Nano toz, metal veya metal oksit malzemelerin fiziksel veya kimyasal yollar ile parçalanarak nano metre boyutuna indirilmesi ile elde edilen parçacıklardır.
Nanoteknoloji olarakta bilinen bu bilim dalı günümüzde her alanda etkisini ve gelişimini göstermiştir. Malzeme veya kimya teknolojileri temelini oluştursa da devrim niteliği taşıyan bir gelecek bilimidir.
Yaşadığımız ortamda aradığımız, daha hızlı, daha hafif, daha ekonomik vb istek ve ihtiyaçlarımızın karşılığı nanoteknoloji ve nano tozlar sayesin endüstrinin tüm talepleri karşılanabilmektedir.
NANO METALLER VE NANO METAL BİLİŞİMLER
Nanoteknoloji® Ag, 99.95%, 100nm
Nanoteknoloji® Ag, 99.95%, 20-30nm
Nanoteknoloji® Ag, 99.95%, 20-30nm, PVP coated
Nanoteknoloji® Ag, 99.9%, 50-60nm
Nanoteknoloji® Ag, 99.99%, 30-50nm, oleic acid coated
Nanoteknoloji® Ag, 99.9%, 200-400nm
Nanoteknoloji® Ag, 99.9%, 500-800 nm
Nanoteknoloji® Ag, 99.99%, 15nm, 25wt%, self-dispersible
Nanoteknoloji® Ag, nanowires
Nanoteknoloji® Al, 99.7%, 40-60nm
Nanoteknoloji® Al, 99.7%, 60-80nm
Nanoteknoloji® Al, 99.7%, 100~130nm
Nanoteknoloji® Al, 98%, 1~2um
Nanoteknoloji® Al, 99%, 1um, Spherical
Nanoteknoloji® Al, 99%, 2um, Spherical
Nanoteknoloji® Al, 99%, 5um, Spherical
Nanoteknoloji® Al-Si, 1~2um
Nanoteknoloji® Al-Si, 4~5um
Nanoteknoloji® Au, 99.99%, 50-100nm
Nanoteknoloji® Au, 99.9%, 20nm
Nanoteknoloji® B, 99.9999% 20 nm
Nanoteknoloji® B, 99.9%, <100nm
Nanoteknoloji® Bi, 99.9%, <100nm
Nanoteknoloji® Bi, 99.0+%, -325 mesh
Nanoteknoloji® Bi, 99%, <25um
Nanoteknoloji® Diamond, 95%, 3-4nm
Nanoteknoloji® Diamond, 93%, 3-4nm
Nanoteknoloji® Diamond, 55-75 %, 4-15nm
Nanoteknoloji® Graphite, natural flake, 99%, 1um
Nanoteknoloji® Graphene Nanopowder (1-5 nm)
Nanoteknoloji® Graphene Nanopowder (6-8 nm)
Nanoteknoloji® Graphene Nanopowder (11-15 nm)
Nanoteknoloji® Super Activated Carbon, 100nm
Nanoteknoloji® Carbon Powder,99.99%
Nanoteknoloji® Co, 99.8%, 25-30nm
Nanoteknoloji® Co, C coated, 25~30nm
Nanoteknoloji® Cr, 99.7%, 60-80nm
Nanoteknoloji® Cr, 99.5%, ~5um
NKCu, 5-7nm, dispersion, oil soluble
Nanoteknoloji® Cu, 99.8%, 25nm
Nanoteknoloji® Cu, 99.9%, 40-60nm
Nanoteknoloji® Cu, 99.9%, 60-80nm
Nanoteknoloji® Cu, 99.9%, 100~130nm
Nanoteknoloji® Cu, 99.5%, 300nm
Nanoteknoloji® Cu, 99.8%, 500nm
Nanoteknoloji® Cu, 99.8%, 1um
Nanoteknoloji® Cu nanowires, 150nm immersed in ethanol
Nanoteknoloji® Cu nanowires, 300nm
Nanoteknoloji® Cu nanowires, 300nm immersed in ethanol
Nanoteknoloji® Fe, 99.9%, 25nm
Nanoteknoloji® Fe, 99.7+%, 40-60nm
Nanoteknoloji® Fe, 99.7+%, 60-80nm
Nanoteknoloji® Fe, 99.7+%, 100~130nm
Nanoteknoloji® Stainless Steel 316L, 60-80nm
Nanoteknoloji® Carbonyl-Fe, micro-sized
Nanoteknoloji® Ge, 99.8+%, <200 nm
Nanoteknoloji® Ge, 99.9+%, 20nm
Nanoteknoloji® Mo, 99.7%, 40-60nm
Nanoteknoloji® Mo, 99.9%, 0.5-0.8um
Nanoteknoloji® Ni, 99.9%, 1.0-1.5um
Nanoteknoloji® Ni, 99.9%, 20nm
Nanoteknoloji® Ni coated with carbon, 99.9%, 20nm
Nanoteknoloji® Ni, 99.7%, 40-60nm
Nanoteknoloji® Ni, 99.7%, 60-80nm
Nanoteknoloji® Ni, 99.9%, 500nm
Nanoteknoloji® Ni, 99.8%, 80~150nm
Nanoteknoloji® Ni, 99.9%, 300nm
Nanoteknoloji® Carbonyl-Ni, 2-3um
Nanoteknoloji® Carbonyl-Ni, 4-7um
Nanoteknoloji® Carbonyl-Ni-Fe Alloy
Nanoteknoloji® Pt, 99.9%, 200nm
Nanoteknoloji® Pt, 99.9%, 15nm
Nanoteknoloji® Ir, 99.9+%, 15nm
Nanoteknoloji® Rh, 99.9+%, 15nm
Nanoteknoloji® Ru, 99.9+%, 15nm
Nanoteknoloji® Si, 99%, 100nm
Nanoteknoloji® Si, 99.9%, 500nm
Nanoteknoloji® Si, 99%, 30nm
Nanoteknoloji® Si, 99%, 50nm
Nanoteknoloji® Si, 99.999%, -325mesh
Nanoteknoloji® Si, 99.9+%, -200/+325 mesh
Nanoteknoloji® Sn, 99.7%, <100nm
Nanoteknoloji® Ta, 99.7%, 60-80nm
Nanoteknoloji® Ti, 99.9%, 40-60nm
Nanoteknoloji® Ti, 99.9%, 60-80nm
Nanoteknoloji® Ti, 99.9%, 40~60nm, PVP coated
Nanoteknoloji® Ti, 99.5%, ~6um
Nanoteknoloji® W, 99.7%, 40-60nm
Nanoteknoloji® W, 99.7%, 80-100nm
Nanoteknoloji® Zn, 99.7%, 40-60nm
Nanoteknoloji® Zn, 99.7%, 80-100nm
Nanoteknoloji® Zn, 99.9%, -325mesh
Nano Teknoloji Nano teknolojiye sahip boyalar , boya sanayisinde teknolojinin ulaşabildiği en üst noktadır. “Akıllı boyalar” olarak da bilinen nano teknolojik boyalar koruyucu , dekoratiftir ,fotokatalitik temizleme özelliği sayesinde ışıkla kendi kendini temizleyen ve ortam havasını temizlemeye katkıda bulunan, antimikrobiyel ve yangın geciktirici gibi özelliklere sahiptirler.
