Category Archive Blog

GRAFEN TANITIMI

Basit gösteri grafeni açıklıyor. Bu grafen! Ona Bay G diyelim. İki boyutlu olan ilk malzemedir. Bu ona benzersiz bir özellik kümesi verir.

ALÜMİNYUM OKSİT NANOPARTİKÜLLERİ

Alüminyum Oksit, Al 2 O 3 kimyasal formülüne sahip Alüminyum metal ve Oksijenden oluşan kimyasal bir bileşiktir. Alüminyum Oksit genellikle alümina olarak adlandırılır. Bu bileşik suda çözünmez ve alüminyum metal üretmek için kullanımında, sertliği nedeniyle aşındırıcı ve yüksek erime noktası nedeniyle refrakter bir malzeme olarak önemlidir.    Alfa fazlı alüminyum oksit nanopartiküllerinden, doğal olarak oluşan alüminyum oksit veya korundum formundan, yakut ve safirlerin çekirdek mineralinden oluşan beyaz bir toz. Alfa alüminyum oksit nanopowder parçacıkları, uygulamaya, saflık standartlarına ve kaplamalara bağlı olarak tipik olarak 40 nm ila 10um arasında değişir.Şu anda mühendisler ve fizikçiler tarafından araştırılmakta olan birçok bilinen ve potansiyel alüminyum oksit nanopowder uygulaması vardır; Bu uygulamalar, projeniz için en iyi partikül fazı ve boyutu ve diğer bilgiler hakkında daha fazla bilgi edinmek için iletişime geçebilirsiniz nanomaterialpowder.com    Alüminyum Oksit (Al2O3) Nanopowder Uygulamaları

  • Seramik. Genellikle oksit seramiklerin en güçlüsü olarak kabul edilen alfa alüminyum oksit, sayısız gelişmiş seramik malzemenin ve seramik bazlı uygulamaların üretiminde kritik bir rol oynar. Nanopowder formundaki malzemenin benzersiz özellikleri, halihazırda popüler olan malzemeye ek kapılar açar.
  • Nanokompozitler. Alfa alüminyum oksit nanopowder’ın özellikleri, onu herhangi bir sayıda amaç için nanokompozitlerde popüler bir çekirdek ve dolgu malzemesi yapar. Özellikle, benzersiz ısı transfer özellikleri, oldukça düşük sürtünme, çok yönlü yapısı ve genel sağlamlığı onu oldukça değerli kılar.
  • Katalizör desteği. Şu anda nanoparçacık formunda alfa fazlı alüminanın ek uygulamalarını araştıran araştırmalarla, herhangi bir sayıda katalitik işlemde çok önemli bir malzeme.
  • Biyomalzemeler. Düşük sürtünme ve yüksek biyouyumluluk, gelişmiş implantların üretimi, kardiyovasküler uygulamalar vb.Dahil olmak üzere sayısız biyomalzemenin üretiminde alfa alüminyum oksit nanopowder’ı özel bir değer haline getirir. Bu özellikler onu önemli tıbbi araştırmalara konu ediyor.
  • Isı transfer sıvıları. Birçok nanomalzemede olduğu gibi, alfa fazlı alümina nanopowder, benzersiz özelliklere sahip sıvıların üretilmesindeki potansiyel uygulamalarına ilgi artışı görmüştür. Özellikle, gelişmiş ısı transfer sıvılarının üretiminde ideal bir bileşen olarak görülüyor.
  • Aşınmaya dayanıklı katkı maddeleri. Olağanüstü dayanıklılıkla birleştirilen düşük sürtünme, alfa fazlı alüminyum oksit nanopowder’ı, tipik olarak büyük bir aşınma direnci artışı sağladığı için herhangi bir sayıda kompozit için tercih edilen bir katkı maddesi yapar. Nanopowder’ın doğası, onu aşınmaya dayanıklı kaplamaların oluşturulması için ve nano ölçekli olmayan malzemelerin ilavelerinin verimsiz olabileceği bir katkı maddesi olarak ideal kılar

NANOMALZEME KİMYASAL TESTİ

Nanomalzemeler ve yeni tasarlanmış nanoteknoloji, çeşitli endüstrilerdeki ve tüketici ürünlerindeki uygulamalarda kullanıldığında yaşam kalitesini iyileştirmek için büyük bir potansiyel sunar.

Nanomalzeme ürünlerinizin tüm potansiyelini gerçekleştirmek için, bu malzemelerin benzersiz özelliklerini anlamak ve insan sağlığı ve çevre için potansiyel güvenlik veya risk endişelerini ele almak hayati önem taşır.

Kapsamlı nanomalzemelerimiz ve nanoteknoloji yeteneklerimiz klinik öncesi çalışma tasarımı, düzenleyici işler ve irtibat, toksikoloji, epidemiyoloji ve risk değerlendirmesini içerir. Nanomalzemeleri benzersiz kılan özelliklerin (ör.Boyut, göreceli yüzey alanı, kimya ve işlevsellik) beklenmedik biyolojik sonuçlar ve toksisite ile ilişkili olup olmadığı gibi temel sorunları çözmenize yardımcı olabiliriz. Uzmanlığımızla, ürününüzü anlamanıza ve olası sağlık veya çevresel etkileri değerlendirmenize yardımcı oluyoruz.

Nanomalzeme Tozu’nda bilim adamlarımız, gelişen ulusal veya uluslararası düzenleyici gereklilikleri karşılamak için ihtiyaç duyduğunuz kimyasal ve fiziksel testleri de sağlar. Ekibimiz, ürünlerinizi parçacık boyutu, morfoloji, dağılım, tekdüzelik ve optik ve fiziksel özelliklerin kritik özelliklerini kapsayan nano ölçekli analizlerle karakterize eder.

Nanomalzeme Tozu ile ortağınız olarak inovasyon, üretim veya düzenleyici sunumunuzu ilerletmek için ihtiyaç duyduğunuz kimyasal, fiziksel, toksikoloji, risk değerlendirme verilerini ve düzenleyici desteği sağlayabiliriz. Uzmanlığımız kozmetik, polimer kompozitler, ilaç, tekstil, elektronik ve böcek öldürücüler veya boyalar gibi özel kimyasallar gibi çeşitli sektörleri kapsamaktadır.

  • Tekstil-Konfeksiyon ve tekstil ürünlerinde nanomalzemeler, antimikrobiyal, yanıcılık direnci, koku salınımı, nem yönetimi, büzülme direnci, leke direnci, statik koruma, UV koruması, su geçirmezlik ve kırışıklık direnci gibi performansı artırmak veya fonksiyonel özellikleri iyileştirmek için kullanılır.
  • Farmasötikler-Farmasötik formülasyonlar, farmasötik aktif bileşenler (API) için potansiyel olarak iyileştirilmiş biyoyararlanım elde etmenin bir yolu olarak nanoenkapsülasyonu kullanır.
  • Gıda ve Beslenme-Nanoteknoloji, besin ve biyoaktif emilim ve dağıtım sistemleri, içerik işlevselliği, iyileştirilmiş renkler ve tatlar, mikrobiyal, alerjen ve diğer kirleticilerin tespiti ve kontrolü ve gıda paketleme özellikleri ve performansı dahil olmak üzere gıda sektörünü birçok yönden etkiler.
  • Kozmetikler-Kozmetikler, ‘kusursuz’ veya ‘parlaklaştırılmış’ bir görünüm vermek için nanosize polimer varlıkları veya silika parçacıklarını dahil ederek optik etkiler elde etmek üzere geliştirilmiştir. Nanolipozomlar teknolojisi, bir koku veya nemlendiricinin kontrollü bir şekilde salınmasına yardımcı olabilir ve bazı durumlarda ürün stabilitesini artırmaya yardımcı olabilir. Düzenleyici gereklilikler, bu ürünlerdeki nanosize edilmiş bileşenlerin karakterize edilmesine duyulan ihtiyacı artırmaktadır.
  • Özel kimyasallar-Böcek öldürücüler gibi özel kimyasallar, ürünlere işlevsel bir fayda sağlamak için giderek artan bir şekilde nanosize sistemler içermektedir. Nanoenkapsüllenmiş aktif bileşenlere sahip formülasyonlar, zaman içinde daha hedefli veya kontrollü bir salım potansiyeline sahiptir.
  • Kauçuklar, plastikler ve kompozit malzemeler – Bu malzemelerin fiziksel ve mekanik performansı, çok ince elementel karbon tüpleri olan karbon nanotüpler gibi nanoteknolojilerin eklenmesiyle geliştirilmektedir (tek bir insan saçı kalınlığının yaklaşık 1/100000’i).
  • Elektronik-Elektronikte kullanılan malzeme ve bileşenlerin elektronik ve optik özelliklerinin iyileştirilmesi, grafen gibi nanomalzemelerin kullanılmasıyla araştırılmaktadır. Uygulamalar arasında piller, elektrotlar ve şeffaf iletken filmler bulunur.

