Elektronik ve elektrik dünyasının temel taşları olan iletken malzemeler, günlük hayatımızın her anında kritik bir rol oynar. Ancak bu temel role rağmen, haklarında kulaktan dolma bilgilerle yayılan çok sayıda efsane ve yanlış anlama mevcuttur. Bu mitler, hem hobi elektroniğiyle uğraşanları hem de genel kültür seviyesinde bilgi sahibi olmak isteyenleri yanlış yönlendirebilir.
Bu blog yazısında, iletken malzemelerle ilgili en yaygın 10 efsaneyi masaya yatırıyor ve arkalarındaki bilimsel gerçekleri ortaya çıkarıyoruz.
Gerçek: Bu, en yaygın ve en maliyetli efsanelerden biridir. Elektriksel iletkenlik söz konusu olduğunda, gümüş aslında metallerin kralıdır. Saf metaller arasında en düşük dirence sahip olan gümüştür. Ondan sonra bakır ve ardından altın gelir.
Peki neden yüksek kaliteli ses ve video konektörlerinde altın kaplama kullanılır? Sebebi iletkenliği değil, dayanıklılığıdır. Altın, korozyona (paslanma, oksitlenme) karşı olağanüstü bir dirence sahiptir. Gümüş ve bakır zamanla oksitlenerek yüzeylerinde iletkenliği azaltan bir tabaka oluşturabilir. Altın kaplama ise bağlantı noktalarını yıllarca temiz ve stabil tutarak sinyal bütünlüğünü korur. Yani altın, en iyi iletken olduğu için değil, en iyi koruyucu olduğu için kullanılır.
Gerçek: Kısmen doğru olsa da, bu ifade genellikle abartılır ve her durum için geçerli değildir. Evet, daha kalın bir kablonun (daha büyük kesit alanı) direnci daha düşüktür ve daha fazla akım taşıyabilir. Ancak bu, sadece belirli bir sınıra kadar ve belirli uygulamalar için önemlidir.
Örneğin, kısa mesafeli bir USB kablosu veya kulaklık kablosu için, belirli bir kalitenin üzerindeki aşırı kalınlık performansta fark edilebilir bir artış sağlamaz. Önemli olan, taşınacak akıma ve mesafeye uygun, yeterli kalınlıkta bir kablo kullanmaktır. Yüksek güçlü bir hoparlör veya uzun bir güç uzatma kablosu için kalınlık kritikken, düşük güçlü sinyal kablolarında abartılı kalınlık gereksiz bir maliyettir.
Gerçek: Tüm metaller elektriği iletse de, “iyi” bir iletken olup olmadıkları büyük ölçüde değişir. Örneğin, gümüş ve bakır mükemmel iletkenlerken, demir, kurşun ve özellikle paslanmaz çelik gibi metallerin direnci çok daha yüksektir. Hatta bazı metal alaşımları (örneğin, Nikrom), yüksek dirençleri nedeniyle kasıtlı olarak tost makineleri ve saç kurutma makineleri gibi ısıtıcı elemanlarda kullanılır.
Gerçek: Bu, filmlerde sıkça gördüğümüz, tehlikeli ama bilimsel olarak eksik bir sahnedir. Tamamen saf, deiyonize su (H₂O) aslında oldukça zayıf bir iletkendir, yani iyi bir yalıtkandır. Suyu iletken yapan, içinde çözünmüş olan mineraller, tuzlar ve diğer safsızlıklardır. Bu iyonlar, elektrik akımının taşınması için hareketli yükler sağlar. Musluk suyu, deniz suyu ve hatta terimiz, içerdikleri bu iyonlar nedeniyle iletkendir.
Gerçek: Bu efsane, “iyi” kelimesinin göreceli olması nedeniyle tehlikelidir. Bakır bir tel gibi “iyi” bir iletken kesinlikle değiliz. Vücudumuzun direnci oldukça yüksektir. Ancak, elektrik çarpmasının tehlikeli olması için mükemmel bir iletken olmamıza gerek yoktur. Vücudumuzdaki su ve iyonlar, özellikle kalp gibi hayati organların işleyişini bozmaya yetecek kadar akımın geçmesine izin verir. Dolayısıyla, bir metale göre kötü, ancak güvenlik açısından tehlikeli olmaya yetecek kadar iletkeniz.
Gerçek: “Asla” kelimesi burada anahtar hatadır. Her yalıtkanın bir “delinme gerilimi” (dielectric strength) vardır. Bu, yalıtkanın dayanabileceği maksimum voltaj seviyesidir. Eğer bir yalıtkana bu seviyenin üzerinde bir voltaj uygulanırsa, yapısı bozulur ve aniden iletken hale gelir. Şimşeklerin havayı (normalde bir yalıtkan) delip geçmesi bunun en görkemli örneğidir.
Gerçek: Karbonun grafit formu, metal olmamasına rağmen elektriği oldukça iyi ileten bir ametaldir. Kurşun kalemlerin içindeki grafitin iletkenliği basit deneylerle kolayca gösterilebilir. Bu özellik, onu pillerde, elektrik motoru fırçalarında ve elektrotlarda kullanışlı bir malzeme yapar. Karbonun diğer formları (allotropları) olan elmas ise mükemmel bir yalıtkandır.
Gerçek: Tehlikeyi yaratan sadece voltaj (gerilim) değil, vücuttan geçen akım (amper) miktarıdır. Voltaj, akımı iten güçtür (basınç gibi), ancak asıl hasarı veren akımdır. Yüksek voltaj, vücudun direncini aşarak tehlikeli seviyede bir akımın geçmesine neden olabilir. Ancak, çok düşük akıma sahip statik elektriğin binlerce volt olması gibi durumlar genellikle zararsızken, daha düşük voltajlı bir prizden geçen yüksek akım ölümcül olabilir.
Gerçek: Bir elektrik anahtarını açtığınızda lambanın anında yanması bu yanılgıyı doğurur. Aslında, tek bir elektronun tel içindeki sürüklenme hızı (drift velocity) şaşırtıcı derecede yavaştır (saniyede birkaç milimetre). Anında etki yaratan şey, tel boyunca neredeyse ışık hızında yayılan elektromanyetik dalgadır. Bu dalga, teldeki tüm serbest elektronları neredeyse aynı anda harekete geçirir. Bu, bir borunun ucundan su ittiğinizde, diğer uçtan anında suyun çıkmasına benzer; boruya giren su molekülü değil, basınç dalgası anında iletilir.
Gerçek: İletkenlik sadece katı metallere özgü değildir.
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.
| P | S | Ç | P | C | C | P |
|---|---|---|---|---|---|---|
| « Kas | ||||||
| 1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 |
| 8 | 9 | 10 | 11 | 12 | 13 | 14 |
| 15 | 16 | 17 | 18 | 19 | 20 | 21 |
| 22 | 23 | 24 | 25 | 26 | 27 | 28 |
| 29 | 30 | 31 | ||||
Merhaba! Ben Nanokar AI asistaniyim. Size nasil yardimci olabilirim?
Yazar hakkında