Nano teknolojiye sahip boyalar , boya sanayisinde teknolojinin ulaşabildiği en üst noktadır. “Akıllı boyalar” olarak da bilinen nano teknolojik boyalar koruyucu , dekoratiftir ,fotokatalitik temizleme özelliği sayesinde ışıkla kendi kendini temizleyen ve ortam havasını temizlemeye katkıda bulunan, antimikrobiyel ve yangın geciktirici gibi özelliklere sahiptirler.
Nano boya uygulanmış duvarlar ,yüzeyler
· Çizilmez,
· Parmak izi tutmaz,
· Üzerinde toz tutmaz,
· Suya , rutubete dayanıklıdır,
· Bakteri ve küf oluşumunu engeller,
· Sıcaklığa karşı dayanıklıdır.
· Havayı temizler(Yemek,Sigara kokusunu yok eder)
· Işıkla kendi kendini temizler.
Ayrıca Nanoteknoloji kullanılarak tasarlanan UV kürlenmeli, yüksek çizilme direncine sahip vernikler, çift komponentli fırça ve rulo ile uygulanabilen vernikler, yangın geciktirici vernikler de nano teknolojiye sahip ürünlerdir.
İlmenit, yüksek kalitede beyaz bir pigment olan titanyum dioksit oluşturmak için kullanılan hammddedir. İlmenit ekonomik olarak önemli ve ilginç bir mineraldir.
İlmenit, kimyasal bileşimi FeTiO³ olan ilmenit minerali trigonal sistemde kristalleşir. Mağmanın ilk kristalleşme evresinde oluşmakta ancak olivinle birlikte bulunmaktan ziyade piroksenitlerin içinde maden yatağı oluştururlar.
Kimyasal formül | FeTiO 3 |
bileştirme, kompozisyon | Genellikle magnezyum ve manganez içeren demir titanyum oksit |
Değişken Formül | (Fe, Mg , Mn ) TiO 3 |
Renk | Siyah, koyu grimsi siyah, kahverengimsi siyah, koyu kırmızımsı kahverengi, kahverengimsi gri |
Meç | Koyu grimsi siyah – koyu kırmızımsı kahverengi |
Sertlik | 5 – 6 |
Kristal Sistem | altıgen şeklinde |
Bap projeleri, üniversitelerinin bilimsel araştırma projeleri olarak akademik destek projeleridir. BAP projelerinde süreçler öncelikle projenin belirlenmesi ve akabinde üniversitenin BAP birimine başvurusu ile başlamaktadır.
BAP projelerinizde malzeme ve fatura sonrası ödemelerinden dolayı nanoteknoloji olarak BAP projelerinde esnek davranakarak araştırmacılarımızı destekliyoruz.
Bazı kimyasal malzemelerin gönderimi, kimyasal kullanımı ile ilişkili olan FİRMALARA, KURUMLARA,DEVLETE AİT PROJELERE (TUBİTAK VS.) yapılabilmektedir. Siparişiniz esnasında veya sonrasında FİRMA,KURUM veya PROJENİZ (TÜBİTAK vs) hakkında bilgi verip satış şartlarını uygun hale getirmeniz gerekiyor.
Bireysel olarak verilen kimyasal siparişlerinizde belirtilen koşulların sağlanmaması durumunda SİPARİŞİN İPTALİNİ gerçekleştirebileceğimizi hatırlatmak isteriz
– Proforma Fatura
– Ön Araştırma
– Ön Ödemesiz Malzeme Temiini
Merkez Kurtköy Mah. Ankara Cad. Yelken Plaza No: 289/21 Pendik / İstanbul
Tel +90 216 526 04 90
Fax +90 216 212 01 21
Cep +90 532 134 47 92
Sipariş sales@nanokar.com
Lityum karbonat Li²CO³ formüllü, karbonatın lityum tuzu olan inorganik bileşik. Bu beyaz tuz metal oksitleme işleminde yaygın şekilde kullanılır. Bipolar bozukluğun tedavisi için temel bir sağlık sisteminde ihtiyaç duyulan en önemli ilaçtır. Dünya Sağlık Örgütü’nün esansiyel ilaçlar listesinde bulunur.
