Avalanche; merkeziyetsiz finansal varlıklar, finans uygulamaları ile kripto para işlem platformları ve hizmetler için güvenli, pratik ve ölçeklenebilen bir yapı sunmak amacıyla oluşturulmuş bir ağdır. Resmi token’ının adı da Avalanche’dir ve sembolü AVAX’tır.
AVALANCHE AVAX NEDİR?
Ava Labs’in geliştirdiği ve Prof Dr. Emin Gün Sirer’in kurucusu olduğu Avalanche ağının kripto parası Avalanche coin, 2021’in en dikkat çeken değer kazançlarından birini elde etti. AVAX (Avalanche), ilk olarak Ava Labs tarafından 2018 yılında piyasaya sürüldü. Standart olarak bir saniye altında işlem sonuçlandırma gücüne sahip ilk akıllı sözleşmeler ağı olan AVAX (Avalanche), akıllı sözleşmeleri ve diğer yeni nesil blokzinciri teknolojilerini kullanarak merkeziyetsiz bir şekilde finansal işlem yapmak isteyenlerin öncelikli tercihi olmayı hedefliyor.
Avalanche ağı merkeziyetsiz finansal varlıklar, finans uygulamaları ile kripto para işlem platformları ve hizmetler için güvenli, pratik ve ölçeklenebilen bir yapı sunmak amacıyla oluşturuldu. Sitesinde yer alan bilgilere göre geliştiriciler Avalanche üzerinden kolayca güçlü, güvenilir uygulamalar ve karmaşık kural setlerine sahip özel blokzincir ağları oluşturabiliyor.
Avalanche üzerinden işlemler ise 3 saniyenin altında neticelenebiliyor. Karşılaştırma açısından Ethereum’da bu süre ortalama 6 dakikayı buluyor. Ayrıca Ava Labs, Avalanche’ın Bitcoin ve Ethereum’a göre çok daha enerji verimli olduğunu ifade ediyor.
AVAX Coin alabilmek için, öncelikle Binance, Paribu, Huobi ve Bitfinex gibi uygulamalardan birine sahip olmanız gerekiyor. Tercih ettiğiniz uygulamayı akıllı telefonunuzdan indirebilirsiniz.
Avalanche Coin satın almak için ilk olarak borsaya TL bakiyesi atmak veya bunun yerine kullanılabilecek bir kripto para almak gerekiyor. Bunun için de öncelikle Binance ana sayfasına girip, sol üstte yer alan “Kripto Al” seçeneğinden “Kredi/Banka Kartı” sekmesine tıklayın. Açılan sekmede ne kadar TRY ile işlem yapmak istediğiniz seçip, Coin kısmından Tether’i yani USDT’yi işaretleyin. USDT aldıktan sonra yine sol üstteki “Al-Sat” seçeneğini önizleyin “Klasik” sekmesine tıklayın. Açılan kısımda sağ üstten USDT sekmesini seçerek, arama butonuna AVAX yazın ve altta açılan AVAX /USDT çiftini seçin. Daha sonra ortada yer alan “AVAX AL” sekmesine gelip, almak istediğiniz miktarı girin. İstediğiniz miktarı girin ve işleme onay vererek AVAX Coin alma işlemini tamamlayın.
Avalanche, Ocak 2021’e kadar olan süreçte, 9 Eylül 2020 tarihinde 2,81 dolar ile en düşük; 22 Eylül 2020 tarihinde de 11,46 dolar ile en yüksek fiyatını gördü.
Toplam arzı 360.000.000 AVAX; dolaşımdaki arzı ise 76.937.055 AVAX’tır.
Avax Coin Takip Siteleri
Genel olarak, koronavirüsler, tüm RNA virüsleri arasında bilinen en büyük 26 ila 32 kilobaz genomu içeren pozitif iplikçikli RNA virüsleri ailesindendir. Memeliler ve kuşlar gibi türleri enfekte edebilen çok çeşitli konakçıların yanı sıra gastrointestinal, solunum, hepatik ve merkezi sinir sistemi hastalıkları gibi ciddi sağlık bozuklukları yaratırlar. Koronavirüsler, Alfa, Beta, Gama ve Delta koronavirüs olarak bilinen dört tipte sınıflandırılabilir; Alfa, Beta ve Delta koronavirüsün memeliler için etkili olduğu, Gama ve Deltanın ise kuşları enfekte ettiği tespit edilmiştir1. Yeni hayvanlardan insanlara bulaşan insan koronavirüsü ilk olarak 9 Ocak 2020’de Çin Hastalık Kontrol ve Koruma Merkezi tarafından bildirilmiştir2. Beta koronavirüsleri, MERS-CoV, SARS-CoV, fare hepatit koronavirüs, yarasa koronavirüs, sığır koronavirüs ve insan koronavirüsünü kapsamaktadır3. Koronavirüslerin genomu, kapsid ve bir lipit molekülü olarak bilinen bir sarmal protein kabuğu içinde kapsüllenir. Özellikle, bir virüsün dış yapısı, virüsün konakçı hücrelere girişini kolaylaştırmak için bir aracı olarak görev yapan membran proteini, nükleokapsid proteini ve Spike proteinli zarf proteinini içerdiği üç yapısal protein içerir.
Koronavirüslerde, Spike proteini, konakçı hücrelere nüfuz etmek için kullanılan virüs yüzeyinden çıkan taç benzeri (Latince Corona) yapılar oluşturur1. Spike proteininin kendisi S1’in konakçı hücre reseptörüne ve membran için S2’ye bağlandığı S1 ve S2’yi içerir. Aslında, Spike proteini, antikorlar ve olası herhangi bir aşı tarafından nötralize edilecek en yaygın hedef olarak görülmektedir. Nükleokapsid protein, koronavirüsteki en bol protein ve yüksek derecede immünojenik bir fosfoprotein olarak kabul edilir. Nükleokapsid proteinin neredeyse hiç mutasyona uğramadığı ve teşhis tahlillerinde bir işaretleyici olarak kullanıldığı belirtilmelidir.
Şekil 1. Koronavirüsün Şematik Görüntüsü 3
Solunum koronavirüs hastalığı 2019 (COVID-19) laboratuvar testleri gibi çeşitli yöntemlerle solunum sisteminden toplanan numuneler üzerinde gerçekleştirilen gerçek zamanlı ters transkripsiyon polimeraz zincir reaksiyonunun (rRT-PCR) kullanılmayla bulunur. Test sonuçları birkaç saat ila iki gün arasında ortaya çıkar. Ocak 2020’de Berlin’de yeni geliştirilen PCR testi, DSÖ tarafından dağıtılan 250.000’den fazla teşhis kitinin temelini oluşturmaktadır. 28 Ocak 2020’de bir Güney Koreli şirket, Beta Koronavirüsün sarmal paketi içindeki “E” genini tanımasına rağmen, PowerChek Coronavirus adlı bir PCR tabanlı SARS-CoV-2 saptama kitini tasarlamıştır. Bunlara ek olarak, BGI Grubu (Çin Ulusal Tıbbi Ürün İdaresi tarafından onaylanmıştır) ve Amerika Birleşik Devletleri Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri, PCR tabanlı COVID-19 ve SARS-CoV-2 teşhis kitlerini geliştirmiştir. PCR yöntemine dayanarak, koronavirüsün RNA’sı DNA’ya dönüştürülür ve çoğaltılan DNA’ların yeterli kopyaları Kantitatif PCR cihazı adı verilen analitik bir makine tarafından saptanana kadar milyonlarca defa tekrarlanır. Virüsün genetik kodunun tanınması durumunda, hasta birey için pozitif sonuç ortaya çıkar.
Mevcut ve yeni tasarlanmış kitlerin çoğu, her bir tahlilin koronavirüsteki farklı bir geni hedefleyebildiği ve tespit edebildiği üç tahlil ile donatılmıştır. Bu, olası mutasyonlar varsa, kitlerin yeni oluşan nesli tespit edip tanıyabileceği anlamına gelir. Bir veya iki testin olumlu tepkileri durumunda, sonuçların yeni bir virüs salgınıyla baş edebilmesi için virüs genom dizini olarak kaydedilmesi gerekir. Mevcut kitler, insan RNA polimeraz proteini (ORF1 geni), nükleokapsid proteini (N-geni) ve zarf proteini (E-geni) olarak bilinen hedef proteinleri saptayabilir. Ayrıca, koronavirüs yüzeyindeki Spike proteini (S-geni) hedefleme yeteneğine sahip bazı kitler de vardır. Şu anda kitlere ek olarak, havaalanları ve sınırlarda enfekte olduğundan şüphelenilen kişilerde yüksek ateşi taramak ve ölçmek için kullanılan termal tarama tabancalarının yerini alacak nanosensörler olarak farklı teşhis yöntemleri de kullanılmaktadır.
Şimdiye kadar, COVID-19 tedavisi için, Chloroquine adı verilen sıtmaya karşı bağışıklık sistemini iyileştirmek için kullanılan bazı geleneksel ilaçlar dışında belirgin bir tedavi veya aşı önerilmemiştir. Bununla birlikte, kimyasal bileşiklerin, özellikle nano ilaçların ilginç ve şaşırtıcı özellikleri, sadece ilaç ve farmasötiklere önemli ölçüde katkıda bulunamaz, aynı zamanda dünyadaki ölümcül COVID-19 salgını durdurmak için umut verici çözümler de ortaya çıkarabilir.
Nanopartiküllerin, yüzey alanı / hacim oranındaki ciddi artışın neden olduğu boyutlarına ve yoğunlaşmış özelliklerine uygun bir değişiklik yapabileceği umudu vardır. Koronavirüs yapısı nanopartiküller ile benzerlikler ortaya koymaktadır. Fikir, virüs kadar küçük olan nano ölçekli parçacıklar, S proteinleri ile etkileşime girebilir veya bunlara bağlanabilir, bunun sonucu olarak da viral yapının bozulmasına neden olur. Ortaya çıkan yapısal yıkım, virüsün ve genomunun bir konakçı içinde çoğalma ve çoğalma yeteneğini baskılayabilir.