Dünyanın önde gelen kuruluşlarından bazılarıyla çalışma konusunda kanıtlanmış bir geçmişe sahip olarak, maruziyeti değerlendirmenize ve nanomalzemelerinizle ilişkili riskleri en aza indirmenize yardımcı olmak için bize güvenebilirsin

Ferro Volfram (Tungsten)Nedir? Kullanım Alanları

Fero volfram (tungsten): Demiri tungstenle birleştirerek, kırılganlığa yönelik eğilimler aşılır. Ferro Tungsten genellikle popüler süper alaşımların önemli bir bileşenidir.

Form: Toz

Ergime Noktası: 1650 – 2100 °C

Saflık: 99.5 %

Kimyasal Formülü: FeW

Yoğunluk: 15,8 gr / cm3

Kullanım Alanı: Ferro Tungsten esas olarak herhangi bir alaşımın erime noktasını arttırmak için kullanılır ve bu nedenle Havacılık, Döküm ve Kaynak Elektrot gibi çeşitli uygulamalar için uygundur. Elektrotlar içinde, Ferro Tungsten esas olarak Sert Dolgu Elektörleri ve hatta Sert Dolgu Borulu Elektrotların üretimi için kullanılır.

Ferro Alaşım Tozları ve Kullanım Alanları

Demirin silisyum, mangan, krom, nikel, tungsten, molibden, vanadyum, titanyum, zirkonyum, kobalt, bor, fosfor gibi elementlerden biriyle veya birden fazlasıyla yaptığı alaşımlara ferro alaşımlar denir.

Ferro alaşımların istihsal usullerinin tetkikinde, kimyasal ve fiziko kimyasal işlemleri Termodinamiğin üç kanununun ışığı altında inceleyen Termokimya mühim bir rol oynamıştır.

Ferro molibden, yaklaşık %2 molibden içeren, 1325 0 C ‘de eriyen ve yüksek hızlı tornaların imalinde kullanılan bir tür çeliktir. Bu çalışmada ferro alaşımların genel yapıları, çeşitleri, oluşturduğu prosesler, termodinamiği, bileşenlerdeki aktiviteleri anlatılmıştır.

2. Aşamada ise ferro alaşımların türlerinden biri olan, Ferro molibden’in fiziko kimyasal özellikleri ve istihsali hakkında genel incelemeler açıklanmıştır.

Nanokompozit Nedir? Kullanım Alanları

Nano kompozitler, bir matris içerisinde nanometre büyüklüğünde parçacıkların dağılması ile oluşan malzemelerdir.

Nanoteknolojinin özü, moleküler boyutta çalışarak, moleküler yapısı yenilenmiş büyük yapılar elde etmektir. Malzemelerin nanometrik boyuttaki özellikleri, aynı malzemenin makro boyuttaki özelliklerine göre değişiklik göstermektedir.

Nano kompozitlerin malzemeye getirdiği üstünlükler; modülü arttırması, güçlendirmesi, ısı direncini arttırması, malzemeye gaz sızmasını engellemesi, yanıcılığını azaltması olarak sıralanabilir.

Nanoboyuttaki tozlar, gelişmiş özelliklere sahip nanokompozitleri oluşturmak üzere seramik, metal ya da polimer gibi malzemeler içinde destekleyici olarak kullanılmaktadır.

Nanokompozitler

1. Nanokompozitler seramik/seramik Al2O3/(SiC, Si3N4, TiC, TiN, TiB2, BN), MgO/SiC, Si3N4/(SiC, TiN, BN), Sialon/SiC, B4C/SiC, B4C/SiC/TiB2

2. Nanokompozitler seramik/metal Al2O3/(W, Mo, Ti, Ni, Co, Fe, FeNi), ZrO2/(Mo, Ni. Co) MgO/(Fe, Ni)

3. Nanokompozit temelli fonksiyonel seramikler BaTiO3, ZnO, c-ZrO2 based nanocomposites

4. Nanokompozitler metal/seramic Ti-Al Intermetalic based nanocomposites, MoSi2 based nanocomposites

5. Nanokompozitler polimer/seramik ve polimer/metal

Nanokompozit Karakterizasyon Yöntemleri

– X Işını Kırınımı (XRD)

– Taramalı Elektron Mikroskopu (SEM)

– Geçirimli Elektron Mikroskopu (TEM)

– Taramalı Sonda Mikroskobu (SPM)

– Yakın Alan Taramalı Optik Mikroskop

Nanokompozitlerin Özellikleri

·         Mekanik özellikler – dayanım, modülüs ve boyutsal stabiliteyi geliştirmektedirler

·         elektriksel iletkenliği

·         Gaz, su ve hidrokarbon geçirgenliğini azaltma

·         Yangına dayanımı

·         Termal Stabilite

·         Kimyasal Dayanım

·         Yüzey Görünümü

·         Optik Keskinlik

Grafen Bazlı Boya Nedir? Kullanım Alanları

Grafen, altıgen bir petek örgüsünde düzenlenmiş tek, sıkıca paketlenmiş bir karbon atomu tabakasıdır.  Grafen  atom kalınlığında insan tarafından bilinen en ince bileşik, bilinen en hafif malzeme, keşfedilen en güçlü bileşik, oda sıcaklığında en iyi ısı iletkeni ve aynı zamanda bilinen en iyi elektrik iletken malzemedir.  Ayrıca şeffaf ve hafifken benzersiz optik özelliklere sahiptir.

Graphene’nin sayısız olağanüstü nitelikleri birçok ilginç boya ve kaplama türüne kapı açabilir. Grafen’in yüksek direnci, çatlamayan ve suya ve yağa dayanıklı kaplamalarda kullanılabilir. Grafen  mükemmel elektriksel ve termal iletkenliği, çeşitli iletken boyalar yapmak için kullanılabilir ve güçlü bir bariyer etkisi, olağanüstü antioksidan, çizilmeye katkıda bulunabilir. Grafen ile dayanıklı ve anti-UVA boyalar.

Graphene, birçok olası uygulama için çok çeşitli fonksiyonel boyalar sağlar. Bunlar arasında grafenin yüksek yapışma özelliği, anti-bakteriyel kaplamalar, güneş boyaları (güneş enerjisini emebilir ve iletebilen), evler için izolasyon sağlayan boyalar, pas önleyici kaplamalar, buğu önleyici boyalar ve UV ile sağlanan yüksek performanslı yapıştırıcılar olabilir. ışın blokerleri, çeşitli ev uygulamaları için yapışmaz kaplamalar (kızartma tavaları ve tezgahlar gibi) ve hatta düzenli bir duvarı ekrana dönüştüren bir kaplamanın çok hiper olasılığı (şu anda bilimsel inceleme altındadır).

Borofen Nedir? Kullanım Alanları

Borofen, 2 boyutlu tek atom kalınlığında ki bor katmanlarına denir. Borofen, borun kristalli bir atomik tek tabakasıdır, yani borun iki boyutlu bir allotropudur ve aynı zamanda bor tabakası olarak da bilinir. Borofen elektrik ve ısı iletiminde, sahip olduğu süper iletim ile heyecan yaratıyor. 