Lityum karbonat doğal olarak zabuyelit mineralinde bulunur, 1987 yılında Tibet gölü olan Zabuye’de bulunmuştur, ancak son derece nadirdir. Sevindirici şekilde, daha kolay bulunabilen ve temelde Şili ve Arjantin’deki mineral püskürükleri ve göllerde bulunan lityum klorür gibi maddelerden eldesi oldukça kolaydır. Karbonat ilk kez İsveç’li kimyager Johan August Arfwedson’un 1817’de, keşfettiği diğer lityum bileşikleriyle beraber dikkatini çekmiştir.
Lityum karbonatın kullanımı, iyi bilinmeyen bir madde için şaşırtıcı derecede çoktur. Katot üzerindeki bulunuşu, gaz varsa bir elektrokimyasal tepkimeye neden olan katı hal karbon dioksit dedektörlerinde önemlidir. Piroteknik havai fişeklerde keşfinden bu yana kullanılmaktadır, çünkü lityum tuzlarının parlak kırmızı bir alevle yandığı bilinmektedir. Lityum karbonat seramik ve camlarda değerli bir rol oynar.
Küçük miktarlarda lityum karbonat, silikanın, özellikle fırının içine girecek camların erime noktasını düşürmek için katkı maddesi olarak kullanılır. Seramiklere renk ve parlaklık veren cilalarda lityum karbonat doğrudan bir renklendirici olarak kullanılmaz, ancak özellikle demir oksit gibi diğer bileşiklerin canlılığını artırır. Bu çok yönlü bileşik, sertleşme zamanını azaltmak üzere yapıştırıcılara ve çimentolara eklenir.
Taşınabilir cihazlarımızın gücünü oluşturan lityum iyon pillerinin pozitif elektrotlarında lityum bileşiği olarak genellikle lityum kobalt oksit kullanılmakta ise de, bu bileşik karbonattan üretilir. Proses lityum karbonat ile kobalt karbonatı beraber 900 0C’de 60 saat civarında öğüterek yapılır. Daha düşük sıcaklıkta işleyen yöntemler de geliştirilmiştir.
Lityum karbonatın en aykırı uygulaması bipolar bozukluk (manik depresif bozukluk) için kullanılmasıdır. Lityum karbonat, keşfinden otuz yıl geçmeden eczane raflarında yerini almıştır, ilk olarak reçete edilmesi mesane taşlarının çözünmesine yardımcı olması içindir; daha sonra guttan romatizmaya kadar ve baş ağrılarından oluşan bir seri hastalığın tedavisinde de kullanılmıştır. Bu kullanımların pek çoğunu destekleyecek az sayıda iyi kanıt vardır, ilk olarak kullanılması bilimsel görünüşlü halk tıbbına benzemektedir.
Bu halk tıbbının ünü lityumun patentli ilaçlarda yer almasına yol açmıştır ve popüler bir içecekte bile bulunmaktadır. Gazlı içeceklerin pek çoğu kariyerine eczacıların elinde başlamıştır, Coca Cola ilk çıktığı zamanlar kokain içeriyordu. 1929’da yeni bir içecek “Bib-Label Lithiated Lemon-Lime Soda” (Lityumlu Limon-Yeşil Limon İçerikli Soda) ismiyle piyasaya girmiş ve 1940’lara kadar lityum bileşikleri içermiştir. Bazılarının şu andaki ismini vermesine neden olan yedi orijinal içeriğin biri olarak, içeceğin modern güvenli sürümü hâlâ 7-Up ismiyle anılır.
1949’da Amerika’lı psikiyatrist John Cade lityum karbonatın manik depresyon, sonrasında bipolar bozukluk olarak bilinen mani halini kararlılaştıracak etkin bir tedavi olduğunu keşfetmiştir. Bu kaza ile olan bir buluştur. Cade, idrardaki ürik asit ile ruhsal bozukluk arasında bir ilişki olduğunu düşünmüştü ve lityum ürat kullanarak ürik asidin çözünürlüğünü artırıp geçişine yardımcı olmak istemişti. Ancak Cade lityum iyonlarının, maniden ızdırap çeken kişilere yardımcı olacağını buldu.
Etki dramatik idi, Came diyetteki lityumun azlığında oluştuğunu bulduğu manik depresyonun lityum karbonat ile düzeltilebileceğini keşfetti. Bu yanlıştı – lityum diyette hiçbir rol almıyordu – ancak sonuç, lityumun, pek çok ruh hastalığına müdahalenin kaba ve modern gözle etik dışı olduğu bir ortamda değerli bir ilaç olarak bipolar bozukluğun giderilmesine yardımcı olması oldu. Lobotomi veya elektrokonvülzif tedavi ile kıyaslandığında, lityum karbonatla tedavi mükemmel bir olasılık olarak değerlendirildi.
Ne yazık ki, lityum tedavisi tehlikesiz değildir. Lityum seviyesi çok yükselirse ölümle sonuçlanabilir ve bu seviyelerin ortaya konmasından önce birkaç hasta yaşamını kaybetmiştir. Lityum, böbreklerin idrardan suyu yeniden soğurmasına yardımcı olan bir hormona etki ettiği için, kolaylıkla ciddi susuzluk yaratabilir. Tedavi ayrıca sersemlik ve kopukluk ve bulantı ile baş ağrılarına sebep olur. Büyük ihtimalle, doğal bir ürün olan lityum karbonatın patent alamamasına yardımcı olmamıştır ve farmasötik şirketlerine bu bileşiğin kullanılmasının daha iyi kontrol edilmesine yol açacak araştırmaları yapması için çok az çare bırakmıştır.