Şu anki tanılar, yeni ortaya çıkan ve teşhis ve tedaviye odaklanan nano-ilaçlar ve nanotıp kullanarak virüsleri tespit ve nötralize etmeyi içerir. Buna göre, nano partiküllerin influenza ve tüberküloza neden olan mikroplarla savaşmak için uygulanmasına ilişkin raporlar vardır. Nanopartiküller, olası yüzey modifikasyonu ve fonksiyonelleşmesi nedeniyle literatürde çok sayıda raporla patojenleri ve virüsleri durdurma yeteneğine sahiptir. Nanopartiküllerin, virüslerin lipit zarını çözebilmeleri veya hatta S1’deki sivri proteinlere bağlanabilmeleri ve / veya zarfın içine nüfuz edebilmeleri ve nükleokapsid ve RNA’yı kapsülleyebilmeleri için modifiye edilmesi veya işlevselleştirilmesi mümkündür. Nanoparçacıklar, virüslere, bakterilere ve diğer patojenlere veya belirli bir öfkeye saldırmak için modifiye edilebilir / işlevselleştirilebilir. Boyutları göz önüne alındığında, modifiye nanoparçacıklar, özellikle insan bağışıklık sistemine giren ve virüsleri tespit etmek için vücutta daha uzun süre kalabilen, sorunlara neden olmadan veya diğer işlevleri bozmadan kan dolaşımındaki vücutta hareket edebilir.
1. Li, F. Structure, Function, and Evolution of Coronavirus Spike Proteins. Annu. Rev. Virol. 3, 237–261 (2016).
2. Nguyen, T., Duong Bang, D. & Wolff, A. 2019 Novel Coronavirus Disease (COVID-19): Paving the Road for Rapid Detection and Point-of-Care Diagnostics. Micromachines 11, 1–7 (2020).
3. Peiris, J. S. M., Guan, Y. & Yuen, K. Y. Severe acute respiratory syndrome. Nat. Med. 10, S88–S97 (2004).
3D Baskı Nedir?
3D baskı, bilgisayarları kullanarak üç boyutlu katı cisimler yapma işlemine dayanır. Nesne, sıvı moleküller veya toz taneleri gibi taramalı malzeme katmanları tarafından yaratılır. Geleneksel üretim yöntemleriyle karşılaştırıldığında 3D baskı, daha az malzeme kullanarak karmaşık şekilli ürünlerin üretimine olanak tanır. Hassaslık, tekrarlanabilirlik ve çok çeşitli sarf malzemeleri nedeniyle 3D baskı, aynı zamanda katkı maddesi olarak da adlandırılan endüstriyel bir üretim teknolojisi olarak tanımlanmaktadır.
İlave üretim, malzemeyi kesin geometrik şekillerde biriktirmek için CAD (bilgisayar destekli tasarım) yazılımı veya 3D nesne tarayıcıları gerektirir. Ardışık her katman, erimiş veya kısmen erimiş malzeme benzeri metal tozu, termoplastikler, seramikler, camlar ve hatta çikolatalardan oluşan önceki katmana bağlanır. Tüm malzemeler soğudukça, üç boyutlu bir nesne oluşturmak için bir araya gelirler. Temelde katkı üretimi bu şekilde çalışır.
Karbon Nanofiber:
Karbon, metalden sonra en popüler ikinci malzemedir. Tek başına, karbon atomları birlikte gruplandırılmış olarak kullanılamaz, çünkü ince, kırılgan yapıları nedeniyle kırılması kolaydır. Bununla birlikte, bir grup oluşturup birbirlerine bağlandıklarında, fiberler çok güçlü ve hafif bir kompozit materyal oluşturur.
3D Baskıda Karbon Nanofiber
Bugün iki tane karbon nanofiber baskı yöntemimiz var: doğranmış karbon nanofiber dolgulu termoplastik ve sürekli karbon nanofiber takviye. Her iki yöntemde karbon nanofiber kullanıyor, ancak aradaki fark çok büyük. Nasıl çalıştıklarını ve özelliklerinin ne olduğunu anlarsak, amacımıza uygun olanı seçebileceğiz. Kıyılmış karbon nano lifleri standart bir yazıcıdan basılır ve küçük doğranmış tellerle güçlendirilmiş bir termoplastik içerir. Bununla birlikte, sürekli karbon nanofiberlerin imalatı, sürekli karbon nanofiber ipliklerine dayanan farklı bir işlemdir.
Kıyılmış karbon nanofiber, normal olarak daha zayıf malzemelerin kuvvetlerini artırarak basmaya yardımcı olur. Daha sonra, malzeme naylon, PLA veya ABS gibi termoplastiklerle karıştırılır. Karbon nanofiberin buradaki rolü, boyutsal stabilitesini, yüzey kalitesini ve hassasiyetini arttırırken modelin gücünü ve esnekliğini arttırmaktır. Bununla birlikte, modelin gücüne öncelik verirken, karbon nano lif, bileşenin kalitesinin düşmesine neden olacak malzemeyi aşırı doyurabilir.
Kıyılmış karbon nanofiber, prototiplerin ve son kullanım parçalarının üretimi için iyi bir seçenek olsa da, metal parçalar üretirken ilk tercih değildir. Metal parçalar daha yüksek mukavemet gerektirdiğinden, sürekli karbon nanofiber, bu üretim için kullanılan yöntemdir. Kıyılmış karbon nanofiber birbirine yapışmış küçük parçalardan oluşurken, sürekli karbon nanofiber aynı bileşene sahiptir, ancak aynı parçanın yükleme yüzeyleri arasında kesintisiz bir bağlantı oluşturur. Bu bağlantı sayesinde, sürekli karbon nanofiber, kıyılmış ve sürekli karbon nanofiberlerini birbirinden ayıran malzemenin birleşik dayanıklılığına ekstra güç katar.
Dünyanın en yaygın elementlerinden biri olan Titanyum, bitkilerde ve hayvanlarda bulunabilen bir metaldir. Doğal olarak oksijenle reaksiyona girer ve genellikle topraklarda, kumlarda ve cevherlerde bulunan titanyum oksitler oluşturur. Aslında, günlük hayatımızda, boya, kağıt, plastik, kozmetik, güneş kremi gibi çok çeşitli kullanım alanlarına sahip olduğumuz için titanyum dioksite aşinayız. Esas olarak iki şekilde üretilmektedir: pigment dereceli titanyum ve ultra ince (nanomalzeme) titanyum. Pigment dereceli form, yüksek matlık ve parlaklığından dolayı boya ve plastiklerde yaygın olarak kullanılırken, nanomalzemeler güneşten koruyucu ve katalizör olarak seçilmiştir.
TiO2’nin foto-katalitik özellikleri, insan sağlığı alanındaki potansiyel kullanımları, özellikle de kanser tedavisi için birçok araştırma yapılmasına neden olmuştur. Her yıl yüz binlerce insan kanserden dolayı hayatını kaybediyor. Aldığımız tedaviler zamanla hastalık üzerindeki etkisini kaybettiğinden, bilim adamları yeni yaklaşımlar ararlar. Tekniklerden biri nanoteknoloji ve ürün ve sistemlerinin sahadaki kullanımlarıdır.
Tedavide nanoparçacıkları kullanmanın asıl amacı, ilaç verme için nanoparçacıkları keşfetmek ve tasarlamak, uyarıcı etkisini arttırmak ve sonradan etkileri azaltmaktır. Bu tür parçacıkları tasarlamak oldukça zordur, çünkü insanlar için toksik olabilirler. Bununla birlikte, TiO2’nin fiziksel ve elektrokimyasal özellikleri fotodinamik işlemlerde kullanılmasını uygun ve güvenli kılar.
Titanyum dioksit kullanan iki ana tedavi yöntemi vardır: Radyoterapi ve fotodinamik tedavi (PDT).
Radyoterapide TiO2 Nanopartikülleri:
Tümör hücrelerini tespit etmek için kullanılan iyonlaştırıcı radyasyonun kullanıldığı radyoterapi, kanseri iyileştirmek için en yaygın yöntemdir. Amaç, tümörleri öldürürken sağlıklı hücrelere zarar vermemek olduğundan, radyasyonun tümöre etkisi, tümör radyo duyarlılığı olarak da bilinir, çok önemlidir. Bu nedenle, yüksek atom sayısı olan kontrast maddeler radyasyonu emmek için kullanılır. Böylece sağlıklı dokular etkilenmez. Youkhana ve arkadaşlarının çalışması TiO2 nanopartiküllerinin doz dağıtımını olumlu yönde etkilediğini belirtmektedir. Bu nedenle, titanyum dioksit bir theranostic ajanı olarak kullanılabilir.
Fotodinamik Terapide TiO2 Nanopartikülleri (PDT):
Fotodinamik tedavi, cerrahi, radyolojik ve kemoterapötik tedavilere kıyasla, kanser için alternatif bir tedavi olarak giderek daha fazla tanınmaktadır. TiO2 nanoparçacıkları UV ışığıyla aydınlatıldığında, foto kaynaklı elektronlar ve delikler oluşturulur. Ayrıca, bu elektronlar ve delikler, tümör hücrelerinin yapısını yok etmek için uygun olan oksidatif radikalleri oluşturmak için suyla reaksiyona girebilir. Yüksek fotokatalitik etkinliği, düşük toksisitesi ve yüksek fotostabilitesi nedeniyle, bilim adamları kanseri iyileştirmek için bir ışığa duyarlılaştırıcı olarak titanyum dioksit uygulamalarına odaklandılar.