Borofen Özellikleri

  • Klasik kovalent bağların yanında metalik benzeri çok merkezli bağları olan kristal yapılara sahiptir.
  • Yüksek mukavemete sahiptir.
  • Reaktivite sayesinde matris ile kovalent bağlanma
  • Ultra yüksek hidrojen depolama özelliği
  • Kristal yapısı sayesinde yüksek sıcaklıkta süper iletkenlik özelliği

Borofen Sentezi

  • Ag(111) ve Au(111) düzleminde ultra yüksek vakumda (UHV) moleküler ışın epitaksisi (MBE) kullanılarak iki boyutlu bor tabakaları elde edilmektedir.
  • %99,99 saflıkta bor kaynağı, ultra yüksek vakum (UHV) sisteminde, elektron ışını buharlaştırıcı (electron beam evaporator) ile buharlaştırılarak, 450-700 derece de inert Ag(111) substratı üzerinde borofen tabakası olarak biriktirilebilmektedir.

Homojenizatör Nedir? Kullanım Alanları

Homojenizasyon, en az iki maddenin karıştırılması ile ortaya çıkan partiküllerin sıvı içinde çok küçük parçacıklardan oluşan bir duruma getirilmesi ve her bölgeye homojen bir biçimde dağıtılmasıdır.

Homojenizatörler ve Çalışma Prensipleri

Sıvı içersinde bulunan katı, yarı katı veya sıvı parçaların kendinden çok daha küçük  parçacıklara ayrılarak stabilitesinin arttırılması işlemine homojenizasyon ve bu işlemi yapan makinalara ise homojenizatör denir

Homojenizasyon işlemi ne için yapılır ?

Homojenizasyon işleminin başlıca amacı sıvı içersindeki farklı yoğunluktaki parçacıkları çok küçük parçalara parçalayarak sıvı içersinde dibe çöküp tortu oluşturmasını engellemektir.

Homojenizatörün Yapısı

* Gövde

* Hareket Aktarımı

* Krank Mekanizması

* Pistonlar

* Homojenizasyon valfi

* Basınç göstergesi

* Emniyet valfi omak üzere 7 ana parçadan oluşmaktadır.

Bilyalı Değirmen

Bilyalı değirmenler, öğütücü malzemesi bilya olan değirmenlerdir. Genellikle öğütmenin son kademesinde kullanılır. Yaş ve kuru olarak çalıştırılabilir. Bilyalar; dökme çelik, dökme demir veya dövme çelikten üretilebilirler.

Bilyalı değirmenler, mikron ebatlarında malzeme elde etmek için çok verimli ve en uygun makinelerden biridir. Genel olarak  300 mikron altı ürün elde edilmek istenildiğinde bilyalı değirmenler tercih edilmektedir. Çok çeşitli minerallerin ve diğer malzemelerin öğütülmesinde kullanılır. Çoğunlukla yapı malzemeleri ve kimya endüstrilerinde kullanılır.

Değirmen içerisinde değirmen gövdesinin dönmesi ile birlikte çarpma ve sürtme kuvvetleri oluşmaktadır. Bilyalar noktasal temas yüzeyi ile bu kuvvetleri iletir. Bu şekilde değirmen içerisinde kırma ve öğütme kuvvetlerinin bir dağılımı sağlanır. Besleme tane boyutu, ürün tane boyutu, değirmen hızı, bilya büyüklükleri bu kuvvetlerin büyüklüğünü etkileyen faktörlerden bir kaçıdır.

Öğütülen Hammaddeler

–          Çimento

–          Kuvars

–          Kireç

–          Çinko-Kurşun

–          Kalsit

–          Bakır

–          Feldspat

–          Barit

–          Gümüş

–          Altın

–          Alüminyum

Grafen Takviyeli Kompozit ve Polimer Malzemeler

Grafen basit bir ifadeyle, ince bir saf karbon tabakasıdır; altıgen bir petek şeklinde birbirine bağlanmış tek katlı karbon atomu tabakasıdır. Nano grafen, kompozit veya polimer malzemelerden üretilen ürünlerin karşılaştığı en büyük sorun statik elektriğe çözüm üretmektedir. Örneğin, epoksi döşemenin statik oluşturma eğilimi arttığından, elektrik deşarjları yangınlara neden olabilmektedir. Benzer şekilde, rüzgar türbinlerinin bıçaklarındaki statik elektrik üretimi jeneratörlere ve kablolarına zarar verebilmektedir.

Nano grafen ile ile birlikte, statik elektrik sorunu çok basit bir şekilde çözülebilir: nanografenin epoksi döşeme ve polyester reçinelere ve polimerlere %0.05 ila %1.5 oranında eklenmesi, anti-statik özelliklere sahip kompozitler ve reçineler üretilmesine olanak sağlamaktadır. Bunun yanında nano grafen  polimerlerde nano graphen kullanımı otomobil, havacılık, yat ve gemi inşa endüstrilerinde büyük ilgi oluşturmaktadır. 

Nano Grafenin bir belirli yüzdeler ile plastik ürünlere eklenmesi, polimerleri ve kompozitleri %90-100 daha güçlü hale getirmektedir.

Ayrıca bilimsel ve teknoloji çevrelerinde, iletken polimerlere grafen ekleme artmaktadır. Şu anda, nano grafen polistiren, polietilen, polipropilen ve çeşitli elektrik ürünlerinde (elektrik fişleri ve soketleri, çeşitli anahtarlar, alarmlar, devre kesiciler, vb.) kullanılmaktadır. Ek olarak, elektrik kabloları için koruyucu tabakaların üretiminde grafen iletken polimerler kullanılır.

UYGULAMA ALANLARI

·         Otomotiv

·         Ulaştırma

·         Elektrik & Elektronik

·         Beyaz eşya ve ev gereçleri

·         Spor ekipmanları

·         Bahçe Ekipmanları

·         Güvenlik malzemeleri

·         Medikal

·         Ayakkabı tabanı

·         İnşaat

·         Mobilya

Kahverengi Alüminyum Oksit Nedir?. Kullanım Alanları

Kahverengi alüminyum Oksit kahverengi elektro korundum grubuna aittir. Kireçlenmiş boksitten, indirgenmiş eriyik olarak, elektrik ark ocaklarında, yüksek ısıda ergitilerek üretilir. Normal korund demir içermez. Bu ürün kahverengi renkte olup, dayanıklıdır. Yüksek sertlikte ve aynı zamanda yüksek basınca karşı koyabilecek bir yapıdadır. Aşınmaya karşı dirençlidir. Kahverengi alüminyum oksit ıslak ve kuru kumlama uygulamalarında kullanıldığı gibi, aşındırıcı taş ve zımpara imalatında da yaygın olarak kullanılmaktadır.

Özellikler:

  • Alüminyum oksit saf bir abrasivdir (saflık %96-99),
  • Dayanıklı, sert ve yüksek basınca karşı koyar,
  • Aşınmaya karşı direnç daha yüksektir,
  • Normal koşullarda demir içermez,
  • Islak ve kuru kumlama uygulamalarına uygun bir yapısı vardır,

Kullanım alanları:

  • Otomotiv ve havacılık sektöründe malzeme temizliğinde,
  • Metalizasyon kaplama ve boya işleri öncesinde yüzey hazırlama işlemlerinde,
  • Metal ve metal dışı malzemelerin matlaştırılmasında,
  • Boru ve boru hatlarında, düz cam ve cam dekorasyon işlemlerinde,
  • Teflon ve kaplama öncesi yüzey pürüzlendirmesinde,
  • Aşındırıcı taş ve zımpara imalatında,
  • Taş mermer-granit kesimi, refraktör sanayinde yaygın olarak kullanılır.

Kumlama sistemleri: 

  • Basınçlı kumlama donanımları
  • Enjeksiyon Kumlama donanımları.