Şimdi, bir lityum yetmezliği ile beslenmekten ziyade, lityum karbonatın etkisinin bipolar bozukluğun mani fazı boyunca aşırı yüklenebilen çeşitli sinyal yolları ile etkileşme yeteneğinden ileri gelebileceğini biliyoruz. Kesin mekanizma belirlenememiş olsa da, iyonları hücre zarlarına geçiren potasyum-sodyum mekanizması ile etkileşmesinden veya bipolar bozuklukla ayarı değişebilen, vücudun günlük saatini sıfırlaması nedeniyle oluşabilir. Bu bileşik hâlâ değerli bir ilaçtır, ancak doz seviyelerine daha büyük ihtimam gösterilmeli ve yan etkileri en aza indirgeyecek önlemler alınmalıdır.
İlk bakışta, lityum karbonat ilgi çekmeyen beyaz bir toz gibi görünmektedir – ancak tıptaki önemi, havai fişeklere koyu kırmızı renk vermesi ve çömlek sırlarındaki renkleri parlaklaştırması, hayatları biraz daha iyi yapma potansiyeline sahip olduğunu göstermektedir.
Sıcak presleme tekniği ile kumlama hortum nozülü, su jeti kesici ağzı, savunma sanayiinde personel ve araç zırhlama plakaları gibi teknik seramik parçaların oluşturulmasında hammadde olarak kullanılabilinir.
Çelikhanelerde kullanılan çeşitli fırın ve potaların astar malzemesi olan Magnezya-Karbon tuğlalar için en iyi antioksidan katkı malzemesi seçeneği olarak kullanılabilinir.
Silisyum Karbür (SiC), safir, ALON (aluminyum oksinitrat), spinel (MgAl2O4) gibi sert yüzeylerin leplenmesinde (lapping) kullanılan popüler bir abrasiftir.
Çok sert, zorlu yüzeylerin kumlanmasında aşındırıcı toz olarak kullanılabilinir.
B10 izotopunca zenginleştirilmiş bor karbür tozundan imal edilen bloklar ise nötron radyasyonuna karşı kalkan görevi görür.
Ayrıca bor karbür tozu, titanyum diborür (TiB2) üretiminde de hammadde olarak kullanılabilir.
Bu madde toz halinde aşındırıcı olarak kullanılabileceği gibi şekillendirilmiş parçalar halinde de kullanılmaktadır.
Bor karbür kendinden bağlama özelliği yani bağlayıcı kullanmaksızın yüksek sıcaklıkta ve/veya yüksek basınçlarda kendi kendine kalıplanabilmesi nedeniyle kalıplı malzeme imalatı ile dökülmüş ve geliştirilmiş parçalar halinde kullanıma imkân vermektedir.
Bunun yanı sıra çeşitli yöntemlerle eritilip kaplanabilmesi, yüksek hız çeliklerinde (molibden esaslı) olduğu gibi dekarbürizasyonu önlemek ve ısıl işlem esnasında oluşması muhtemel yumuşak karbürleri engellemek için alaşım elementi olarak kullanılabilmesi bor karbürün önemini daha da arttırmıştır.
Bor karbür özellikle tank zırhı, kurşun geçirmez yelekler, motor sabotaj tozları ve çok sayıda endüstriyel uygulamada kullanılır.
BOR KARBÜR UYGULAMALARI
SERAMİK
Sinterleme ile nozül, plaka gibi teknik seramik parçaların üretimi için: (FEPA 42-1:2006) F100 ile F2000 sınıf aralağında, saflık oranı %94 ve üstünde olan toz kullanabilirsiniz.
REFRAKTER
Refrakter uygulamalar için tipik olarak -325# (325# elek altı) ve saflık oranı %92 ve üstünde olan toz kullanabilirsiniz.
YÜZEY İŞLEME
Sert yüzeylerin leplenmesinde: (FEPA 42-1:2006) F320 ileF1200 sınıf aralığında %90 ve üstü saflıkta toz kullanabilirsiniz.
YÜZEY KUMLAMADA
(FEPA 42-1:2006) F20 ile F100 sınıf aralığında, saflık oranı %90 – %94 arasında olan toz kullanabilirsiniz.
Mikrobiyolojik analizler, günümüzde ki birçok alanda malzemeler ve gıdalar üzerinde ki mikro organizmaların varlığını ölçümlemek ve antibakteriyel etkili ürünlerin etkisinin kalıcılığını test etmek amaçlı yapılmaktadır.
Günümüz dünyasında çevre kirliliği ve gelişen teknolojik süreçler bu analizlerin yapılabilirliğini sıklaştırmıştır.
NANOTEKNOLOJİ olarak, bu analizlerin ciddiye alarak firmaların analiz ihtiyaçlarını karşılamaktayız.
Mikrobiyolojik analizler sektörel ve ürün çeşitliliğine bağlı olarak uluslar arası olarak sınıflandırılmakta ve firmamız müşterilerine ürün araştırmasını ücretsiz olarak sunmaktadır.
Aluminyum hidroksitin 120 °C?de bozulmaya başlayan dayanıksız şekli bayerit olarak bilinir. Aluminyumun normal hidroksitinden başka tam olmayan hidroksitleri de bilinmektedir. alfa-AlO(OH) (disapor), yoğunluğu 3,3-3,5 g/mL, 350 °C?ye kadar kararlıdır, 350-420 °C sıcaklık aralığında alfa-Al2O3’e dönüşür, gama-AlO(OH) (bemit), yoğunluğu 3,01 g/mL, 600 °C?den sonra alfa-Al2O3’e dönüşür.