Karbon Siyahı, dizel ve fosil yakıtların eksik yanmasının yanı sıra, yakacak odunun yanması gibi farklı aktiviteler tarafından üretilir. Karbon karası ilk olarak Çin’de kandillerde eksik yanma ile üretildi ve Hint mürekkebinin siyah pigmentini sağlamayı amaçladı. 1912 yılında, lastik takviyesi için olağanüstü nitelikler gösterdi.
2017 yılında, küresel üretim kapasitesi 16 milyon ton/yıl oldu ve küresel üretim kapasitesi yaklaşık 100 fabrika ile Çin’de% 43, 16 milyon ton/yıl oldu. Avrupa Birliği’nin 2017’de ürettiği rakam 1.890 milyon tonu buldu. Fransa’da 2017’de, Karbon Siyahının üretimi, Ambes tesisindeki operasyonların durdurulmasıyla yıllık üretimi 50.000 ton düşürdü. Çin’in 2017 yılında karbon siyahı ihracatı Tayland’a% 37, Endonezya’ya% 20,% 11 ile Vietnam’a, % 10 ile Japonya’ya ve % 8 ile de Tayvan’a oldu.
Karbon siyahı nanotozu, küresel parçacık (10 ila 500 nm) formunda bulunan karbondan (% 98 ila 99.7) oluşur. Özel yüzeyleri 10 ile 300 m2 / g arasındadır. Kullanılan hammaddelere, yanma koşullarına ve ısıl ayrışmaya bağlı olarak birçok karbon siyahı derecesi vardır.
KarbonSiyahı, esas olarak Petrol Fırını Siyah işlemi kullanılarak (dünya üretiminin% 98’inde kullanılır) ağır yağ artıklarının yanmaması sonucu üretilir. Reaksiyon, aşırı hava varlığında doğal gazın yandığı bir fırında gerçekleştirilir.Yağ yükü radikal bir şekilde verilir. Sıcaklık 1400 ile 2000 ° C arasındadır ve reaksiyon süresi saniyenin 1/100 ila 1/10’u arasında istenen karartma tipine bağlıdır. Karbon siyahı içeren yanıcı gazları su püskürtülerek hızlı bir şekilde soğutulur ve karbon siyahı süzme işlemi ile geri kazanılır. Örneğin, Orionused 4000 fiberglas sap filtreler, 3 m uzunluğunda ve 15 ila 20 cm çapındadır. Tersine çevrilmiş bir gaz akımı filtreleri dönüşümlü olarak her 2 ila 3 dakikada bir boşaltır. Ağır petrol ücretinin alımı, satış fiyatının% 30’undan fazlasını temsil eder. Üretim birimleri ortalama 75 ton / gün kapasiteye sahip ve tesis başına genellikle 2 ile 5 ünite vardır. Verimler, besleme karbon içeriğinin yaklaşık% 50’sidir.
Ek olarak, asetilenin çatlaması, 2000 ° C’nin üzerindeki sıcaklıklarda en saf karbon siyahlarını verir ve daha iletken bir karaktere sahiptir.
Pişirmek amacıyla kullanılan yakacak odun, kömür ve gübrenin eksik yanması.
Araçlarda dizel motorların yanması.
Tarımsal atıkların ve ormanların yakılması.
Fosil yakıtların çıkarılması.
Çöplerin açık havada yakılması.
1.7 kg’lık bir lastik, aşınmaya direnç sağlayan 3 kg karbon siyahı içerir. Bir otomobilde (lastikler dahil) yaklaşık 18 kg karbon karası bulunur. Lastikler, hızlı ve arazi araçları için yaklaşık 30 nm karbon siyahı (10 ila 20 nm) kullanır. İnce siyahlar sertlik getirir; daha büyük siyahlar kauçuğun esnekliğini korur. Hali hazırda kısmen çökeltilmiş silika ile rekabet eden yeşil lastiklerin üretiminde karbon siyahı kullanılmaktadır.
2.Büyük baskılar için sıvı mürekkepler (gazeteler) karbon siyahlarının kütlelerinin yaklaşık% 10’unu içerir.Dengelemek için yağ mürekkepleri% 20 ila 30 arasındadır.
3.Otomotiv boyaları, mobilya cilaları ve piyanolar çok ince karbon siyahı nanotozu (10-20 nm) içermektedir.
4.Karbon siyahı (% 1 ila 3 kütle içeriği), plastiklerin ve elastomerlerin UV’ye karşı korunmasını sağlar.
5.Kısmen, asetilen’den elde edilen iletken karbon siyahları (dünya çapında 150.000 ton), tuzlu elektrik pillerinde (40.000 ton / yıl), yüksek gerilim yeraltı kablolarında (60.000 ton / yıl), plastiklerde ve iletken kauçuklarda kullanılır. İletken kablolarda, siyah iletkenler alüminyum şeritlerin kaplamasına dahil edilir ve böylece elektrik alanın eşitlenmesini ve korona etkisinin önlenmesini sağlar.
6.Ayrıca metallere ve hidrokarbona yapışmayan dizel emisyon parçacıkları için model olarak kullanılır.
Yukarıda belirtildiği gibi, Karbon Siyahı kullanımının çoğunluğu %93 ile Kauçuk Endüstrisindedir. Bu kullanım 2 ana grupta tanımlanabilir: mekanik kauçuk ürünler ve lastikler. Karbon siyahı nanotozu takviye edici özelliklerinden dolayı kauçuk ürünlerinin dayanıklılığı ve performansı arttırılmıştır. Kauçuk sektöründe Karbon siyahı kullanımı N100-N900 siyah seri olarak sınıflandırılmıştır.
Geri kalan % 7’lik karbon siyahı nanotoz kullanımı, kaplama, mürekkep ve plastik içeren farklı sektörlerdedir. Diğer uygulamalar toner, akü, sızdırmazlık maddesi vb. İle ilgilidir. Bu ürünlerde,Uv ışık koruması, ve karbon siyahı nanotozun iletkenlik özellikleri kullanılır.
Ek olarak, aşağıdaki sektörler aynı zamanda Karbon Siyahı Nanotozun takviye, boyama ve UV koruma özelliklerinden de yararlanmaktadır:
Özetle, Karbon Siyahı nanotozu, çeşitli sektörlerde çeşitli önemli kullanımlara sahiptir. Kullanımının büyük bir kısmı kauçuk endüstrisinde, küçük kullanımı ise yukarıda belirtildiği gibi diğer bazı sektörlerde bulunur. Ürün gelecekteki uygulamalar için büyük potansiyele sahiptir.
PROMETYUM
Prometyum, atom numarası 61 olan, periyodik cetvelin 3A grubunda lantanitlerden yapay bir elementtir.
Coryell, Marinsky ve Glendenin 1945’te iyon değiştirme kromatografisinden yararlanarak neodimyumun nötronlarla bombardımanından elde edilen ürünler ve uranyumun bölünme ürünleri üzerindeki deneyleri sonunada prometyum elementinin kimyasal tanısı ortaya çıkarıldı.
Genelde bilimsel araştırma çalışmalarında başvurulan prometyum, element kalınlığı ölçme aletlerinde bir beta kaynağı olarak işlev görmektedir. Işık hücrelerine güç kazandırdığı için bu elementten parlak materyallerin üretiminde de faydalanılır. Uzay araçları ve uydularda ilave ısı kaynağı olarak öne çıkan prometyum, radyasyon ölçüm cihazları, güdümlü füzeler, nükleer bataryalar ve atomik kalp pilleri gibi çeşitli ürünlerde kullanılmaktadır.
Güneş hücrelerinde, prometyumun ışığı yakalayıp elektrik akımına çevirmesi ile nükleer enerji pili gibi kullanılır. Bu pillerde Pm-174 izotopu kullanılır ve pillerin ömrü yaklaşık 5 senedir.
Yardımcı güç sağlayan ısı kaynağı olarak uzay sondaları ve uydularda da prometyum kullanılır.
Prometyumun yaklaşık 30 ayrı bileşiği 1940’lardan günümüze hazırlanmış, prometyumun metalik hali hakkında yeterli bilgi ise henüz bulunmamaktadır
Ayrıntılı bilgi almak ve ürünü temin etmek için Tıklayınız.
Antimikrobiyal filament, mikropların ve diğer mikropların yoğunlaştığı koku ve lekelere neden olan patojenik bakterilerin ve genlerin ortaya çıkmasını ve gelişmesini önlemek için bir inhibisyon bölgesi oluşturmayı amaçlayan bir tedavi gören 3D yazıcılar için bir filamenttir. Antimikrobiyal filament özellikle sağlık ve gıda alanları için faydalıdır.
Mikropların birikmesini ve yayılmasını önlemek için çeşitli yüzeylerde belirli malzemeler kullanma uygulaması uzun bir geçmişe sahiptir. Eski Mısır’da, mumyalama için mezar pansumanlarında baharatlar ve otlar kullanılmıştır. Antimikrobiyal özelliklere sahip bambu, Çin’de inşa etmek için kullanıldı ve 19. yüzyıla kadar, atalarımızın bu malzemelerin faydalarını tam olarak anlamasına bakılmaksızın, bakır kaplar ve pirinç kapı kolları yaygındı.
Dünya Savaşı etrafında, bu tedaviler genellikle uygulama sağlık ve çevre etkileri dikkate geldi ancak kamyon kapakları için kumaşlar kumaşlar temiz ve güçlü tutarken, küf, küf ve bakteri gibi mikropların büyümesini önlemek için, üniforma, tekstil ve diğer çeşitli maddeler ve kimyasal tedavi uygulamak için ortak oldu.
Günümüzde, antimikrobiyal tekstillerle ilgili teknolojiler inanılmaz derecede çeşitlidir ve giderek çevre dostudur. Bununla birlikte, hastalığın yayılmasını önlemek için antimikrobiyallerin kullanımının tartışılmasında, özellikle COVİD-19’un yayılmasıyla ilgili olarak, antimikrobiyal kumaşların neler yapabileceğini ve yapamayacağını anlamak önemlidir.
