÇAPI

GAZ ADSORPSİYON VE POROSİMETRİ ANALİZLERİ

  • BET SPESİFİK YÜZEY ALANI
  • MİKROPORE ÖLÇÜMÜ
  • MEZOPOR ÖLÇÜMÜ
  • MERCURY SALDIRI POROSİMETRESİ

KEMİZORPSİYON

BUHAR EMME ANALİZİ

MİKROSKOPİ HİZMETLERİ

  • SEM
  • FOTOMİKROSKOPİYE
  • GÖRÜNTÜ ANALİZİ

NANOTEKNOLOJİ HİZMETLERİ

  • NANOSİGHT NS300
  • MALVERN ZETASİZER NANO
  • NİCOMP 380 / ZLS

TOZ AKIŞKANLIĞI

TERMAL ANALİZLER

  • TERMOGRAVİMETRİK ANALİZ
  • FARKLISAL TARAMA KALORİMETRİSİ

ZETA POTANSİYEL ANALİZİ

  • MALVERN ZETASİZER NANO

YÖNTEM GELİŞTİRME VE DOĞRULAMA

  • METOT GELİŞTİRME
  • YÖNTEM DOĞRULAMA
  • YÖNTEM TRANSFERİ
  • YÖNTEM DOĞRULAMA
  • İSTATİSTİKSEL ANALİZ

PVC Borularda Bor Kullanımı

Polivinil klorür, oldukça geniş kullanım alanı olan bir plastik polimer. Polietilen ve polipropilenden sonra dünyada en çok üretilen üçüncü sentetik plastik polimerdir. Katı ve esnek olmak üzere iki formu vardır.

PVC polimerlerde içeriğine katkı olarak talk, zeolit, bor, gümüş gibi bazı özel tozlar ilave edilir. Bu katkılar kullanım amaçlarına göre değişiklik göstermektedir.

PVC malzemelerde Bor faydalarını ve amaçları için ; www.borpvcmalzemeler.com

Ekonomik Kriz ve Ar-Ge ve İnovasyona Dair…

Günümüz bilim ve teknolojisi, öngörülen gelişmenin ötesine geçmiştir. Artık değişim ve dönüşüme ülkeler bile engel olamamaktadır. Günün şartları ve beklentileri toplumları zorlamaktadır. Bu nedendendir ki ülkelerin ve o ülkenin bilim insanlarının günün şartlarını ve gelecek şartları düşünerek teknolojik çalışmalarını programlamak zorunda kalmaktadır. Dünyada ki bu hızlı değişim ve dönüşüm dahada rant odaklı bir dar döngü oluşturmaktadır.

Türkiye’ bu hızlı dönüşüm ve değişimin çok üzücü ki ortasında diğer toplum ve teknolojilerinin kanalize edilmiş şekilde etkisinde kalmıştır. Her geçen gün yetiştirdiğimiz bilim insanları üretmiş olduğu teknolojileri pazara sunarak büyümeye katkı sağlamaktadır. Fakat bu katkı yeterli gelmeyerek toplumun ihtiyacı olan ilerlemeyi sağlamamaktadır.

 

Nano Katkılar ile Hazırlanan Poliüretan Kompozitler

Poliüretan (PU), 1937 yılında Otto Bayer ve çalışma arkadaşları tarafından bulunan, karbamat bağlantıları içeren organik üniteler zincirinden oluşan polimerlerdir.

İzosiyonat ve hidroksil grupları arasındaki reaksiyon ürününü (üretan) tekrarlar şeklinde ihtiva eden polimer “poliüretan” olarak adlandırılmaktadır.

Poliüretanlar yapılarına göre değişik kullanım alanlarına sahiptirler. Termoset ve termoplastik olabilirler.

Nanoteknolojinin temeli, moleküler boyutta çalışarak, moleküler yapısı yenilenmiş büyük yapılar elde etmektir

Nanokompozitlerin önemli avantajlarından biri de nano boyutlu inorganik katkı maddelerin ısıl kararlılığını arttırmasıdır.

Polimerlerin ısıl iletkenliklerinin arttırılması amacıyla uygulanan farklı yöntemler vardır. Bunlardan birisi, üretim esnasında polimerlere ısıl iletkenliği yüksek olan tanecik veya lifler katılmasıdır. Bu tanecik katkıları sayesinde polimerin ısıl iletkenliği artmaktadır.

Yaptığımız araştırmalarda poliüretan malzemelere nano (info@seferbas.com ) katkısının polimerik yapıya ait termal, mekanik ve kimyasal özellikleri olumlu olarak etkilediği gözlemlenmiştir.

Detaylı Bilgi İçin: www.nanopoliüretankatki.com

Havuza Girenler Dikkat!

Sıcak yaz günlerinde serinlemek için tercih ettiğimiz yüzme havuzlarının temizliği hepimiz için büyük önem taşımaktadır. Yüzme havuzu sularının temizliğine dikkat edilmediğinde çeşitli enfeksiyonların bulaşmasına yol açabilmektedir.

Havuz sularına fiziksel, kimyasal ve mikrobiyolojik olarak analizler yapılmaktadır. Halk Sağlığı Müdürlükleri tarafından, ticari amaçlı yüzme havuzlarında denetim ve takip gerçekleştirilerek her ay en az bir numune aldırılmalı ve analiz yaptırılmalıdır. Yapılan analiz sonuçlarının yönetmelikte belirtilen sınır değerleri sağlaması gerekmektedir.

İnsan sağlığı açısından havuz sularının hijyeni ve kontrolü Sağlık Bakanlığı tarafından oldukça önem taşımaktadır. Bu nedenle bizler de kullanmış olduğumuz havuzların kontrollerinin yapılıp yapılmadığı konusunda bilgi sahibi olmalıyız.

Detaylı Bilgi İçin; www.havuzdezenfektani.com