Alüminyum en bol bulunan metal ve en bol bulunan üçüncü element olmasına rağmen, alüminyum içeren maddelerin sadece bir kısmı (örneğin boksit) alüminyum hidroksit üretimi için kullanılmaktadır. Alüminyum hidroksit deyimi Al(OH)3 kimyasal formülüne dayanmasına rağmen, alümina trihidrat (ATH) veya hidratlanmış alümina, (Al2O3? 3H2O), olarak da kullanılmıştır. Bu üç terim de literatürde geçmektedir. Alüminyum, anortit (CaAl2Si2O8). alunit (KAl3(SO4)2(OH)6) gibi kaynaklardan da üretilebilse bile, yapay olarak tüm alüminalar, alümina hidratlı cevher yani boksitten Bayer Prosesi ile üretilir.
Formül: Al(OH)3
Molar kütle: 78 g/mol
IUPAC numarası: Aluminium hydroxide
Erime noktası: 300 °C
Sınıflandırma: Aluminum compounds
İçinde çözündüğü madde: Hidroklorik Asit, Sülfürik asit, Alkali
Özellikleri:
• Laboratuvar kimyasalıdır.
• Deneylerde kullanılır.
• Kimyasal Formülü: Al(OH)3 . XH2O
• CAS No: 21645-51-2
• Yoğunluk: 2.42
Kimyasal formülü Cr2O3 olan, yüksek alkali ve bor oksit içerikli sırlar dışındaki bütün diğer sırlarda çözünebilen, %2-5 oranındaki ilavelerinde opaklık sağlayan, yeşil renk veren oksit. Hayvan beslemede yemlerin sindirilme derecesini belirlemek için kullanılan belirteç madde.
Formül: Cr2O3
Molar kütle: 151,99 g/mol
Yoğunluk: 5,22 g/cm³
Kaynama noktası: 4.000 °C
Antimon oksit, Sb203 formülüne sahip inorganik bileşiktir. Doğada mineraller valentinite ve senarmontite olarak bulunur.
Formül: Sb2O3
Molar kütle: 291,52 g/mol
Erime noktası: 656 °C
Yoğunluk: 5,2 g/cm³
Kaynama noktası: 1.425 °C
Kullanım Alanları
Halojenli malzemelerle birlikte alev geciktirici sinerjist olarak kullanılır. –
Alev geciktiriciler, elektrikli cihazlar, tekstil, deri ve kaplamalarda bulunur.
Antimon oksit, camlar, seramikler ve emayeler için opaklaştırıcı bir ajandır.
Polietilen tereftalat üretiminde ve kauçuğun vulkanizasyonunda yararlı bir katalizördür.
Kurşun oksit, kurşun ve oksijen içeren bir inorganik bileşik grubudur.
Ortak kurşun oksitler şunları içerir:
Formül: PbO
Molar kütle: 223,2 g/mol
Kaynama noktası: 1.535 °C
Yoğunluk: 9,53 g/cm³
Paketler
Hidroksiapatit (HA ya da HAP) nedeniyle kemik malzemesinin kendi benzeri bir yapıya tıbbi amaçlar için, yüksek sıklıkta biyoaktif bir seramiktir.
Nano hidroksiapatit partikülleri diş minesindeki apatit kristalleriyle morfolojik ve yapısal olarak benzerlik göstermektedir. Son zamanlarda yapılan araştırmalarda nano hidroksiapatitin mine çürük lezyonlarını remineralize edici etkisi olduğu ortaya konmuştur. Bu derleme çalışmasında nano hidroksiapatit içeren diş macunlarının remineralizasyon üzerine etkileri detaylı olarak incelenmiş ve bu konuda yapılmış olan çalışmalar hakkında bilgiler verilmiştir.
Nano hidroksiapatitli diş macunlarının kullanım amacı;
– Diş dokusunun yenilenerek (rejenerasyon) güçlenmesini sağlamak için kullanılır.
– Dişteki mikroçatlakların onarılarak hassasiyetin giderilmesinde kullanılır.
– Hidroksiapatit opak beyaz renktedir ve diş beyazlatmadan sonra bu opak madde beyazlatmanın kalıcığını ve etkinliğini artırmada kullanılır.
– Dişlerin daha pürüzsüz bir yüzeye kavuşmasını sağlar.
Hidroksiapatit, diş minesindeki mikroçatlaklara dolma ve dişteki kalsiyum iyonları ile birleşme eğiliminde olduklarından, dişleri pürüzsüz hale getirirler ve böylece renk maddelerinin dişe tutunmasını engellerler.
Günümüzde Koruyucu Diş Hekimliği demek; sadece diş çürüğünü önlemek değil, dişlerin mine ya da açığa çıkmış dentin ve kök yüzeylerini de güçlendirmeye yönelik uygulamaların yapılması demektir. Rejenerasyon denilen bu onarım, yenilenme işi mikroskobik düzeyde olduğu için dişlerdeki mikro çatlaklar dolmaktadır.
Bunun için yıllardır florlu diş macunları kullanılmıştır. Flor, diş çürüğünü önlemede ve remineralizasyonda etkindir ve diş yüzeyini floro-apatit ile güçlendirmektedir. Ancak, dişler devamlı florlu macunlarla fırçalandığında, düs¸ük doz flouoride maruz kalmanın solunum, mide bağırsak, genito-üriner sistemlerde bazı sorunlara neden olabilecegˆi bildirilmiştir. Ayrıca özellikle gelişmiş ülkelerde dişlerde flourozis (aşırı flor yüklenmesi) olaylarında artış olmaktadır.