İlk olarak, antimikrobiyal kumaşın ne olduğuna bir göz atalım.
Antimikrobiyal kumaş, bakteriler, mantarlar ve virüsler gibi mikropların lifleri içinde gelişmesini önlemek için çeşitli maddelerden bir veya birkaçıyla muamele edilen veya infüze edilen kumaştır. Bu özellikle önemlidir, çünkü tekstillerin gözenekli yüzeyleri, özellikle insan vücuduna yakın olduğunda, mikroorganizmaların büyümesine son derece elverişli bir ortam yapan nem ve ısı tutma eğilimindedir.
Tek bir bakteri hücresi, doğru durumda, müdahale olmadan sadece 8 saatlik bir sürede bir milyondan fazlaya çarpabilir. Denetlenmeyen mikroplar, kirlenmiş kumaşla uzun süre yakın teması olan ve patojenik hastalığın yayılmasının yanı sıra liflerin mukavemetinin bozulmasına neden olan enfeksiyonlara yol açabilir, bu nedenle büyümelerinin önlenmesi son derece önemlidir.
Antimikrobiyal kumaş, sağlık hizmetlerinde, öncelikle yatak örtüleri, perdeler ve önlükler için kullanılır, bu nedenle tekstiller kirlenmez ve sık sık değiştirilmesi gerekir. Ayrıca sayısız diğer endüstrilerde filtreler, paketleme ve üniformalarda kullanılır.
Bununla birlikte, antimikrobiyal kumaş temas eden tüm mikropları öldüren bir malzeme değildir.
En hızlı etkili antimikrobiyal kumaşlar bile birçok mikropları öldürmek için on dakika kadar sürebilir ve bunlar hepsi ‘antimikrobiyal’ etiketli bir sonuç yelpazesinin sadece bir ucu. Bazı kumaşlar sadece yavaş ya da onları öldürmeden mikropların büyümesini durdurmak, Diğerleri zamanla mikropların bir yüzdesi öldürebilir iken.
Kullanılabilirlik açısından, kumaşların, özellikle de moda kumaşların büyük çoğunluğu, halka antimikrobiyal olarak pazarlanmaktadır, spektrumun ‘yavaşlama veya büyümeyi durdurma’ kısmına düşmektedir. Atletik giyimde kullanılmak içindir ve kokmaya başlayan nem birikimini önledikleri için harikalar. Nem emici malzeme ile eşleştirildiğinde, sizi ve kıyafetlerinizi daha temiz hissetmek ve uzun, terli bir egzersizle daha iyi koklamak için mükemmel bir malzemeye sahipsiniz.
Bununla birlikte, ortalama antimikrobiyal kumaştan yapılmış bir maske, koronavirüse karşı başka bir kumaşın maskesinden daha etkili değildir ve kumaşın örgüsünün yoğunluğuna bağlı olarak, sıkıca dokunmuş bir pamuğun maskesinden daha az etkili olabilir.
Bununla birlikte, çinko ve bakır oksitler veya gümüş iyonları ile aşılanmış özel kumaşların, virüsleri, özellikle de koronavirüs gibi lipid zarflı virüsleri yok etmede etkili olduğu kanıtlanmıştır. Bununla birlikte, bu kumaşlar hala başta İsviçre ve İsrail olmak üzere üretimin ilk aşamalarındadır ve bunları üreten şirketler onları sağlık profesyonelleri için kişisel koruyucu ekipman üretimine yönlendirmektedir. KKD ihtiyacı arttıkça, yakın gelecekte onları kamuya açık olarak görmemiz pek olası değildir.
Bu nedenle, son zamanlarda, özellikle bir sağlık ortamında, hastalığın yayılmasını önlemek için antimikrobiyal kumaşlarda birçok gelişme olmuştur, ancak antimikrobiyal kumaşların kullanımı iyi hijyen ve sosyal mesafenin yerini tutmaz.
Bakır, organizmaların koruyucu katmanlarını bozarak ve hayati süreçlerine müdahale ederek virüsleri ve diğer mikropları öldürebilir.
Detaylı Bilgi : 0850 480 62 80 arayabilirsiniz.
Antibakteriyel nano bakır içerikli masterbatch plastik katkılar, günümüzde korona ile girmiştir. Bilindiği üzere polimer katkılarda gümüş,bakır,çinko tozları kullanıldığında ürünlere antibakteriyellik kazandırıldığı bilinmektedir.
Günümüzde covid-19 salgınından dolayı nano bakır içerikli ürünler tercih sebebi olmuştur. Yapılan araştırmalarda, covid-19 virüsünün bakır yüzeylerde kısa süreli yaşam bulması bakır içerikli ürünlere tercih sebebi oluşturmuştur.
Nano bakır içerikli polimer masterbatch %3 kullanıldığında mikro organizmaların %99,9 öldürdüğü yapılan çalışmalar neticesinde kanıtlanmıştır.
Antimikrobiyal ve Antibakteriyel Nano bakır içerikli katkının yoğun kullanım alanı mevcuttur.
Katkı olarak kullanım oranı % 3 oran yeterli olmaktadır. ABS, PP, GPPS, HDPE, LDPE, Akrilik, EVA, TPE, TPO, TPU, SAN, PVC, PEBA, PC, PMMA, POM daha bir çok Antimikrobiyal Nano Bakır Masterbatch hizmetinizde.
Kullanım Alanları
Elektrikli Aletler: Buzdolabı, çamaşır makinesi, elektrikli ocak, televizyon ve kamera v.b
Kimyasallar ve Yapı Malzemeleri: Plastik boru, sıhhi tesisat, küvet, tek parça tuvalet, kamu hizmetleri ve plastik zeminlerde vb.
Elektronik Tıp Alanında : Hastaneler, tıbbi aletler, tek kullanımlık eldiven, vb.
Nihai Ürünler : Tıraş makinası, hesap makinası, oyuncak, kırtasiye, mobilya ve plastik bardak vb.
Otomotiv Alanında : Kapı kolu, çizgi tahtası, direksiyon simidi ve jokey kutusu, vb.
Ambalaj Sanayisin de: Plastik şişeler, su kovaları, streç vb.
Detaylı Bilgi : 0850 480 62 80 arayabilirsiniz.
Antibakteriyel Astar, gömleklik kumaş kullanılarak elde edilen gömleğin kol manşet ve yakalarında terlemeden dolayı oluşabilecek bakteri üremelerinin önüne geçilmiş olur. Astar gömleğin olmazsa olmaz parçasıdır. Özellikle yaka kısmında terleme çok fazla olmaktadır. Dolayısıyla bakterilerin üremesi için uygun ortam sağlanmış olmaktadır. Antibakteriyel astar ile terleme sonucu ortaya çıkan bakterilerin üremesi önlenmektedir.
Antibakteriyel Astar Nasıl Yapılır?
Detaylı Bilgi : info@nanoteknoloji.org
Covid-19’un küresel bir salgın olarak ilan edilmesi salgının Merkez üssündeki değişim ve bunun sonucunda ortaya çıkan durum dünyanın hemen hemen tüm dört köşesindeki acil durum olarak bu konuda araştırmayı zorunlu kılmıştır .
Today, finding a vaccine as a global race is regarded the very first priority for most governments and a huge concern for people everywhere. Previously in the case of Middle East respiratory syndrome coronavirus (MERS-CoV), there were calls in order to develop a novel and specific vaccine capable of offering secure and efficient prophylactic measures. More specifically in this issue, a new vaccine based on the application of poly-(lactic-co-glycolic acid) (PLGA) nanoparticles capable of delivering STING agonists and subunit viral antigen was developed. Stimulator of interferon genes (STING) are originally proteins and a new class of cancer drugs regarded as a part of a signaling pathway responsible to regulate the molecules involved in the innate immune response. Based on this nanotechnological vaccination procedure, STING agonists are embedded in capsid-like polymeric nanoparticles with a hallow morphology. These polymeric nanoparticles possess clear local immune activation and pH-responsive release profile as well as reduced systematic reactogenecity. Upon the conjugation of the antigen, the hollow polymeric nanoparticles deliver the similar morphology to the virus in order to facilitate the delivery of the STING and antigens to the immune cells and lymph nodes 1.
Another vaccine to treat MERS coronavirus is by spike protein nanoparticles. To do so, spike protein nanoparticles and a recombinant adenovirus serotype 5 encoding the MERS-CoV spike gene are allowed to interact with aluminum adjuvant. Later and based on the heterologous prime–boost vaccine strategy, the vaccine is capable of inducing some particular immunoglobulin G against MERS-CoV. However, neutralizing antibodies are induced through homologous immunization as well as heterologous prime–boost immunization with spike protein nanoparticles against MERS-CoV. In this case, the activation of Th cell is done by adenovirus serotype 5 encoding the MERS. As a result, the heterologous prime–boost could lead to immune responses that last longer against the MERS-CoV .
Click Image to Find Out More About Nanomaterials in Medicine
In this method towards creating a vaccine to fight MERS-CoV, the proteins found in the MERS-CoV structure are expressed in silkworm larvae and Bm5 cells in order to develop potential vaccines. The spike protein of MERS-CoV that originally lacks transmembrane cytoplasmic domains (SΔTM)is purified to be embedded in the hemolymph of silkworm larvae taking the advantage of a bombyxin signal peptide. Later, the purified SΔTM engages in small nanoparticles and spike protein formation. In addition to this, SΔTM can bind to human dipeptidyl peptidase 4 (DPP4). The co-expression of spike proteins is carried out in MERS-CoV membrane protein (M), envelope protein (E) and the Bm5 cells outside the cell forming MERS-Coronavirus-like particles (MERS-CoV-LPs) 3.