Kahverengi Alüminyum Oksit Boyutları

Alüminyum Oksit F 161000 – 1400 µm 
Alüminyum Oksit F 20850 – 1180 µm 
Alüminyum Oksit F 24600 – 850 µm 
Alüminyum Oksit F 30500 – 710 µm 
Alüminyum Oksit F 36425 – 600 µm 
Alüminyum Oksit F 40355 – 500 µm 
Alüminyum Oksit F 46300 – 425 µm 
Alüminyum Oksit F 54250 – 355 µm 
Alüminyum Oksit F 60212 – 300 µm 
Alüminyum Oksit F 70180 – 250 µm 
Alüminyum Oksit F 80150 – 212 µm 
Alüminyum Oksit F 90125 – 180 µm 
Alüminyum Oksit F 100106 – 150 µm 
Alüminyum Oksit F 12090 – 125 µm 
Alüminyum Oksit F 15063 – 106 µm 
Alüminyum Oksit F 18053 – 90 µm 
Alüminyum Oksit F 22045 – 75 µm 
Alüminyum Oksit F 23034 – 82 µm 
Alüminyum Oksit F 24028 – 70 µm 
Alüminyum Oksit F 28022 – 59 µm 
Alüminyum Oksit F 32016 – 49 µm 
Alüminyum Oksit F 36012 – 40 µm 
Alüminyum Oksit F 4008 – 32 µm 
Alüminyum Oksit F 5005 – 25 µm 
Alüminyum Oksit F 6003 – 19 µm 
Alüminyum Oksit F 8002 – 14 µm 
Alüminyum Oksit F 10001 – 10 µm 
Alüminyum Oksit F 12001 – 3 µm 

Metalografi Nedir? Metalografik Numune Hazırlama

Metalografi, en bilinen şekliyle, metallerin iç yapısını inceleyen bilim dalıdır. Metalografi, metallerin iç yapısını inceleyerek onların özelliklerini belirlemeye, tarihçesini açığa çıkarmaya ve gelecekte ona ne gibi işlemler uygulanabileceğini anlatmaya (imalatı yönlendirmeye) çalışır.

Bu çerçevede, metalografi mm düzeyindeki büyüklüklerden mikron altı büyüklüklere kadar bir aralıkta faaliyet gösterir. Bu faaliyetler, malzeme bilimi, fizik, kimya, mekanik, termodinamik, faz diyagramı, enerji gibi bir çok saha ile ilgilidir; dolayısıyla, metalografi disiplinler arası bir branş olarak görülür.

Bir malzemenin mikroyapısı, malzemeyi oluşturan bileşenlerin düzeni, geometrik oluşumunun kimyasal ve yapısal tabiatı ile tanımlanmakta ve bu şekilde, malzemenin bileşen fazlarını ve ihtiva ettiği kusurları kapsamaktadır. Bir malzemenin mikroyapısı onun özelliklerini önemli ölçüde belirlemektedir.

Bir malzemenin bütün potansiyelini kullanabilmek için, sadece malzemenin mikroyapısının oluşumuna katkıda bulunan faktörlerin anlaşılması değil, mikroyapı ve özellikler arasında mevcut olan kalitatif ve kantitatif ilişkilerin anlaşılması da gerekmektedir. Bu, bir taraftan malzeme biliminde bulunan ilişkilerin, diğer taraftan malzemenin üç boyuttaki mikroyapısının anlaşılması gerekmektedir.

METALOGRAFİK NUMUNE HAZIRLAMA

NUMUNE SEÇİMİ

 Metalografik incelemenin esası ve başarısı uygun numunenin alınmasına bağlıdır. Alınan numunenin bir değer taşıyabilmesi için, numunenin her yönden ana malzemeyi tam olarak temsil etmesi gerekir. Ana kriter, numunenin inceleme amacına uygun olmasıdır. Ayrıca incelemenin mahiyetine göre esas malzemenin kenar ve ortasından, ince ve kalın yerlerinden bozuk ve sağlam kısımlarından ayrı ayrı numune alınmalıdır.

NUMUNE ALMA (KESME)

Numuneler ana parçadan kesilirken bu işlem sırasında içyapılarının değişmemesine dikkat edilmelidir. Isınma ve aşırı deformasyonla numunelerin içyapısı değişebilir. Burada asıl amaç orijinal malzeme içyapısının mikroskop altında görülebilmesi içindir.

Numune almada, yapılacak olan incelemenin amacı önemlidir. Metalografik incelemeler genellikle aşağıdaki amaçlar için yapılır.

a) Genel mikroyapı incelemeleri b) Sementasyon derinliği incelemeleri c) Dekarbürizasyon (karbon kaybı) derinliği incelemeleri

d) Korozyon veya oksitlenme derinliği incelemeleri e) Kaplama kalınlığı incelemeleri f) Yüzey durumunun incelenmesi g) Kalıntıların (inklüzyon) yapısı ve dağılımının incelenmesi h) İçyapıdaki gözeneklerin incelenmesi i) Isıl işlem durumunun incelenmesi  j) Plastik deformasyonun içyapıya etkilerinin incelenmesi

k) Döküm yapısının incelenmesi

Yapılacak incelemeye göre enine veya boyuna göre kesit alınmalıdır. Kesit alma sırasında numuneyi aşırı ısıtacak ısıl kesme yöntemlerinden kaçınılmalıdır. Prensip olarak, numuneyi alırken yüzeyde en az plastik sekil değiştiren ve en az ısı meydana getiren kesme metodu seçilmelidir. Mecbur kalındığında nispeten büyük parça kesilerek onun ısınmayan kısmından tekrar başka bir yöntemle kesit alınmalıdır. Kesme işlemi el testeresi, torna, motorlu testere, vb. ile yapılabilir. Ancak ideal kesme işlemi su soğutmalı döner diskler ile yapılır. Bunlara metalografik kesit alma diski denir.

Zımparalama ve parlatma kolaylığı bakımından numune boyutlarının 20 mm boy ve 30 mm

çapında olması uygundur. Daha küçük boyuttaki numuneler için kalıplama işlemi yapılmalıdır.

KALIPLAMA

 Numunelerin boyutları elle tutulamayacak kadar küçük ise veya düz zeminde duramayacak kadar karmaşıksa bu tür numuneler bir plastik içine kalıplanarak incelenir.

 a)Sıcak ve basınç altında kalıplama

 b)Soğuk kalıplama

Sıcak kalıplamada özel kalıplama cihazı kullanılır. Numune 150°C civarında ısıtılırken aynı zamanda 30 MPa kadar basınç uygulanır. Soğuk kalıplama oda sıcaklığında yapılır. Basınç veya sıcaklım uygulanmaz. Ancak sertleşme sırasında egzotermik reaksiyonla bir miktar ısı artışı olabilir. Soğuk kalıplamada iki sıvı ya da bir sıvı ve bir tozdan oluşan karışım kullanılır. Bunlardan bir tanesi reçine (polimerik esaslı) diğeri ise sertleştiricidir. Reçine ve katılaştırıcı uygun oranlarda karıştırılmalıdır. Aksi takdirde kalıp sertleşmez.

ZIMPARALAMA

İncelenecek parçadan kesilerek alınan numunenin yüzeyi son derece pürüzlüdür ve ayrıca yüzeyde deformasyon tabakası vardır. Mikroskopta inceleme yapabilmek için numune yüzeyinin son derece düzgün olması gerekir. Orijinal içyapının ortaya çıkarılması için de yüzeydeki deforme olmuş tabaka mutlaka uzaklaştırılmalıdır. Bunun için önce zımparalama ardından da parlatma işlemi uygulanır.

Zımparalar sert ve aşındırıcı nitelikteki SiC veya Al2O3 taneciklerinin suya dayanıklı kağıt veya kumaş üzerine yapıştırılması ile üretilmiştir. Zımparalar bu abrazif taneciklerinin boyutuna göre numaralandırılırlar. Bu numaralar abrazifin elendiği eleğin mesh sayısını göstermekte olup 1 inç uzunluktaki delik sayısını gösterir. Bu nedenle numara arttıkça toz boyutu küçülür ve zımpara incelir. Zımparalama sırasında zımpara üzerinden su akıtılır.Böylelikle numunenin ısınması önlenmiş olur.