Bu yüzden diş çürüğünden korunma için kalsiyum-fosfatlı, amorf kalsiyum fosfatlı, glikopeptitli kazein gibi birçok maddeler diş macunlarına flor alternatifi olarak ilave edilmiştir.
Nano boyuttaki HİDROKSİAPATİT de bu maddelerdendir. Yıllardır hidroksiapatit ortopedi ve diş hekimliğinde kemik yapının onarılmasında ve güçlendirilmesinde kullanılmaktadır. Diş minesinin ya da diğer diş yapılarının güçlenmesinde, dişin orjinal dokusunun oluşumunda kullanılması bilimsel olarak yıllar önceden kanıtlanmışdır.
Ayrıca nano hidroksiapatitin sodyumfloride göre daha çok mineye bağlandığı gösterilmiştir. Bu ne demek; mine dokusu, nano hidroksiapatit ile sodyum floride göre daha orjinali gibi onarılmaktadır. Ultramikroskobik incelemelerde nano hidroksiapatit grubunda remineralizasyon (yenilenme) alanlarının pürüzsüz ve homojen özellikte oldugˆu, nano hidroksiapatit ve sodyum flouorid içeren dis¸ macunlarında düzensiz ve pürüzlü bir remineralizasyon yüzeyinin olus¸tugˆu ve yer yer bos¸lukların gözlendigˆi belirtilmis¸tir. Nano hidroksiapatit ise minenin içinde tamamen orjinal, aralıksız mine sert dokusu oluşturmaktadır. Bu yüzden hidroksiapatitin nano boyutu (20 nm. ve 80nm. arası) mine prizmalarına rahatlıkla ulaşsın ve yukarıda sayılan koruyucu özellikleri göstersin diye diş macunlarında kullanılmaktadır.
Alüminyum Tozu eşsiz özellikleri ile çok çeşitli sektörlerde yüzlerce farklı ihtiyacı karşılamak için kullanılmaktadır.
Özellikler
Ana kullanım alanlarından bazıları
Metalik Pigment olarak; kaplama, boya, mürekkep ve tekstil sektöründe dekoratif amaçlı parlak gümüş rengi için kullanılmaktadır.
Kimyasal olarak; Alüminyum Tozu kontrollü reaksiyon değerleri için poliofelin, sentetik alkol ve alüminyum-bazlı kimyasalların kimyasal üretiminde tercih edilmektedir, ve plastik ve kozmetik sektöründe kullanılmaktadır.
Roket Yakıtı olarak.
Fotovoltaik kalın film pastası olarak; güneş pillerinin üretiminde elektrik iletkeni olarak kullanılmaktadır.
Metallurji sektöründe redüktör (indirgen madde), ısı kaynağı ve alaşımlama katkısı olarak kullanılmaktadır. Alüminyum Tozunun ekzotermik özelliğinden dolayı alüminatermik uygulamalarda ve ekzotermik kaynaklarda sıklıkla kullanılmaktadır.
Refrakter olarak çelik endüstrisinde,
Yapışkan, Dolgu Macunu ve Kaplama olarak uzay ve askeri uygulamalarda kullanılmaktadır.
Patlayıcı olarak maden, havai-fişek ve askeri savunma sektöründe kullanılmaktadır.
Toz Metallurjisinde çeşitli parçaların üretiminde kullanılmaktadır.
Çinko oksit, oksitlenmiş metalik çinkodan üretilmektedir.
Kimyasal formül ZnO, 1 çinko atomu ve 1 oksijen atomu iyonik bağ ile bir araya getirilmiştir. Çinko oksit doğada mineral zirkit olarak meydana gelir, ama oldukça nadir ve ticari olarak kullanılamaz.
Nano çinko oksit, UV özelliğinden dolayı kozmetik başta olmak üzere diğer arge çalışmaları ve endüstriyel ürünlerde dolgu ve yarı mamül olarak tercih edilmektedir. Nanoteknoloji, nano çinko üretimini 1 nm ile 200 mikron aralıklarında istenilen oranda üretmektedir.
Antibakteriyel boyaların bakteri büyümesini 10 yıl süreyle engellediği bağımsız laboratuvarlarda kanıtlanmıştır. Bununla beraber katkılı ürünlerin siyah küf ve mantara karşı da sürekli koruma sağladığı görülmüştür.
Birçok durumda uzun süreli bir antimikrobiyal etki sağlamak için katkıyı boyaya direk olarak karıştırmak dahi yeterli olmaktadır. Benzer şekilde çoğu kaplamalar için de çözümler mevcuttur.
Hastane, okul, koğuş ve benzeri gibi toplu kullanım alanı olan yerlerde duvar yüzeyleri antimikrobiyal malzeme kaplanarak sağlıklı bir ortam oluşturulabilir. Nemli ortamlardaki duvar yüzeyleri antimikrobiyal malzeme kaplı boyayla boyanarak küf ve mantar oluşumu önlenebilir.
Adını son yıllarda sıkça duyduğumuz bor; nükleer uygulamalar, elektronik ve iletişim sektörü, tarım, cam sanayi, enerji, nanoteknoloji ve otomotiv sektörü gibi pek çok alanda kullanılıyor. Özellikle dünyada giderek artan enerji ihtiyacı, verimli bir hammadde olan borun elde edilmesi konusunda yapılan çalışmaların önemini daha da arttırıyor. Bu ay sizlere projeleri hakkında bilgi vereceğimiz Pavezyum Kimya adlı şirket de dünyanın önemli bor yataklarına sahip olan ülkemizde borla ilgili araştırma ve üretim çalışmaları gerçekleştiriyor.