The results from a recent clinical cell culture studies demonstrate that chloroquine (the 70-year-old malaria drug) could potentially serve as an efficient therapeutic agent against coronavirus disease 2019 (COVID-19). With its derivative hydroxylchloroquine, chloroquine is known to be an inexpensive and safe drug to be applied as a prophylactic strategy to treat malaria and the common autoimmune diseases. It should be noted that eye damage is the most common side effect of chloroquine in a long term. There is a fact that chloroquine’s anti-viral mechanism is still disputed. Nevertheless, studies show that it has effective therapeutic activity against viruses such as SARS-CoV in and human coronavirus OC43 in cell culture studies. In nanomedicine, chloroquine has been used to investigate the absorption on nanoparticles in cells in order to get a comprehensive view of cells interactions with nanoparticles when chloroquine is present. Such interactions might clarify the mechanisms that are in progress exactly at the early stages before the viral replication takes place. Nanomedicine can particularly provide enough information concerning the alterations in coronavirus (SARS-CoV-2) uptake in cells 4. Figure 1 shows the mechanism through which chloroquine exerts therapeutic impact against COVID-19.
Figure 1. Therapeutic mechanism of Chloroquine against COVID-19
Chemically speaking, chloroquine is regarded a weak alkaline drug that gets encapsulated in organelles with low pH and enclosed membrane and alters their acidity. In mammalian cells, chloroquine treatment results in the pH increase of lysosomes. Through preventing lysosome of fusion, the lysosome interferes the upstream endocytic trafficking with a consecutive phenomenon like a traffic jam to block the transportation from cell membrane. It is speculated that chloroquine’s antiviral impact is through inhibiting viral fusion and replication (which are considered pH dependent), preventing the host receptor protein glycosylation along with the viral envelope glycoprotein 4.
Studies have demonstrated that chloroquine inhibits nanoparticles endocytosis using some resident macrophages due chloroquine’s broad spectrum quality. Relevant clinical doses of chloroquine causes monodispersity of synthetic nanoparticles with various sizes ranging from 14 to 2600 nm and shapes in cells and within mice mononuclear phagocyte. They studies concerning the mechanism of chloroquine in treating the COVID-19 reveal that it declines the expression of a protein called phosphatidylinositol binding clathrin assembly (PICALM) which is considered as one of the most common proteins in clathrin-coated pits. As a cargo-selecting clathrin adaptor, PICALM engages in sensing and deriving the membrane curvature regulating the endocytosis rate. PICALM depletion causes the inhibition of clathrin-mediated endocytosis as the responsible predominant pathway to internalize nanoparticles 4. Based on the data from the particle characterization techniques, coronavirus (SARS-CoV-2) size falls in the range of 60 to 140 nm and is spherical morphologically. This means any mechanism to mediate the impact of chloroquine against coronavirus causes a decrease in cells ability to perform clathrin-mediated endocytosis of nanoparticles structure because of suppressing PICALM.
1. Lin, L. C. W. et al. Viromimetic STING Agonist-Loaded Hollow Polymeric Nanoparticles for Safe and Effective Vaccination against Middle East Respiratory Syndrome Coronavirus. Adv. Funct. Mater. 29, 1–15 (2019).
2. Jung, S. Y. et al. Heterologous prime–boost vaccination with adenoviral vector and protein nanoparticles induces both Th1 and Th2 responses against Middle East respiratory syndrome coronavirus. Vaccine 36 , 3468-3476 (2018).
3. Kato, T., Takami, Y., Kumar Deo, V. & Park, E. Y. Preparation of virus-like particle mimetic nanovesicles displaying the S protein of Middle East respiratory syndrome coronavirus using insect cells. J. Biotechnol. 306, 177–184 (2019).
4. Hu, T. Y., Frieman, M. & Wolfram, J. Insights from nanomedicine into chloroquine efficacy against COVID-19. Nat. Nanotechnol. 19–21 (2020) doi:10.1038/s41565-020-0674-9.
Çin’in Wuhan kentinde ortaya çıkan Corona (Korona) virüsü ile ilgili dünya alarma geçti. Dünya Sağlık Örgütü’nün acil durum ilan ettiği Corona virüsü, soğuk algınlığından Orta Doğu Solunum Sendromu (MERS) ve Ağır Akut Solunum Sendromu (SARS) gibi daha ciddi hastalıklara kadar çeşitli hastalıklara neden olan büyük bir virüs ailesinin parçası. Virüslerin genel olarak nasıl bir genetik değişim sonrası insana geçebildikleri ve insan için taşıdıkları tehditler konusunda aşı teknolojileri alanında araştırmalarıyla tanınan Boğaziçi Üniversitesi Yaşam Bilimleri Araştırma Merkezi ve Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nesrin Özören’den bilgi aldık. Özören, küresel iklim değişikliğinin, kalabalık kentsel yaşam ve artan insan hareketliliğinin daha önce bilinmeyen yepyeni virüslerin ve dolayısıyla hastalıkların ortaya çıkmasında ve hızlı yayılmasında etkili olduğunu belirtti.
SARS ve MERS’ten sonra şimdi de Corona virüsü dünya gündemine yerleşti. Virüsler genetik değişime nasıl uğruyor? Bu hastalıklarda virüsler nasıl bir evrim izliyor ve virüsler insana hangi yollarla geçiyor?
Normal bir nezle virüsü, Corona veya Influenza (grip) virüs yapılarında kendilerini kodladıkları öğelerden, RNA parçalarından oluşuyor. RNA’nın kendisini kopyalarken çok fazla hata yapma olasılığı var. Virüsün çoğalması için gereken ise konak bir hücre. Virüs konak hücreye yapışıp (burun, boğaz, üst solunum yolu epitel hücreleri) içeri alındığında o konak hücrenin içinde ve metabolizmasını korsan olarak kullanarak kendisini ürettirebiliyor. Virüsün kendisini kopyalayıp, üretilebilmesi için bazı mekanizmalar var. Grip virüsünün sekiz adet RNA parçasından oluşan genomu var ve buna bağlı kodlayan RNA ürettiriyor, kendi enzimlerini ürettiriyor ve sonrasında konak hücrenin zarından tomurcuklanıyor, yeni virüsler ortaya çıkıyor. Bu yeni virüsler yakındaki diğer konak hücrelere yapışarak içeri alındıkları takdirde yeni bir çoğalma döngüsü başlıyor. Corona virüsünün tek parça RNA genomu olsa da hata oranları gene de yüksek.
Aşılarının güvenli bir şekilde uygulandığı ve beş yıl ve üzeri koruyuculuğu bulunan virüsler ise DNA virüsleri. Hepatit B (sarılık yapan) virüsü örneğin, genomu DNA’dan oluşuyor. Bu virüs için de konakçı bir hücreye ihtiyaç var (karaciğer hücresi) DNA kopyalanırken hata yapma riski daha düşük, RNA kopyalanırken ise hata olasılığı daha fazla.
Corona, SARS veya MERS gibi virüslerin kaynağı ise RNA virüsleri olarak biliniyor. Corona virüsünün taşıyıcısının yarasa olduğu belirlendi. Yarasadan yarasaya geçen bir virüs var ve o virüs mutasyona uğruyor. Ancak geçirilen her mutasyon virüsü daha tehlikeli yapmıyor. Tamamen zararsız veya kendini kopyalamayan, yayılması mümkün olmayan olan virüsler de ortaya çıkabilir ancak bunlar hastalık yapamayacağı için bunları gözlemlememiz mümkün değil. Fakat virüs yeni bir özellik sayesinde geçişgenlik kazandıysa çoğalabiliyor ve böylelikle bu virüsleri izleyebiliyoruz. Virüsün konak içinde kopyalanması ve bir sonraki konağa varabilmesi için farklı özelliği olan virüslerin hayatta kaldıklarını görüyoruz. Rastgele mutasyonlardan birinde yarasa hücresine çok iyi yapışabilen virüs artık insan hücresine de iyi tutunma özelliği kazanıyor.
Virüsün her geçtiği canlıdan canlıya veya türden türe kendi sağ kalım mücadelesi söz konusu. Virüs kendisini bir başka canlıda kopyalayabilmek için canlının hücre zarı üzerindeki proteinlerden birine, sanki bir limana varmış gibi, yapışabiliyor. İnsan hücresine yapışabilme özelliği kazandığı zaman orada çoğalmaya başlıyor. Yarasa hücrelerinin üzerinde de benzer konakçı proteinler mevcut. Yarasalar, şempanzeler, fareler ile insan hücre zarı arasında çok büyük farklar yok. İmmünolojik bakımdan virüsün yarasadan insana sıçraması büyük bir eşik. Corona virüsünde virüsün insandan insana geçebildiği de görüldü. Bu da virüsün insan vücudunda sağ kalmayı başarıp kendi kopyalarını yapmayı başardığını gösteriyor.
Virüslerin özellikle kış döneminde ortaya çıkması tesadüf mü?