PARLATMA

 Parlatma işlemi mekanik, elektrolitik, kimyasal, otomatik parlatma yöntemlerinden biriyle yapılır. Mekanik parlatma işleminde 150

-600 dev/dak hızla dönen disklerden faydalanılır. Diskler plastikten yapılmış olup disklerin üzeri parlatma aşamasına göre çadır bezi, sert çuha, poplin, kadife, naylon vb. kumaş ile kaplanır. Parlatma işlemi de kaba ve ince parlatma olmak üzere iki aşamaya ayrılır.

Kaba parlatma aşamasında çadır bezi gibi tüysüz kumaş kullanılır. İnce parlatma aşamasında ise kısa tüylü çuha veya kadife kullanılır. Kaba parlatmada aşındırıcı boyutu 15

-1µm arasındadır. İnce parlatmada ise 0,25

-0,05µm arasındadır. Aşındırıcı toz diskler üzerine dökülür. Aşındırıcı olarak alümina Al2O3, Cr2O3, MgO, Fe2O3, elmas tozu gibi aşındırıcılar

kullanılır. Elmas tozu, macun, sprey ve süspansiyon halinde, diğerleri ise damıtık ile süspansiyon halinde kullanılır. Elmas tozu kumaş kaplı disk üzerine sürüldükten veya püskürtüldükten sonra özel yağlayıcı ile birlikte kullanılır. Zor parlatılan çok sert ve çok yumuşak numunelerin parlatılmasında elmas tozu daha iyidir.

Numune disk üzerinde dönme yönüne ters istikamette hareket ettirilmeli ve arada bir kendi etrafında sağa, sola çeyrek tur döndürülmelidir. Parlatmanın yeterli olup olmadığını kontrol etmek için numune yüzeyine çıplak gözle veya mikroskopta 100 büyütmede bakılır. Gözle bakıldığında ayna gibi

parlak olmalı ya da mikroskopta bakılınca çizik olmamalıdır.

DAĞLAMA

 Kimyasal dağlama işleminde çeşitli kimyasal maddelerin karışımından oluşan ve her malzeme için farklı olan “dağlama ayıracı veya dağlama reaktifi” kullanılır. Ayıraçlar su, alkol, gliserin, glikol veya bunların karışımından oluşan çözücülerin çeşitli asit, alkali veya diğer kimyasalların karıştırılmasıyla elde edilirler. Ayıraç numune üzerine dökülerek ya da numune ayıraç içerisine daldırılarak belirli bir süre etki ettirilir.

İki fazlı bir alaşımın mikroyapı incelenmesinde, genellikle her faz için farklı görünüm oluşturacak ve bu sayede farklı fazların birbirlerinden ayırt edilebilmelerini sağlayacak bir dağlayıcı seçilir. Dağlama ayıracının numune üzerine tatbik edilmesi daldırma, damlatma, yıkama, silme, alternatif dağlama vb. gibi değişik şekilde yapılabilir. Dağlama işlemi kimyasal olduğu gibi elektrolitik veya termal (ısının etkisiyle) de yapılabilir.

Garnet Kumu Nedir? Kullanım Alanları

Garnet, en iyi doğal aşındırıcılardan biridir ve Silika kumu, mineral kumları ve çakmak taşı gibi diğer doğal aşındırıcılara kıyasla tercih edilir. Endüstriyel kumlama ve hassas kumlama uygulamalarında kullanılan garnet kumu ağır metaller veya toksit maddeler ile serbes silika ihtiva etmez ve buna baglı olarak iş işçi güvenliği gerekliliklerini karşılar .

Üretimde hızlılığı arttırıp düşük sarfiyat tüketimi ile kaliteli verimliliği sağlamaktadır. Garnet kumu kullanım şekline bağlı olarak 5 veya 10 kez tekrar kullanılabilir. Garnet kumu demir içermez bundan dolayı paslanmaz çelik, manyatik çelik, cam kumlama ve tüm özel alaşımların yüzey hazırlığında kullanılır.

Garnet kumu kullanılarak alüminyum, türbin kanatçıkları, fiber glass ve diğer özel yüzeyler hazırlanabilir.

·         Garnet radyoaktif bir mineral değildir.

·         Garnet ağır metaller içermez.

·         Garnet nem tutmaz.

·         Garnet toksik maddeler ile kanserojen maddeler içermez.

·         Garnet serbest silika içermez ve silikoz hastalığına neden olmaz.

·         Garnet yüzeye yüksek enerji transferi geliştirerek ve düşük seviyede toz üretimiyle kırılmaya karşı nispeten yüksek dayanıklılık gösterir.

·         Garnet yüksek özgül ağırlığı (4.0-4.1), kir ve kabuk sökmesi (temizleme) kolaylaştırmak için, yüzeye çarpan tanelerin yüksek bir enerjiye sahip olmasını sağlar.

·         Garnet yüzey formu itibariyle angular (köşeli) biçiminde olan tanelerden oluşmaktadır ve üzerinde kumlama yapılan her tip malzemenin üzerinde süratli bir temizleme etkisi yapar.

·         Garnet metalik yada metalik olmayan tüm yüzeylerde korozif etki yapmamasından dolayı rahatça kullanılabilir.

Kullanım  Alanları

·         Gemi raspa işleri

·         Çelik konsiriksiyon kumlaması

·         Su filtresyon sistemlerinde

·         Metal parlatmalarında

·         Paslanmaz çelik

·         Manyatik çelik

·         Cam kumlama

·         Özel alaşımların yüzey temizliğinde

Kalsit Nedir? Kullanım Alanları.

Kalsit ,kalsiyum karbonat diğer bir adı ile Kalsit minerali,yoğunluğu ve doğal olma özeliği bakımından geniş bir kullanım alanına sahiptir ve bu durum kalsiyum karbonatın hayatımızın bir çok alanında yer almasını sağlar.

İnorganik mineral olan kalsit, birbirinden farklı birçok sektörde üretim maliyetlerini optimize eden en önemli dolgu maddesidir.

Kalsit Kullanım Alanları

İzolasyon ve Yalıtım Kalsit Kullanım Alanları

– Isı ve su yalıtım malzemesi olan Membranın üretiminde, otomotiv sektöründe ses izolasyonu sağlayan plakaların ve taban halı üretiminde, beyaz eşya sektöründe ses izolasyon amaçlı olarak kullanılmaktadır.

– Esneme kabiliyetine etki eder.

– Stabil inceliği sayesinde Membran üretiminde kullanılan bitüm içerisinde homojen bir bağlayıcılık etkisi gösterir.

– Su emme özeliği sayesinde asfaltın çatlamasını engeller.

– Asfalt üzerinde sesi azaltır, yüzey pürüzsüzlüğü sağlar.

– Otomotiv üretiminde taban halı ve ses izolasyonunda kullanılır.

– Beyaz eşyaların izolasyon plakalarını güçlendirir.

– Membranın mukavemetini artırır.

Boru Kalsit Kullanım Alanları

– PE -Polietilen-, PVC -Polivinil Klorür- ve PP -Polipropilen- türevli plastikler ile üretim aşamasını kullanan boru imalatçıları tarafından yüksek miktarda dolgu amaçlı kullanılır.

– Boru üretiminde üreticinin makine yapısı ve tercihine göre kaplı ve kapsız olarak iki çeşit kalsit kullanılması mümkündür.

Kablo Kalsit Kullanım Alanları 

– Üreticinin tercihine göre Kaplı ve Kapsız olarak iki çeşit kalsitin kullanılması mümkündür. 

– İç dolgu ve dış kılıf, PVC Kablo kanalları üretiminde yüksek miktarda dolgu maddesi olarak kullanılır.

– NanoMix Kalsit, PE ve PVC tüketim miktarını azaltır.

– Üretim aşamasında beyazlatıcı girdilerini azaltır.

– Ağır metal içermez, ekstrüder vidalarının aşınmasını engeller.

– NanoMix dış kılıf üretiminde kullanıldığında darbeleri emer.

