Savaşın YZ’si: Otonom Silah Sistemleri ve Etik Çıkmazlar

Savaşın YZ’si: Otonom Silah Sistemleri ve Etik Çıkmazlar

Öldürücü Otonom Silah Sistemleri (LAWS – Lethal Autonomous Weapons Systems), bir insan operatörün anlık müdahalesi veya gözetimi olmaksızın, hedef seçme ve hedefe saldırma yeteneğine sahip makine sistemleridir. Bu teknolojinin yaygınlaşması, savaşın hızını artırırken, uluslararası hukuku, etik değerleri ve insanlığın geleceğini tehdit eden derin bir etik çıkmaza yol açmaktadır.

Bu blog yazısında, YZ’nin savaş alanındaki yükselişini, “insan kontrolünün anlamlı düzeyde korunması” ilkesi etrafındaki tartışmaları ve LAWS’ın yarattığı hukuki ve ahlaki sorunları inceleyeceğiz.

I. Otonom Silahların Cazibesi ve Vaatleri

Devletler ve askeri stratejistler, LAWS’a büyük yatırım yapmaktadır çünkü bu sistemler, geleneksel askeri yöntemlere göre önemli avantajlar sunar:

  • Hız ve Verimlilik: YZ, siber savaş, hava savunması veya mühimmat tespiti gibi hızlı değişen ortamlarda, insan bilişinin çok ötesinde bir hızla tehditleri analiz edebilir ve tepki verebilir.
  • Asker Kaybını Azaltma: İnsan askerlerin tehlikeli görevlerde yerini robotların alması, asker kayıplarını en aza indirerek çatışmalara girme eşiğini düşürebilir.
  • Tarafsızlık (İddia Edilen): YZ’nin, öfke, korku, yorgunluk veya intikam gibi insani duygulardan bağımsız, tamamen rasyonel (algoritmik) kararlar alabileceği iddia edilir.

II. Etik Çıkmaz: Hayat ve Ölüm Kararını Kim Veriyor?

LAWS’ın en kritik etik sorunu, bir makinenin bir insanı öldürme kararını ne ölçüde kendi başına alabileceğidir.

1. Uluslararası İnsancıl Hukukun İhlali

Savaş Hukuku’nun (Cenevre Sözleşmeleri) temel direkleri şunlardır:

  • Ayrım Gözetme İlkesi: Savaşçılar, sivil hedefler ile askeri hedefler arasında her zaman ayrım yapmak zorundadır.
  • Ölçülülük İlkesi: Hedefe yapılan saldırının beklenen askeri faydası, beklenen sivil kayıplardan ağır basmamalıdır.

YZ’nin, karmaşık ve belirsiz bir savaş ortamında (örneğin bir sivil binada gizlenen tek bir savaşçıyı ayırmak) bu nüanslı insani yargıları kusursuzca yapıp yapamayacağı büyük bir soru işaretidir. YZ’nin hata yapması durumunda, bu hatalar toplu sivil kayıplara yol açabilir.

2. Hesap Verebilirlik Boşluğu (Accountability Gap)

Otonom bir silah sisteminin sivilleri öldürdüğü bir senaryoda, ceza hukuku açısından kimin sorumlu tutulacağı belirsizdir:

  • Robotun Kendisi: YZ’nin iradesi ve bilinci olmadığı için (henüz), geleneksel ceza hukukunda suç faili olamaz.
  • Kullanıcı/Komutan: Komutan, silahı “ateşleme” kararı verse bile, hedefin seçilmesi tamamen YZ’ye ait olduğu için doğrudan sorumlu tutulması zordur.
  • Programcı/Üretici: Eğer YZ, programlama hatası olmaksızın, kendi kendine öğrenerek hatalı bir karar verdiyse, üreticinin kusurlu olduğu iddia edilemez.

Bu durum, ne bir askeri komutanın, ne bir programcının ne de robotun sorumlu tutulamayacağı bir “Hesap Verebilirlik Boşluğu” yaratır ve bu da cezasızlık riskini beraberinde getirir.

III. Geleceği Yönetmek: YASAKLAMA mı, SINIRLAMA mı?

Uluslararası toplum, LAWS konusunu Birleşmiş Milletler (BM) çatısı altında aktif olarak tartışmaktadır. İki ana görüş bulunmaktadır:

  1. Tam Yasaklama (Campaign to Stop Killer Robots): İnsan onurunu korumak ve Hesap Verebilirlik Boşluğu riskini önlemek için, öldürme kararını insandan bağımsız alan tüm LAWS sistemlerinin uluslararası bir antlaşma ile tamamen yasaklanması gerektiğini savunur.
  2. Anlamlı İnsan Kontrolü (Meaningful Human Control – MHC): Bu yaklaşım, sistemlerin tamamen yasaklanması yerine, insan müdahalesini kritik görevlerde (hedef seçimi, saldırı onayı) etkin kılacak regülasyonlar getirilmesini önerir. MHC ilkesi, YZ’nin her zaman bir araç olarak kalmasını hedefler.

Sonuç: İnsanlığın Kırmızı Çizgisi

Savaşın YZ’si, sadece askeri bir teknoloji değil, insanlığın kendisiyle ilgili bir etik sınavdır. Yapay zekâ, komutanlara değerli bilgiler sunabilir ve lojistikte verimlilik sağlayabilir. Ancak bir makinenin, bir insanın hayatına son verme kararını tek başına almasına izin vermek, ahlaki açıdan geri dönülmez bir çizginin aşılması anlamına gelir.

Gelecek, YZ’yi savaş alanında kullanan, ancak öldürme kararının “fişini” daima bir insanın elinde tuttuğu bir dengeyi kurmayı gerektirir. Uluslararası toplum, teknolojinin hızına yenik düşmeden, insan onurunu ve insancıl hukuku koruyan katı bir kırmızı çizgi çekmek zorundadır.

Yazar hakkında

profesör administrator

Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.

1
×
Merhaba! Bilgi almak istiyorum.
AI
Nanokar AI
Cevrimici

Merhaba! Ben Nanokar AI asistaniyim. Size nasil yardimci olabilirim?