Virüsler sadece kış mevsiminde ortaya çıkan partiküller değil, yazın da ortaya çıkabiliyorlar ancak kışın popülasyonları daha fazla büyüyor ve insanların bağışıklık yanıtı da daha zayıf düştüğü için hastalık sıklığı artıyor. Virüsün insana geçmesi sonucunda hapşırma, öksürme gibi yollarla virüs yayılmaya başladığında yayacağı partiküller içinde kaç tane virüs olduğuna bakmak gerekiyor. Virüs konakçı hücrelerin içinde kendini çok iyi kopyaladığında bu oran yükseliyor ve bulaşma olasılığı artıyor. Örneğin, bir öksürmeden sonra bir metrelik bir alana dağılan bir milyon sıvı taneciğinin içinde sadece beş partikülde virüs olsun ve sonra başka bir insana bulaşmış olsun. Kişinin bağışıklık sistemi çok güçlüyse bu virüsü yok edeceği için hissetmez ve hastalanmaz bile. Bu kişiler taşıyıcı olabilirler. Nitekim Corona virüsünde hastalık belirtisi taşımayan bir insandan da virüsün bulaşabildiği görüldü. Çin hükümeti geçmişte SARS gibi bir deneyime sahip olduğu için çok büyük önlemler aldı ancak Corona SARS’tan daha az öldürücü bir virüs . Oran olarak bakılacak olursak yüzde 3-5 gibi bir öldürme kapasitesi söz konusu, SARS’ta ise bu çok yüksekti. Elbette önümüzdeki günlerde Corona virüsü ile ilgili gelişmeleri dikkatle izleyip göreceğiz. Ancak mevcut verilerle şunu söylemek mümkün; Corona virüsü çok korkutucu bir virüs değil. Yeni bir virüs çıktığında en önemli sorun çoğu insanın bu yeni virüsle ilk kez karşılaşmasından doğuyor. 65 yaş üstü kişiler, organ nakli olmuş veya kanser hastaları aldıkları kemoterapi veya radyoterapiden dolayı akyuvarlarının sayısının düştüğü, bağışıklık yanıtı düşmüş kişiler için çok riskli grupları oluşturuyor.
Corona virüsünün neden daha önce değil de şimdi çıktığı merak konusu. Bunun nedeni nedir?
Bu soru çok soruluyor ancak kesin bir cevabı bulunamadı. Çin’de asırlardır yaban hayvanları tüketiliyor. Dolayısıyla bugün neden bu virüsün çıkmış olduğu sorusu yanıtlanabilmiş değil. Akla gelen ihtimallerden ilki, iklim değişikliği olabilir. Küresel iklim değişikliği, sıcaklıkların artması insanların bağışıklık sistemlerini ve yarasaların taşıdığı virüsleri de etkiliyor. İkinci etken aşırı kalabalık şehir hayatı ve toplu taşıma gibi havasız ortamlar. Üçüncü ihtimal küresel ölçekte çok hareketli bir insan nüfusu olan dünyamız. Çok fazla seyahat ediyoruz. Eskiden küçük bir köyde hastalık çıktığında köy karantina ile korumaya alınırdı, oysa bugün dünyada milyonlarca turist mevcut. Bu riskler devam ettikçe yeni virüslerin ortaya çıkma olasılıkları da yükseliyor.
Virüsler aslında insanlığa ders de verebilir ama insanlar haklı olarak önce korkuyorlar. Fakat geçmişe baktığımızda çiçek gibi, verem gibi ölümcül sonuçları olan hastalıklar da yaşadık. Çok sayıda insanımızı geçen yüz yılda verem nedeniyle kaybettik. Verem kontrol altına alındı, bugün eskiden olduğu gibi ölümcül ve korku verici değil. Çiçek virüsü ise dünyada hastalık yapamayacak şekilde aşılama sayesinde silindi. 1.Dünya Savaşı sonrasında yaşanan aşırı kıtlık, savaş sonrası çekilen yokluk İspanyol Gribi gibi büyük bir salgını getirdi. Her dönemde yeni bir virüsün çıkabileceğini unutmamak gerekiyor, tedbirli olmamız lazım.
Bir virüs hemen konağına öldürücü etki yapıyorsa o virüsün bulaşma zamanı kalmıyor, mesela Ebola virüsü bulaştığı insanların yarısından fazlasını öldürüyor bir kaç gün içinde, çok kişiye bulaşma fırsatı kalmıyor bu sayede. Geniş toplumlara en çok zararı Corona virüsü gibi belli bir kuluçka süresi ve konağını öldürmeyen virüsler veriyor. İnsanı öldürmüyor ama yayılmış oluyor ve çok daha fazla kişiyi etkiliyor. Ağır bir nezle veya grip olarak seyreden bu hastalığı sağlıklı insanlar atlatabiliyor.
Çin’den ithal edilen ürünlerin virüs taşıma ihtimali var mı?
AIDS virüsü için benzer bir test yapılmıştı. AIDS’li biri ile aynı havuza girebilirsiniz veya AIDS hastasının kullandığı çatal deterjan ve sıcak su ile yıkandıktan sonra virüs kapma olasılığı neredeyse sıfırlanıyor. Bu tür objelerden virüs bulaşması milyonda bir olabilir. Her virüs için dış yüzeylerde (konakçı hücre dışında) sağ kalabilme ve yeni enfeksiyon başlatabilme kapasitesi farklı- bazıları 20-30 dakika, bazıları haftalarca. Kolonya (etanol, %70 ) ile bolca spreyle objeyi silerek sadece Corona değil her virüsten korunursunuz. Çin’den gelen oyuncakları gümrüklerde ultraviyole ışıkla dezenfekte etmek mümkündür.
Peki virüse karşı aşı geliştirmek mümkün mü? Her sene olduğumuz grip aşılarının artık eskisi kadar etkili olmadığı doğru mu?
Daha önce var olmayan bir virüse karşı önceden aşı üretmek mümkün değil. Ancak AIDS virüsü ve grip virüsüne karşı geliştirilen ilaç kombinasyonlarının Corona virüsü ile mücadelede yardımcı olduğu gözleniyor. Bu da gösteriyor ki Corona virüsüne karşı elimiz kolumuz bağlı değil.
Her yıl için yeni grip aşı geliştirirken, üretici şirketler bir istatistiki bir projeksiyon yaparak bir önceki yılın verilerine bakıp bir sonraki yıl görülmesi muhtemel iki veya üç virüse karşı karışık aşı preparatı geliştiriliyor ve o aşı %70 gibi bir koruma sağlayabiliyor belirli bir bölge için tahmin tutarsa. Fakat sizin bölgenizde farklı bir grip virüsüne yakalandığınızda aşılanmış olsanız bile grip olma ihtimaliniz var, ancak gene de aşılanan kişiler nispeten daha hafif atlatabiliyorlar o seneki gribi.
Dünyada şu anda aşı geliştiren ve tüm dünyaya sunan belli başlı şirketler var, bu şirketler size üç, dört çeşit grip aşısı üretebilir ancak bu aşılar belli bir oranda koruma sağlar. Bizim bu noktada kendi kaynaklarımızı kullanarak yerli-milli aşı geliştirmek yönünde çabalarımızı hızlandırmamız şart görünüyor. Ülkemizde böyle bir çalışma olsa sadece iki veya üç tür grip virüsüne karşı kompozit aşı değil de, beş-altı tür grip virüsü suşundan oluşan özgün ve adjuvanlı aşılar geliştirilebilir. Sağlık sistemimize ülke olarak son yıllarda önemli yatırımlar yaptık. Çocuk aşıları alanında son beş yıldır önemli çalışmalar yapılmakta. Dolayısıyla artık kendi aşımızı geliştirmek ve bu yönde teknoloji geliştirmek zorundayız. Hammadde için dünyadaki birkaç şirkete bağımlı olmaktan çıkmamız lazım.
Aksi halde iklim değişikliğinin etkilerini yaşadığımız globalleşen dünyamızda yepyeni virüslerin karşımıza çıkması çok da sürpriz olmayacak.
Kaynak: Boğaziçi Üniversitesi
Dünya sağlık örgütünün yayınlarına göre enfeksiyonların çok büyük bir kısmı, temas yolu ile yayılmaktadır. Yapılan araştırmalara göre gün boyunca bir insan ortalama 23 kez refleksi olarak elini ağzına götürmektedir. Enfekte olan kişilere veya kişilerin dokunduğu noktalara dokunan sağlıklı insanlar aldıkları virüsü ağız yoluyla vücutlarına aktarmaktadır. Maskeler büyük oranda insanların elini ağzına götürmelerini engellemektedir. Bir diğer enfeksiyon şekli ise damlacık enfeksiyonudur hasta kişiler öksürdüğünde ağızlarından çıkan vücut sıvıları, ortama yayılır 5 mikrondan daha küçük damlacıklar havada askıda kalmaktadır maskeler genel olarak bu damlacıklardan kullanıcıyı korurlar. Korunmanın en etkili yolu ise ellerimizi en az 20 sn boyunca sabun ile yıkamaktır. Bilimsel makaleler COVID-19 virüsünün, Sabun-Su (alkaline pH > 12) ortamda inaktif olduğunu belirtmiştir.
»»Maske takılı olarak, triyaj – yönlendirme alanından gelen hastaların COVID-19 olgu tanımı açısından değerlendirmesi yapılır.
»»COVID-19 olgu tanımına uyanlar, belirlenen alana alınır.
»»Uygun kişisel koruyucu ekipman (önlük, tıbbi maske, gözlük/yüz koruyucu, eldiven) giyilerek hastanın bulunduğu alana girilir.
»»Hastanın anamnezi alınır,
»»Muayenesi yapılır
»»Vital bulgularına bakılır (kalp hızı, ritmi, solunum sayısı, kan basıncı, vücut sıcaklığı ve şartlar uygun ise oksijen saturasyonu kontrol edilir)
»»Genel durumu stabil olmayan hastanın; solunum desteği, dolaşım desteği sağlanarak ilgili servise yatışı yapılır*,
»»durumu stabil olan hastanın, muayenesi yapılır »»Tetkikleri istenir;
Kan tetkikleri
Tam kan sayımı, Üre, kreatinin, sodyum, potasyum, klor, AST, ALT, total bilirubin, LDH, CPK, D-dimer, troponin, C-reaktif protein değerleri hekimin uygun gördüğü durumlarda istenebilir.
Görüntüleme
Akciğer grafisi çekilir ve değerlendirilerek, aşağıdaki tanımlanmış durumlarda uygun teknikle Akciğer BT çekilir.
BT çekilemeyecek olan gebe hastalarda öykü ve muayene bulgularına göre klinik olarak karar verilmeli.