Yapı Kimyasalları  Kalsit Kullanım Alanları

– Girdi tasarrufu sağlar. Kalsit’in yağ emmesi düşüktür.

– Derzin kap ömrünü uzatır ve kuruma süresini uzatır.

– İyi kalsit üretilen ürünün kalitesine mükemmel katkı yapar.

– Dış cephe mineral sıva harcı üretiminde İnce dolgu olarak kullanılır.

• Mineral sıvaya dekoratif görüntü sağlar.

Plastik Kalsit Kullanım Alanları

– Dayanıklılık, sertlik, esneklik,  bükülme, iç gerilmeyi  önleme, mukavemet  ve yüksek sıcaklığa direnç göstermesi özelliklerine sahip olduğundan plastik ve kauçuk sektöründe  PE, PVC, PP ile birlikte dolgu maddesi olarak kullanılmaktadır.

– Plastik sektöründe Doğal Mikronize Kalsit ile Kaplı kalsit kullanılabilir. Kaplı Kalsit ; kalsit yüzeyinin stearik asit ile kaplanmış halidir.

Kağıt Kalsit Kullanım Alanları

– Kağıt sektörünün vazgeçilmez dolgu ve kaplama pigmenti  olarak  Kuşe Kağıt hamurunda yüksek miktarda dolgu maddesi olarak kullanılmaktadır.

– Kuşe kağıt hamurunda kağıdın alt ve üst sıvanmasında kullanılması nedeni ile sektör için çok önem arz eden bir endüstriyel mineraldir.

Boya Kalsit Kullanım Alanları

– Kalsit, boya üretiminde yüksek miktarda kullanılan bir dolgu maddesidir. Yoğunluğu sebebi ile boyanın kıvamlaşmasında etkili olup, üretim maliyetlerini optimize etmektedir.

– Kalsitinin beyaz ve parlak olması, üretiminin stabil olması, üretilen boyanın örtücülüğünde ve kalitesinde büyük rol oynamaktadır.

Sodyum Feldspat Nedir? Kullanım Alanları

Sodyum feldspat üretiminde lider olan Nanoteknoloji, her geçen yıl genişleyen ürün portföyü ve üretim kalitesi ile birçok sektöre hizmet vermeye devam etmektedir.

Sodyum feldspat; Na2O, Fe2O3 ve TiO2 içeriğine göre sınıflandırılmaktadır.

Özellikle seramik ve cam sektöründe sinterleme tetikleyicisi olarak kullanılan sodyum feldspat ince tane boyutlarında da boya, plastik ve kauçuk sektörlerinde dolgu malzemesi olarak da kullanılmaktadır.

Alümina silikat ailesinden gelen sodyum feldspat seramik bünyelerde, içerdiği Na2O ile düşük sıcaklıklarda eriyebilme davranışı sergilerken, aynı zamanda Al2O3 ile kimyasal direnç ve sinterleme kararlılığı sağlamaktadır.

Kuvars Nedir? Kullanım Alanları

Kuvars, oldukça saf silisyum dioksit kristallerine verilen addır.

Özgül ağırlığı 2,65 g/cm³, sertliği 7 olan kuvarsa doğada çok rastlanır.

Heksagonal sistemde kristalleşen kuvars, doğada kristal ya da amorf halde bulunabilir.

Kuvars SiO2 bileşiminde sertliği 7, özgül ağırlığı 2.85 gr/cm3, ergime sıcaklığı 1785 oC

olan, yerkabuğunda en yaygın minerallerden biridir.

Saydam veya mat, renksiz veya beyaz, kırmızı, pembe, mavi, mor gibi çeşitli renklerde kuvars vardır. Kristallerinin

büyüklüğü bakımından iri kristalli olanlar:

Dumanlı kuvars, Morion, Venüs saçı, Ametist, Neceftaşı; kriptokristalin olanlar: Akik, Kalsedon, Çakmaktaşıdır.

Kuvars jenetik olarak: 1- Magmatik, 2- Metamorfik, 3- Sedimanter kökenlidir. Doğada fay ve çatlaklarda filon halinde bulunur. Ayrıca cevher yataklarında gang minerali olarak rastlanır.  

Kuvars, oldukça saf silisyum dioksit kristallerine verilen addır.

Özgül ağırlığı 2,65 g/cm³, sertliği 7 olan kuvarsa doğada çok rastlanır.

Heksagonal sistemde kristalleşen kuvars, doğada kristal ya da amorf halde bulunabilir.

Kuvars SiO2 bileşiminde sertliği 7, özgül ağırlığı 2.85 gr/cm3, ergime sıcaklığı 1785 oC

olan, yerkabuğunda en yaygın minerallerden biridir.

Saydam veya mat, renksiz veya beyaz, kırmızı, pembe, mavi, mor gibi çeşitli renklerde kuvars vardır. Kristallerinin

büyüklüğü bakımından iri kristalli olanlar:

Dumanlı kuvars, Morion, Venüs saçı, Ametist, Neceftaşı; kriptokristalin olanlar: Akik, Kalsedon, Çakmaktaşıdır.

Kuvars jenetik olarak: 1- Magmatik, 2- Metamorfik, 3- Sedimanter kökenlidir. Doğada fay ve çatlaklarda filon halinde bulunur. Ayrıca cevher yataklarında gang minerali olarak rastlanır.

Kullanım Alanları

Düzgün ve temiz olan kuvars kristalleri optik ve elektronik sanayiinde ve süs taşı olarak

kullanılmaktadır. Kuvars kristalleri elektronik sanayiinde frekans kontrol asilatörerinde ve

frekans filtrelerinde kullanılmaktadır. Süt kuvars ve camsı kuvars ise öğütülerek ve

hazırlama işlemlerinden geçirilerek cam, deterjan, boya, seramik, zımpara, dolgu ve

metalurji sanayiilerin de kullanılmaktadır.

Cam, seramik, deterjan, dolgu maddesi, filitre sanayilerinde en önemli girdidir. Cam

sanayiinde kristal eşya ve züccaciye imalatında; Seramik Sanayiinde ise Sır ve frit

yapımında, yer ve duvar karosunda izolatör, elektro-porselen, glazür, sofra eşyası ile

vitrifiye seramik yapımında kullanılmaktadır.

Kuvars, oldukça saf silisyum dioksit kristallerine verilen addır.

Özgül ağırlığı 2,65 g/cm³, sertliği 7 olan kuvarsa doğada çok rastlanır.

Heksagonal sistemde kristalleşen kuvars, doğada kristal ya da amorf halde bulunabilir.

Kuvars SiO2 bileşiminde sertliği 7, özgül ağırlığı 2.85 gr/cm3, ergime sıcaklığı 1785 oC

olan, yerkabuğunda en yaygın minerallerden biridir.

Saydam veya mat, renksiz veya beyaz, kırmızı, pembe, mavi, mor gibi çeşitli renklerde kuvars vardır. Kristallerinin

büyüklüğü bakımından iri kristalli olanlar:

Dumanlı kuvars, Morion, Venüs saçı, Ametist, Neceftaşı; kriptokristalin olanlar: Akik, Kalsedon, Çakmaktaşıdır.

Kuvars jenetik olarak: 1- Magmatik, 2- Metamorfik, 3- Sedimanter kökenlidir. Doğada fay ve çatlaklarda filon halinde bulunur. Ayrıca cevher yataklarında gang minerali olarak rastlanır.  

Kuvars, oldukça saf silisyum dioksit kristallerine verilen addır.

Özgül ağırlığı 2,65 g/cm³, sertliği 7 olan kuvarsa doğada çok rastlanır.

Heksagonal sistemde kristalleşen kuvars, doğada kristal ya da amorf halde bulunabilir.

Kuvars SiO2 bileşiminde sertliği 7, özgül ağırlığı 2.85 gr/cm3, ergime sıcaklığı 1785 oC

olan, yerkabuğunda en yaygın minerallerden biridir.