Koç Üniversitesi Kimya Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Mehmet Somer ve öğrencileri tarafından başlatılan araştırma çalışmaları sonucunda, Türkiye’de bor ürünlerinin ticari üretimini yapabilecek bir şirket kurulması fikri ortaya çıkmış. Bunun üzerine 2008 yılında İstanbul’da kurulan şirket pek çok araştırma projesi ile işe koyulmuş. Bunlardan biri de 1507 kodlu TÜBİTAK KOBİ Ar-Ge Başlangıç Destek Programı kapsamında gerçekleştirdikleri “Elementel Amorf Bor Üretim Teknolojisinin Geliştirilmesi” başlıklı proje olmuş. Peki, nedir elementel bor?
Bor, periyodik tabloda 3A grubunda yer alan ve B harfiyle simgelenen bir yarı metal. Yerkabuğunda en yaygın bulunan 51. element. Toprakta, kayaçlarda ve suda bol miktarda yer alsa da doğada saf halde bulunmuyor. Dolayısıyla Türkiye’deki rezerv de elementel bor olarak değil borun genellikle 1A ve 2A grubu elementleri ve oksijenle yaptığı bileşikleri şeklinde, cevher olarak ortaya çıkıyor. Doğada yaklaşık 230 çeşit bor minerali olduğu biliniyor. Ancak bunların yalnızca birkaçı ticari açıdan önemli. Bor cevherleri da bilinen bu minerallerin başında tinkal, kolemanit ve üleksit geliyor. Bu mineraller çeşitli madencilik yöntemleri kullanılarak elde edildikten sonra bazı fiziksel ve kimyasal işlemlerden geçirilerek çeşitli bor kimyasallarına dönüştürülüyor.
Örenğin tinkal mineralinden boraks pentahidrat, kolemanit mineralinden ise borik asit elde ediliyor. Bor oksit (B2O3) uygun bir metal yoluyla indirgenerek belli oranda oksijeninden arındırılıyor, böylelikle bor içeriği arttırılıyor. Daha sonra asit ve su ile yıkanarak temizleniyor ve kurutma işleminden sonra son ürün olan elementel bor elde ediliyor. Elde edilen ürünün saflığı başlangıçtaki bor oksit/metal oranına bağlı olarak değişiyor. Farklı saflıktaki elementel borlar, farklı amaçlar için kullanılıyor.
Pavezyum Kimya’nın TÜBİTAK’tan aldığı destek sayesinde ürettiği elementel bor yaygın olarak askeri uygulamalarda, otomobil hava yastıklarında ve süperiletken magnezyum diborürün (MgB2) elde edilmesinde kullanılıyor. Bunlar arasında teknolojik ve ticari olarak en değerli uygulama alanı süperiletken teknolojisi.
Süperiletkenlik, bazi maddelerin çok düşük sıcaklıklarda elektriği hiçbir dirençle karşılaşmadan iletebilmesi olarak tanımlanıyor. Böylelikle enerji kaybı gerçekleşmiyor. Bu alanda adı sıkça duyulan madde ise 2001 yılında süperiletkenliği keşfedilen magnezyum diborür (MgB2). Yeni nesil bu süperiletkenin üretimi diğer süperiletken maddelere göre çok daha kolay ve ucuz. Bir diğer önemli özelliği de ucuz ve çevre dostu hidrojen ile soğutulabilmesi.
Şirket 2009 yılında bitirdiği TEYDEB projesinin ardından süperiletken magnezyum diborür (MgB2) üretiminde çok önemli yer alan bir başka elementel bor türü olan amorf nano bor üretmiş. Daha önce amorf nano bor üretimi için kullanılan hammadde olan pentaboran (B5H9), II. Dünya Savaşı ve sonrasındaki Soğuk Savaş döneminde ABD’deki ve Rusya’daki askeri uygulama araştırmaları sırasında geliştirilmiş. Ancak istenilen sonuçlar elde edilemediği için bu projelerden vazgeçilmiş. Elde kalan pentaboran özel bir yöntemle amorf nano bora dönüştürülerek kimyasal ürün satan firmalara satılmış. Ancak sınırlı miktarda olan bu ürün 90’lı yıllarda tükenmiş ve ”süper bor” adıyla efsane olmuş Pavezyum Kimya 2012 yılından itibaren amorf nano bor üretimi gerçekleştiriyor
Günümüzde kendi geliştirdiği üretim sistemleri sayesinde yedi adet ticari bor ürünü üretiyor: %86 saflıkta yarı amorf elementel bor %90 saflıkta amorf elementel bor, %95 saflıkta yari amorf elementel bor, %98,5 üzeri saflıkta elementel amorf nano bor, karbon katkılı elementel amorf nano bor, süperiletken magnezyum diborür (MgB2) ve askeri uygulamalar için kullanılan magnezyum kaplı elementel bor.
Söz konusu ürünlerin Türkiye’deki tek üreticsi olan şirket ürün geliştirme ve araştırma çalışmaları için TEYDEB ve diğer proje veren kuruluşlardan aklaşık 2 milyon TL’lik destek almış. TEYDEB proje sayesinde elde edilen tecrübeler ışığında üretim sistemleri çok daha verimli ve güvenli hale getirilmiş.
2011 yılından bu yana İstanbul Tuzla’daki tesisin de üretim ve Ar-Ge çalışmalarına devam eden şirket ilk 5 ton üretim kapasitesine sahip üretim sistemi le tüm ürünlerini yurtiçi ve yurtdışı pazarlarda satıyor. Ürünlerin fiyatları satış miktarlarına bağlı olmakla birlikte yarı amorf bor ürünleri için yaklaşık 700 kg, amorf nano bor için ise yaklaşık 5000 $/kg.