Akciğer BT
1
1- Komplike olmamış hastalık tablosu olan
COVID-19 için kişisel koruyucu ekipman kullanılarak test için solunum yolu örneği alınır.
Hastane dışında izolasyon önerisi ile semptom takibi yapılmak üzere, İl/İlçe Sağlık Müdürlüğü tarafından belirlenmiş olan izolasyon alanlarına veya eve gönderilir, günlük olarak takipleri telefon ile yapılır.
Test pozitif çıkarsa hasta yatırılarak oseltamivir ve hidroksiklorokin başlanır. Negatif çıkarsa; hastalık düzeliyorsa alternatif tanıya göre hareket edilir. Testi negatif çıkan ancak hastalık belirtileri kötüleşen hastalar yeniden değerlendirilmek üzere hastaneye çağırılır. COVID-19 ekarte etmek için ikinci solunum yolu örneği alınarak test istenir. Hastanın klinik durumuna göre ayaktan veya yatarak izlenmeye devam eder.
2- Pnömoni/Ağır pnömoni tanımına uyanlar
I.
İlgili servise yatırılır. COVID-19 için solunum yolu örneği alınır. Test yapılır. Test sonucu beklenmeden tedavi algoritmasına uygun olarak oseltamivir ve hidroksiklorokin başlanır. Test sonucu takip edilir.
II.
Yoğun bakım ünitesine yatırılır. COVID-19 için solunum yolu örneği alınır ve test yapılır. Test sonucu beklenmeden tedavi algoritmasına uygun olarak oseltamivir ve hidroksiklorokin başlanır. Test sonucu takip edilir
Test sonuçları pozitif ise; sonuç İl Sağlık Müdürlüğüne haber
verilir ve vaka yönetimşemasına
göre hareket edilir.
2
Test sonuçları negatif ise;
Ayaktan izlenen hastalarda klinik bulgularda kötüleşme varsa test tekrarlanır.
Yatırılarak izlenen hastalarda alternatif tanı konulamadı ise test tekrarlanır.
Yoğun Bakım Ünitesi Yatış Endikasyonları
»»Solunum sayısı ≥ 30
»»Dispne ve solunum güçlüğü bulguları
»»5 litre/dakika ve üstünde nazal oksijen desteğine rağmen oksijen saturasyonu %90’ın altında olan olgular
»»5 litre/dakika ve üstünde nazal oksijen desteğine rağmen parsiyel oksijen basıncı 70 mmHg’nın altında olan olgular
»»PaO2/FiO2 < 300
»»Laktat> 4 mmol/L
»»Akciğer grafisi veya tomografidebilateralinfiltrasyonlar veya multi-lober tutulum
»»Hipotansiyon (sistolik kan basıncı < 90 mmHg, olağan SKB’den> 40 mmHg düşüş, ortalama arter basıncı < 65 mmHg)
»»Cilt perfüzyon bozukluğu
»»Böbrek fonksiyon testi, karaciğer fonksiyon testi bozukluğu, trombositopeni, konfüzyon gibi organ disfonksiyonu
»»İmmünsüpresif hastalık varlığı
»»Birden fazla özellikle kontrolsüz komorbidite varlığı »»Troponin yüksekliği, aritmi
Kaynak: https://covid19.tubitak.gov.tr/korunma-tedavi-yontemleri
Çocuklarla ilgili COVID-19 enfeksiyonuna yönelik tedaviler ile ilgili, bugün içinbilimsel kanıt düzeyi yeterli olan veri bulunmamaktadır. Bu nedenle çocuklarla ilgili COVID-19 tedavi önerileri erişkin çalışmalarına göre değerlendirilmeli ve çocuk hastanın durumuna göre planlanmalıdır. COVID-19 salgının başından itibaren, 22 Mart 2020 tarihine kadar, dünya genelinde 0 – 9 yaş arasında ölüm görülmemiştir. Daha büyük çocuklarda, 10 – 19 yaş arasında ise %0.2 ölüm bildirimi yapılmıştır. Bu rakamlar ve bugüne kadar paylaşılan veriler değerlendirildiğinde, çocuklarda klinik tablonun daha hafif seyirli olduğu görülmektedir. Ayrıca, çocuklarda ilaçların olası yan etkileri de tedavi kararı verirken göz önüne alınmalıdır. Bugün için çocukluk çağında tedavi her bir hasta için ayrı değerlendirilmeli ve olası ağır vakalarda planlanmalıdır.
Çocukluk Çağında Tedavide Kullanılabilecek Olası İlaçların Dozları ve Uygulama Şekilleri
İlaç Adı | Günlük Çocuk Dozu, Verilme Yolu | Tedavi |
Süresi (gün) | ||
Oseltamivir | Term bebekler 0-12 ay 3mg/kg/doz günde 2 kez | 5 gün |
tb 75 mg | 15 kg ≥ günde iki kere 30 mg | |
süsp 12 mg/ml | 15 kg ile 23 kg arası olanlar günde iki kere 45 mg | |
23 kg ile 40 kg arası olanlar günde iki kere 60 mg | ||
40 kg > günde iki kere 75 mg | ||
Hidroksiklorokin, | Çocuklardaki doz (<18 yaş): | 5 gün |
200 mg tablet | 10 mg/kg (maks: 600 mg/doz) PO BID x 2 (yükleme), | |
sonra 3 mg/kg PO TID (maks: 200 mg/doz) 4 gün toplam | ||
± | tedavi süresi beş gün | |
Azitromisin* | 1-5 ay çocuklarda 10 mg/kg/doz (maks doz 500 mg/doz) | 5 gün |
200 mg/5 ml süsp | 6 ay > çocuklar ve adölesanlarda 10 mg/kg ilk gün günde | |
500mg tb1 | tek doz (maks doz 500 mg/doz), devamında 5 mg/kg | |
günde tek doz 2-5 gün boyunca (maks doz 250 mg/doz) | ||
toplam 5 gün | ||
Lopinavir 250 mg/ | Çocuklarda doz: 14 gün – 6 ay arasında olanlarda: | 10- 14 gün |
ritonavir50mg | lopinavir komponenti 16 mg/kg PO BID | |
tablet2 | 6 ay – 18 yaş arası: | |
15-25 kg: 200 mg-50 mg PO BID 26-35 kg: 300 mg-75 mg | ||
+ | PO BID >35 kg: 400 mg-100 mg PO BID | |
10- 14 gün | ||
Ribavirin kapsül | 2 gr (30 mg/kg) yükleme dozu | |
200 mg | 4×1 gr (17 mg/kg/ 6 saatte bir /4 gün | |
4×0.5 gr (8 mg/kg/ 8 saatte bir /6 gün | ||
Yoğun bakım ünitesinde yatan, destek tedavilerine rağmen organ fonksiyonları bozulmaya devam eden kesin covid-19 tanısı konulmuş hastalarda antiviral tedaviye ek öneriler; MASya da hemofagositoz sendromu gelişen hastalarda rehberin yoğun bakımda tedavi bölümüne başvurunuz.
Kaynak: https://covid19.tubitak.gov.tr/korunma-tedavi-yontemleri
Koronavirüs testi, burun salgılarında, kanda veya diğer vücut sıvılarında bir koronavirüs enfeksiyonu belirtileri arar. Koronavirüsler solunum sistemini enfekte eden virüs tipleridir. Hem hayvanlarda hem de insanlarda bulunurlar. İnsanlarda koronavirüs enfeksiyonları tüm dünyada yaygındır. Genellikle ciddi hastalıklara neden olmazlar. Bioeasy Coronavirus Rapid Test Kit ile 10 dakika gibi kısa bir sürede virüsü tespit edebilirsiniz.
Bazen hayvanları enfekte eden bir koronavirüs değişir ve insanları enfekte edebilen yeni bir koronavirüse dönüşür. Bu koronavirüsler daha ciddi olabilir ve bazen pnömoniye neden olabilir. Pnömoni, akciğerlerde sıvının biriktiği hayatı tehdit eden bir durumdur.
Bu yeni koronavirüslerin üçü son yıllarda keşfedildi:
Koronavirüs enfeksiyonlarının belirtileri şunları içerir:
COVID-19 semptomları genellikle SARS ve MERS semptomlarından daha hafiftir.
COVID-19 semptomları şunları içerir:
COVID-19 salgınının en güncel verilerine, toplam vaka ve ölü sayısına bu linklerden ulaşabilirsiniz :
Semptomlarınız varsa ve haritadaki bölgelerden birine gitmediyseniz veya sahip olan birine maruz kalmadıysanız, bu yeni koronavirüslerden birine sahip olmanız pek olası değildir. Grip gibi başka bir virüs türü olabilir.
Son açıklanan verilere göre coronavirus İtalya’da , Türkiye çevresindeki Irak ve İran gibi ülkelerde birçok kişinin ölümüne neden oldu.
Sağlık Bakanlığı’nın hazırlamış olduğu rehber kaynağına buradan ulaşabilirsiniz.
Sağlık Bakanlığı Bulaşıcı Hastalıklar Dairesi’nin hazırlamış olduğu bilgilendirici broşür ve afişlere buradan ulaşabilirsiniz.
T.C Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü COVID-19 ile ilgili bilgilendirme amaçlı, sıkça sorulan sorular sayfası hazırladı, sayfaya buradan ulaşabilirsiniz.
Coronavirus Turkish Agency adlı twitter hesabından en güncel haberleri takip edebilirsiniz.
Koronavirüs testi enfeksiyonları teşhis etmeye ve hastalığın yayılmasını önlemeye yardımcı olmak için kullanılır.Burun, boğaz veya akciğerlerden örnekler kullanır. Virüsün hızlı ve doğru bir şekilde teşhis edilmesini sağlar.