Saydam veya mat, renksiz veya beyaz, kırmızı, pembe, mavi, mor gibi çeşitli renklerde kuvars vardır. Kristallerinin

büyüklüğü bakımından iri kristalli olanlar:

Dumanlı kuvars, Morion, Venüs saçı, Ametist, Neceftaşı; kriptokristalin olanlar: Akik, Kalsedon, Çakmaktaşıdır.

Kuvars jenetik olarak: 1- Magmatik, 2- Metamorfik, 3- Sedimanter kökenlidir. Doğada fay ve çatlaklarda filon halinde bulunur. Ayrıca cevher yataklarında gang minerali olarak rastlanır.

Kullanım Alanları

Düzgün ve temiz olan kuvars kristalleri optik ve elektronik sanayiinde ve süs taşı olarak

kullanılmaktadır. Kuvars kristalleri elektronik sanayiinde frekans kontrol asilatörerinde ve

frekans filtrelerinde kullanılmaktadır. Süt kuvars ve camsı kuvars ise öğütülerek ve

hazırlama işlemlerinden geçirilerek cam, deterjan, boya, seramik, zımpara, dolgu ve

metalurji sanayiilerin de kullanılmaktadır.

Cam, seramik, deterjan, dolgu maddesi, filitre sanayilerinde en önemli girdidir. Cam

sanayiinde kristal eşya ve züccaciye imalatında; Seramik Sanayiinde ise Sır ve frit

yapımında, yer ve duvar karosunda izolatör, elektro-porselen, glazür, sofra eşyası ile

vitrifiye seramik yapımında kullanılmaktadır.

Periyodik Tablo Elementler

Periyodik tablo, kimyasal elementlerin sınıflandırılması için geliştirilmiş tablodur. Dilimizde periyodik tablo, periyodik cetvel, periyodik çizelge, elementler tablosu gibi birçok şekilde isimlendirilmiştir. Bu tablo bilinen bütün elementlerin artan atom numaralarına göre bir sıralanışıdır

PERİYODİK CETVELİN GENEL ÖZELLİKLERİ

Modern periyodik cetvelde elementler artan atom numaralarına göre sıralanmıştır.

Yatay satırlar( periyot), düşey sütunlar( gruplar) halinde düzenlenmiştir.

Periyodik cetvelde 7 periyot bulunur.
1. periyotta 2,
2. ve 3. periyotta 8,
4. periyotta 18,
5. periyotta 18,
6. periyotta 32 element bulunmaktadır.
7. periyot daha tamamlanmamıştır.

6. ve 7. periyodun 14 er elementi cetvelin altına yerleştirilmiştir. Bunlara Lantanitler ve aktinitler denmiştir.

Gruplar ise A ve B olmak üzere 2 türdür.
8 tane A ve 10 tane B grubu bulunmaktadır.

Aynı gruptaki atomların kimyasal özellikleri benzerdir.

Grupların bazılarının özel adları vardır. Bu adlar,
1A grubu alkali metaller,
2A toprak alkali metaller,
3A grubu toprak metali,
4A grubu karbon grubu,
5A grubu azot grubu,
6A grubu oksijen grubu,
7A grubu halojenler,
8A grubu soygazlar ve
B grupları geçiş metalleri şeklindedir.



PERİYODİK CETVELİN İSTİSNALARI;

– 1A grubunda hidrojen atomu hariç diğer atomlar
metaldir.
– 1. Periyot hariç diğer periyotlar alkali metalle başlar.
– 3A grubundaki Bor(B) ametal özelliği gösterir.
– 7A grubunda ki Flor (F) yaptığı bileşiklerde sadece-1 değerlik alır.
– 8A grubunda ki helyum atomunun değerlik elektron sayısı 2 iken diğer atomların ki 8 dir.
– 7. Periyot hariç diğer periyotlar soygazla biter.
– Helyum hariç diğer soygaz atomlarından önce bir halojen atomu gelir.
– Geçiş metalleri 4.periyottan itibaren başlar.

PERİYODİK CETVELDE DEĞİŞEN ÖZELLİKLER

Periyodik cetvelde ayın periyotta soldan sağa doğru gidildikçe; 

Atom numarası artar
Kütle numarası artar
Atom çapı (hacmi) küçülür.

Metalik özellik azalır

Ametalik özellik artar

Değerlik elektron sayısı artar

Elektron verme özelliği azalır

Elektron alma özelliği artar

Proton sayısı artar
Elementlerin oksitlerinin asit özelliği artar, bazik özelliği azalır.

Periyod ik cetvelde ayın grup ta aşağıya doğru gidildikçe; 

Atom numarası artar

Kütle numarası artar

Atom çapı (hacmi) artar

Metalik özellik artar

Ametalik özellik azalır
Elementlerin oksitlerinin bazik özelliği artar, asidik özelliği azalır
Proton sayısı artar
Değerlik elektron sayısı değişmez

Elektron verme isteği artar

Elektron alma isteği azalır

ELEMENTLERİ 4 GRUPTA İNCELEYECEĞİZ
1-METALLER
2-AMETALLER
3-YARI METALLER
4-SOYGAZLAR
 

1-METALLER

1- Katıdırlar ( Cıva = Hg hariç )
2- Yüzeyleri parlaktır
3- Isı ve elektriği iyi iletirler
4- Tel ve levha haline gelebilirler
5- Tek atomludurlar (atomik yapılıdırlar )
6- Kendi aralarında bileşik yapmazlar!
7- Kendi aralarında alaşım yaparlar
8- Elektron verme özelliğindedirler ( katyon: +)
9- Ametallerle iyonik bileşik yaparlar
10- Canlıların yapısında çok az bulunur
11- Erime-kaynama noktaları yüksektir
12- 1A,2A,3A grubunda bulunurlar
14- Periyodik tablonun sol tarafında bulunurlar.
15- Genellikle dayanıklı ağır, parlak maddeler olarak tanımlanır.
16- Üzerine vurulduğunda çınlama sesi duyulur.
 

2-AMETALLER

1 – Katı, sıvı, gaz halindedirler
2 – Yüzeyleri mattır
3 – Isı ve elektriği iyi iletmezler
4 – Tel ve levha haline gelemezler
5 – İki ve daha fazla atomludurlar(molekül yapılı)
6 – Kendi aralarında bileşik yaparlar
7 – Elektron alma özelliğindedirler (Anyon: – )
8 – Canlıların yapısında bolca bulunurlar
9 – Erime-kaynama noktaları düşüktür
10 – 4A (C atomu),5A,6A,7A grubunda bulunur
11- Periyodik tablonun sağ tarafında bulunurlar.

3-YARI METALLER

Bilinen elementlerin 8 tanesi ( B, Si, Ge, As, At, Sb, Te, Po ) yarı metaldir. Ülkemizde en çok bulunan mineral olan bor, camların yapısına katılan silisyum, elektronik devrelerde kullanılan germanyum en önemli yarı metallerdir.

Yarı metaller fiziksel özellikleri ve görünüşleri yönünden metallere, kimyasal özellikleri Bakımından ametallere benzerler.

1-Metaller ile ametallerin birleştiği yerde bulunurlar.
2-Oda koşullarında katı halde bulunurlar.
3- Parlak veya mat olabilirler
4 – Elektrik ve ısıyı ametallerden daha iyi
Metallerden daha kötü iletirler.
5 – İşlenebilirler (tel ve levha haline getirilebilirler )
6 – Kırılgan değildirler.
7- Sıcaklık yükseldiğinde elektrik iletkenlikleri artar.

4-SOYGAZLAR

1- Doğada gaz halinde bulunurlar
2- Kararlı yapıdadırlar
3- Bileşik oluşturmazlar
4- Tek atomludurlar
5- Erime kaynama noktaları düşüktür
6- Periyodik tabloda 8A grubunda yer alırlar
7- Ametaller grubunda yer alırlar.

PERİYODİK CETVEL GRUPLARININ ŞİFRELERİ

PERİYODİK CETVEL 1A GRUBU
H – Li – Na – K – Rb – Cs – Fr
Haydarpaşa Lisesinin Nankör Kimyacısı Rabiaya Cisim Fırlattı

PERİYODİK CETVEL 2A GRUBU
Be – Mg – Ca – Sr – Ba – Ra
Beymen Magazasında Canana Sarılırken Babasına Rastladım

PERİYODİK CETVEL 3A GRUBU
B – Al – Ga – In – Tl
Bir Alçak Gafil İnsafsızca Tellendi.

