Dünyamızın karşı karşıya olduğu en önemli sorunlardan biri olan küresel ısınma, beraberinde büyük tehlikeler de getiriyor. İklim değişiklikleri sonucunda dünya genelinde sıcaklıkların yükselmesiyle buzulların erimesi, deniz seviyesinde ciddi yükselmelere neden oluyor. Bu da kıyı şehirlerini su altında kalmakla tehdit ediyor.
Bu tehlikeye karşı bilim insanlarının ve mimarların Birleşmiş Milletler’e sunduğu heyecan verici bir proje geçtiğimiz günlerde karşımıza çıktı. Oceanix City! Yüzen şehir olarak tanımlayabileceğimiz bu proje, Birleşmiş Milletler’e bağlı “UN-habitat” kurumunun sürdürülebilir kalkınma hedeflerine bağlı, insan yapımı bir ekosistem öneriyor. Heyecan verici bu proje yeni dünyanın temellerini oluşturuyor olabilir mi?
Projenin detaylarına bakacak olursak, tasarımının sel, tsunami, kasırga gibi doğal afetlere dayanabilecek şekilde planlandığını görüyoruz. Okyanus tabanına demirlenmiş altıgen platformlardan oluşan şehir, ilk etapta 10 bin kişi barındırabilmekte ve kendi enerjisi, tatlı suyu, ısısını üretebiliyor. Özel bir sistemle okyanus tabanına bağlanan platformlar, istendiği zaman tabandan ayrılıp yer değiştirebilecek. Bunun yanında yüzen şehirlere yeni platformlar eklenerek nüfusu artırılabilecek.
Yüzen şehrin altyapısı, su altı minerallerini elektrik akımına maruz bırakarak üretilen bir malzeme olan “Biorock” ile desteklenecek. Kendi kendini onarabilen bu materyal zamanla sertleşerek, betondan üç kat daha sert, ama yüzebilir hale gelebiliyor. Böylece kötü iklim şartlarına karşı en dayanıklı yapıyı üretmek amaçlanıyor.
Oceanix projesi, dayanıklılığı kadar çevre dostu yaşam da vadediyor. Çöpler pnömatik çöp tüpleri ile toplanıp yeniden değerlendirilebileceği istasyonlara taşınacak. Konsepte otonom su araçları, drone teslimatları ve deniz çiftçiliği gibi yenilikçi fikirler de dahil edilmiş. Yüzeyde ise dikey tarım tesisleri bitkileri beslemek için deniz ürünlerinden elde edilecek organik atıkları kullanacak.
Projenin tasarımcısı BIG firmasının Bjarke Ingels ise proje hakkında şöyle bahsediyor: “Dünyanın en büyük 10 şehrinden 9’u, 2050 yılına kadar yükselen denizlere maruz kalacak. Deniz bizim kaderimiz ama aynı zamanda geleceğimiz de olabilir.”
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.
Yazar hakkında