Test için bir numune almanın birkaç yolu vardır :
Bioeasy Biyoteknoloji olarak eski adıyla 2019-nCoV, yeni adıyla COVID-19 korona virüsünün teşhisine yönelik 3 çeşit test kiti geliştirmiştir. Koronavirüs Hızlı Testleri ile 10 dakikada coronavirus tespiti yapabilirsiniz.
Bioeasy COVID-19 koronavirüs hızlı test kitinin temel özellikleri:
Koronavirüsler hayvanlar arasında yaygın olan büyük bir virüs grubudur. Nadir durumlarda, ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezine göre, bilim adamlarının zoonotik olarak adlandırdığı şeydir, yani hayvanlardan insanlara bulaşabilirler.
Virüsler, genellikle soğuk algınlığına benzer şekilde, hafif ila orta derecede üst solunum yolu hastalığı olan insanları hasta edebilir. Koronavirüs semptomları arasında burun akıntısı, öksürük, boğaz ağrısı, baş ağrısı ve belki de birkaç gün sürebilen bir ateş bulunur.
Bağışıklık sistemi zayıf, yaşlılar ve çok genç olanlar için, virüsün zatürre veya bronşit gibi daha düşük ve çok daha ciddi bir solunum yolu hastalığına neden olma ihtimali vardır. Ölümcül olduğu bilinen az sayıda insan koronavirüsü vardır.
MERS virüsü olarak da bilinen Middle East Respiratory Syndrome ilk olarak 2012 yılında Orta Doğu’da rapor edildi ve aynı zamanda solunum problemlerine neden oldu, ancak bu semptomlar çok daha şiddetliydi. Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezinden paylaşılan bilgiye göre, MERS ile enfekte olan her 10 hastanın üçte dördü öldü.
SARS olarak da bilinen Severe Acute Respiratory Syndrome, daha ciddi semptomlara neden olabilen diğer koronavirüstür. İlk olarak güney Çin’deki Guangdong eyaletinde tanımlanmıştır. Dünya Sağlık Örgütüne (WHO) göre, solunum problemlerine neden olur, ancak aynı zamanda ishal, yorgunluk, nefes darlığı, solunum sıkıntısı ve böbrek yetmezliğine neden olabilir. Hastanın yaşına bağlı olarak, SARS ile ölüm oranı vakaları % 0-50’si arasında değişmekte olup yaşlılar en savunmasız durumdadır.
Wuhan koronavirüsünün şu anda SARS ve MERS’den daha hafif olduğu düşünülmektedir ve semptom geliştirmesi daha uzun sürer. Hastalar bir hafta boyunca hafif bir öksürük ve ardından nefes darlığı ile hastaneyi ziyaret ettiler. Şimdiye kadar, vakaların yaklaşık% 15 ila % 20’si şiddetli hale geldi.
Virüsler hayvanlarla insan temasından yayılabilir. Dünya Sağlık Örgütüne göre, bilim adamları MERS’in develerde başladığını düşünüyor. SARS vakasında bilim adamları misk kedilerinden şüpheleniyorlardı. Yetkililer, Wuhan’daki mevcut salgına hangi hayvanın neden olduğunu henüz bilmiyorlar.
Virüslerin insandan insana bulaşması söz konusu olduğunda, genellikle birisi enfekte bir kişinin öksürükteki salgılarıyla temas ettiğinde olur.
Virüsün hastalığa neden olma yeteneğine bağlı olarak, öksürük, hapşırma veya el sıkışma bulaşmaya neden olabilir. Virüs, enfekte olmuş bir kişinin dokunduğu ve daha sonra ağzına, burnuna veya gözlerine dokunarak da bulaşabilir.
Wuhan koronavirüsü için insandan insana bulaşma doğrulanmıştır, ancak uzmanlar şimdi kimin en çok bulaştırdığını, kimin en fazla risk altında olduğunu ve bulaşmanın çoğunlukla hastanelerde mi yoksa toplumda mı meydana geldiğini anlamaya çalışmaktadır. SARS ve MERS büyük ölçüde hastanelerin içinde bulaşmıştır.
MERS, SARS ve Wuhan koronavirüs yaşlı insanlarda daha ciddi hastalıklara neden gibi gözükse de, en son salgın etrafında belirsizlik devam etmektedir. Wuhan koronavirüsünün şimdiye kadar bildirilen vakalarında hiçbirinin henüz çocuklar arasında olduğu doğrulanmamıştır. Uzmanlar ortalama yaşın 40 yaş ve üstü olduğunu belirtmiştir.
Spesifik bir tedavi yoktur, ancak araştırmalar devam etmektedir. Çoğu zaman, semptomlar kendi kendine gider ve uzmanlar erken bakım almayı önerir. Semptomlar standart soğuk algınlığından daha kötü hissedilirse, mutlaka doktora danışılmalıdır.
Doktorlar ağrı veya ateş ilacı reçete ederek semptomları hafifletebilir.
Koronavirüsler yüzeylerindeki taç benzeri sivri uçları için bu şekilde adlandırılmıştır. Alfa, beta, gama ve delta olarak bilinen dört ana koronavirüs alt grubu vardır.
İnsan koronavirüsleri ilk olarak 1960’ların ortalarında tanımlandı. İnsanları enfekte edebilen yedi koronavirüs şunlardır:
Dünyadaki insanlar genellikle insan koronavirüsleri 229E, NL63, OC43 ve HKU1 ile enfekte olur.
Bazen hayvanları enfekte eden koronavirüsler gelişebilir ve insanları hastalayabilir ve yeni bir insan koronavirüsü haline gelebilir. Bunun son üç örneği 2019-nCoV, SARS-CoV ve MERS-CoV dur.
Henüz bu virüs ailesine karşı korunacak bir aşı yoktur. Bir MERS aşısı için denemeler devam etmektedir. ABD Ulusal Sağlık Enstitüleri yeni virüse karşı aşı üzerinde çalışmaktadır, ancak klinik araştırmaların başlaması aylar ve mevcut hale gelene kadar bir yıldan fazla olacaktır. Hasta olan insanlardan kaçınarak enfeksiyon riskinizi azaltabilirsiniz.
Mikrobiyolojik testler mevcuttur. Ters-Transkriptaz-Polimeraz Zincir Reaksiyonu, RT-PCR içerir. Moleküler Tanı, Serolojik Testler, Viral Kültür, Genetik Sekanslama denilen tekniklerden faydalanılır.
Corona (Korona) virüsü hayvanlar arasında yaygın olan büyük bir virüs grubudur. Nadir durumlarda, bilim insanlarının zoonotik olarak adlandırdığı durumdur, yani hayvanlardan insanlara bulaşabilirler.
Günümüzde sıkça görülen Corona virüsleri için nanoteknolojik önlemler alınmaktadır. Corona virüslerden yaşadığımız ortamları arındırmak için, Nano gümüş teknolojisi ile ortamlar steril edilmekte Nano gümüş Teknolojisinin sayesinde virüsler 3 ile 6 ay arasında etkisiz hale getirildiği iddia edilmektedir.
Nano Gümüş, antimikrobiyal özelliği olan nano boyutta bir aktif ajandır, literatürde birçok bakteri, küf, mantar vb. mikro organizmalar üzerinde etkisinin olduğu bilinmektedir.
Corona Virüsler
İlk olarak 1960’lı yıllarda görülmeye başlayan Corona virüsün, Çin’in Hubei eyaleti Wuhan şehrinde ortaya çıkması nedeniyle hastalık oldukça merak edilir bir konu oldu. Akciğer hastalığına neden olabilen ve tedavi edilmediğinde ağır akut solunum yolu yetersizliği sendromu gibi hastalıklara yol açmaktadır.
Covid-19 Hastalığının Belirtileri:
Covid-19 Alınacak Önlemler
Enfeksiyonun yayılmasını önlemek için standart öneriler arasında düzenli el yıkama, öksürme ve hapşırma sırasında ağız ve burnun kapatılması, et ve yumurtaların iyice pişirilmesi yer alır. Öksürme ve hapşırma gibi solunum yolu rahatsızlığı belirtileri gösteren kişilerle yakın temastan kaçınmalıyız.
Şu an COVID-19 enfeksiyonuna karşı geliştirilmiş bir aşı henüz yoktur.
Corona virüs dahil tüm solunum yolu hastalıklarından korunabilmek için aşağıdaki önlemlerin düzenli olarak uygulanması önerilmektedir:
Ellerinizi sık sık, 20 saniye süreyle su ve sabunla yıkayın. Küçük çocukların da aynı şekilde ellerini yıkamasını sağlayın.
Su ve sabun bulunamıyorsa alkol bazlı bir el dezenfektanı kullanın.
Öksürürken veya hapşırırken ağzınızı ve burnunuzu kağıt mendille kapatın, ardından mendili mutlaka çöpe atın.
Kirli ellerle ağzınıza, burnunuza ve gözlerinize dokunmayın.
Corona Virüs belirtileri olan yada teşhisi konmuş hastalarla aynı kaptan yemek yemek, aynı bardağı paylaşmak veya öpüşmek gibi kişisel temastan kaçının.
Kapı kolları ve oyuncak gibi sık dokunulan yüzeyleri temizleyin ve bunları dezenfekte edin.
Dünya Sağlık Örgütü, riskli bölgelere seyahat eden herkes için aşağıdaki tavsiyeleri vermektedir;
Çiftlikler, pazarlar, ahırlar ve hayvanların bulunduğu diğer yerleri ziyaret ederken genel hijyen kurallarına uymalarını,
Hayvanlarla temas öncesi ve sonrası düzenli olarak ellerini yıkamalarını,
Hasta hayvanlarla temastan kaçınmalarını,
Çiğ ya da iyi pişmemiş hayvan ürünlerini tüketmemeleri gerektiği
konusunda uyarmaktadır.
Novel Coronavirüs’ün / Covid-19 (Koronavirüs) tedavisi için henüz bir aşı bulunmamaktadır.