PERİYODİK CETVEL 4A GRUBU
C – Si – Ge – Sn – Pb
Camcı Sibel Gencayı Sınıfta Pabuçladı.

PERİYODİK CETVEL 5A GRUBU
N – P – As – Sb – Bi
Naci Papatya Astı Sümbül Biçti.

PERİYODİK CETVEL 6A GRUBU
O – S – Se – Te – Po
Osman Silah Sevmeyen Tek Polistir.

PERİYODİK CETVEL 7A GRUBU
F – Cl – Br – I – At
Fare Celalin Burnunu Isırıp Attı.

PERİYODİK CETVEL 8A GRUBU
He – Ne – Ar – Kr – Xe -Rn
Hergele Necip Arsız Karısına Xeskin Rende…

PERİYODİK CETVELDEKİ İLK 20
ELEMENTİN ELEKTRON DAĞILIMI

 

AtomNo İs mi SembolüE   lektronDağılımı Periyodu Grubu
1HidrojenH1,-11A
2HelyumHe2,-18A
3LityumLi2, 121A
4BerilyumBe2, 222A
5BorB2, 323A
6KarbonC2, 424A
7AzotN2, 525A
8OksijenO2, 626A
9FlorF2, 727A
10NeonNe2, 828A
11SodyumNa2, 8, 131A
12MagnezyumMg2, 8, 232A
13AlüminyumAl2, 8, 333A
14SilisyumSi2, 8, 434A
15FosforP2, 8, 535A
16KükürtS2, 8, 636A
17KlorCl2, 8, 737A
18ArgonAr2, 8, 838A
19PotasyumK2, 8, 8, 141A
20KalsiyumCa2, 8, 8, 242A

Mehmet KÜÇÜKOĞLU 

Fen Bilimleri Öğretmeni

Kolloidal Gümüş Suyu Nedir? Kullanım Alanları

Kolloidal Gümüş Suyu , Koloidler her hangi bir maddenin en küçük biyolojik formudur. O kadar küçüktürler ki, vücutta, kolaylıkla her türlü zarı geçerek sindirim sürecinden atlayıp, absorbe edilirler. Kolloidal gümüş, buhar damıtımlı su içinde bekletilmiş, 1930’ların ortalarına dek Amerika’da yaygın bir ilaç olarak kullanılmış, görünemeyecek kadar küçük gümüş parçacıklarıdır. 1920 ve 30 yılları arasında, enfeksiyonlarla savaşan oldukça pahalı bir antibiyotik tedavisi olarak kullanılmıştır.  Çok daha ucuz bir antibiyotik olan penisilin devreye girmesi, bir çok başka antibiyotiğin üretilmesine vesile olmuştur.

Kollodial Gümüş Çeşitleri

1) Elektro-Kolodial Gümüş: Bu ürünün ilk tipi, genellikle “elektro-kolodial gümüş” olarak adlandırılan klasik, orijinal türdür. Bu ürün, ya deiyonize su içinde, “elektro-ark” yöntemi, ya da, damıtılmış, saf su içinde, “alçak gerilim elektroliz” yöntemi ile üretilir. Genellikle 3-5 ppm (milyonda bir birim), bazen de 100 ppm gibi yüksek konsantrasyonlarda bulunmaktadır.

2) Hafif Gümüş Protein: İkinci tipin adı “hafif gümüş protein”dir. Bu ürün, gümüşün mikroskobik partiküllerini protein molekülüne kimyasal olarak bağlar. 20-40 ppm arasında bulunur.

3) Gümüş Tozu: Üçüncü tip, “gümüş tozu” olarak adlandırılır. Bu ürün kimyasal ya da elektro-kimyasal olarak, genellikle suda Çözünebilir formda üretilirler. Konsantrasyonları, 50-500 ppm arasında değişiklik gösterir.

4) Gümüş Pudrası: Dördüncüsü, bazen, “gümüş pudrası” olarak da adlandırıllır. Ruslar tarafından geliştirilmiş ve, eski fotoğraf flaş ampulü gibi; saf gümüş bir telin, hızla yüksek voltajlı elektrik boşalımıyla parçalanmasından imal edilir. Konsantrasyonları, 100-500 ppm arasındadır.

Böbreklerimize zarar veren 10 alışkanlığı maddeler halinde sıralayalım. Tabi ki bu zararlı alışkanlıklardan uzak durmamız halinde böbrek sağlığımızı koruyacak ve daha sağlıklı ve rahat çalışan bir böbrek sistemine sahip olacağız ki bunun önemi yadsınamaz.

Çünkü böbreklerimiz kanda bulunan zararlı maddeleri süzer, kandaki asit ve baz dengesini sağlar, su elektrolit düzeyini ayarlar ve zararlı maddeleri su ile seyrelterek boşaltılması görevini üstlenirler.

Böbrek ve dolaylı olarak idrar yolu hastalıkları; böbreklerin önemi yüzünden son derece ciddiye alınması gereken rahatsızlıklardır.

Nano Zeolit Nedir? Kullanım Alanları

Nano zeolit, İnsan vücudunun ihtiyaç duyduğu temel minerallerin bir bileşimine sahip volkanik kökenli zeolit (klinoptilolit) bir mineraldir.  Nanoteknolojik süreçler ile nano boyuta indirgenen zeolit  güçlü doğal antioksidanlardan biri haline dönüşmektedir.  

Nano zeolit, hücresel düzeyde iyon değiştirici özelliği sayesinde (Ca, Fe, K, Mg, Na) zengin iyonlar içerir. Hücresel düzeyde iyon değişim özelliğine sahip ve (Ca, Fe, K, Mg, Na) zengin bileşime sahiptir.

Bilimsel ve klinik çalışmalarda iyon değiştrici  özelliklerinden dolayı özel bir katkı maddesi olarak kullanılmaktadır.

Kullanım Alanları

  • Vücudu detoksifiye eder;
  • Çeşitli benign ve malign tümörlerle başa çıkmada yardımcı olur;
  • HPV virüsü, Candida ve diğer jinekolojik hastalıkların azalmasını destekler;
  • Prostat ve idrar yolu ile ilgili sorunlara yardımcı olur;
  • Dolaşım sistemini stabilize eder ve optimize eder;
  • Önemli ölçüde kan sayımı (kolesterol, trigliserid, hemoglobin) geliştirir);
  • Ateroskleroz ve arteryoskleroz gelişimini önler;
  • Böbrek fonksiyonu, böbrek taşı ve kum belirli türde bertaraf edici;
  • Genişlemiş ve yağlı karaciğer;
  • Diabetes mellitus ile yardımcı olur ve komplikasyonların oluşumunu azaltır;
  • Endokrin bezlerin işlevini optimize eder;
  • Endokrin bezlerin işlevini Optimize edin;
  • Cilt ve mukoza zarlarındaki mantar enfeksiyonlarını hızla ortadan kaldırır;
  • Çeşitli alerji türlerine yardımcı olur;
  • Antiviral ve immünomodülatör etkileri ifade etti;
  • Arıtma-epifiz bezinin dekalsifikasyonu
  • Yaraların ve yanıkların iyileşmesini hızlandırır, ayrıca Nanozeolit tozunun doğrudan uygulanmasının kullanılması önerilir;
  • Nöro-psikolojik bozukluklarda iyileşme;
  • Cerrahi ve invaziv müdahaleler için stomatolojide, ağız boşluğundaki hastalıklarda ve lezyonlarda, periodontitisin ağız yoluyla ve diş etlerine doğrudan uygulanmasıyla kızdırılmasına yardımcı olur;
  • Yardım, tedavi, kemoterapi sonrası iyileşme, radyoterapi;
  • Ve tabii ki, gençleştirme, canlılık ve uzun ömür isteyen herhangi birimiz!