Pavezyum Kimya’nın ürünleri Japonya, Çin, Avustralya başta olmak üzere 10’un üzerinde ülkede araştırma kurumlar, üniversiteler ve süperiletken MgB2 tabanlı tel, mıknatıs ve cihaz üreten firmalar tarafından kullanılıyor.
TÜBİTAK’ın sanayi alanında destek verdiği programlar hakkında daha fazla bilgi almak için http://www.tubitak.gov.tr/tr/destekler/sanayi/ulusal-destekprogramlari internet sitesini ziyaret edebilirsiniz.
Resim Açıklamaları :
1. Resim : Magnezyum diborürün kristal yapısını görüyorsunuz. Kırmızı küreler magnezyum atomlarını, koyu mor küreler bor atomlarını temsil ediyor. Küreler arasındaki çubuklar ise atomlar arasındaki bağlardır.
2. Resim : Bor hava yastıklarında ateşleyici olarak kullanılıyor. Çarpma anında elementel bor ile potasyum nitrat toz karışımına elektrik sinyali gönderiliyor. Bunun sonucunda katı yakıtı oluşturan karışım yanarak gaz çıkışına neden oluyor. Ortaya çıkan gaz 40 milisaniye içinde hava yastıklarını şişirmeye başlıyor.
Grafit tek başına veya diğer bazı malzemelerle karıştırılıp, şekillendirilerek, sayılamayacak kadar çok geniş alanlarda kullanılmaktadır.
Yağlayıcı olarak, elektrik sanayiinde, dökümcülükte, boyacılıkta, elektronik malzeme yapımında, izole tesislerinde, motorlarda, kurşun kalem yapımında ve daha birçok alanda grafitten yararlanır.
En önemli kullanım alanı ise, çelik sanayii ve elektrometalurji sanayi’dir.
Yağlı Grafit Tozu | 80-85 C |
Yağsız Grafit Tozu | 75-80 C |
Pul Grafit | 95-99 C |
Grafit Tozu | 98-99 C |
Doğal grafit tek başına veya diğer bazı malzemelerle karıştırılıp, şekillendirilerek, sayılamayacak kadar çok geniş alanlarda kullanılmaktadır. Yağlayıcı olarak, elektrik sanayinde, dökümcülükte, boyacılıkta, elektronik malzeme yapımında, izole tesislerinde, motorlarda, kurşun kalem yapımında ve daha birçok alanda grafitten yararlanır. En önemli kullanım alanı ise, çelik sanayi ve elektro metalurji sanayi’dir.
Grafitin kullanım alanına göre, genellikle şekli belirtilmez. Ancak, pota gibi şekillendirilmiş refrakterlerin yapımında, daha üstün özellikleri nedeniyle, pul şeklindeki grafit türü, diğer metalurji uygulamalarında ise daha ucuz olmasından dolayı, amorf grafit tercih edilmektedir.
GENİŞLETİLEBİLİR GRAFİT
Genişletilebilir grafit, genelde plastiklerde alev geciktirici özellikleri sağlamak amacıyla kullanılır. Ürün yelpazemiz çok çeşitli özelliklerde genişletilebilir grafit içerir.
KARBON DAĞILIMLARI
Esnekliğimiz grafit dağılımları alanında da geçerlidir. Müşterinin bulunduğu yerde dağıtılabilen işlenmiş grafit dağılım ve toz ön karışımları üretiyoruz.
GRAFİT PARÇALARI
Grafit parçalarını müşterimizin ihtiyaçları doğrultusunda, özel olarak arzu edilen geometrik şekillerde üretiyoruz.
GRAPHITE – TOZ GRAFIT KULLANIM ALANLARI:
1. Makine Parçalarında Yağlayıcı Olarak;
Kayganlığı, yumuşaklığı ve makine parçaları üzerinde uzun müddet yapışabilmesi özelliği nedeni ile, makine yataklarında yağlama maddesi olarak kullanılabilir. Bu alan için kullanılabilecek grafitin çok saf olması (en az % 95 grafitleşmiş karbon) ve kuvars gibi sert mineralleri içermemesi gerekir. Bu alan için en uygun grafit türü, şüphesiz pul şeklinde olanıdır. Grafit 0.1 – 1 mikron boyutuna öğütüldükten sonra, yağ, su, alkol veya bunlara benzer taşıyıcı bir sıvı içerisinde kolloid hale getirildikten sonra, makine parçasının istenen yerine iletilir. Taşıyıcı sıvının türüne bağlı olarak, grafit burada kuru veya yaş bir tabaka oluşturur. Kuru tip, fırın zincir ve arabalarında, motor silindirlerinde, deniz araçlarında ve kimyasal tesislerde; yaş tabaka türü ise, yüksek basınç altında, bilyalı yataklarda kullanılır.
2. Ergitme – Pota Endüstrisinde
Grafitin, dünya üretiminin hemen hemen yarısına yakın miktarı, bu alanda kullanılmaktadır. Grafitin ergime derecesi çok yüksek olduğundan (yaklaşık 4.000 oC), ısıya dayanıklıdır. Genleşme sabitesi çok düşük; mekanik yüklenmeye, kimyasal etkilenmeye ve sıcaklık değişimlerine karşı dayanıklılığı çok iyidir. Isıyı çok iyi iletmesi ve dış yüzeylerinin bir sıvının metali kavrayıp – tutmayacağı şekilde kaygan olması gibi nedenler de, özellikle döküm potaları için tercih edilen özellikler arasındadır. Bağlayıcı özellik kazandırmak için, ağırlığının yarısı kadar ateş kili veya kömür katranı; istenen özellikleri kazandırmak ve maliyeti düşürmek amacıyla da kum, ateş tuğlası ve asbest gibi ilaveler yapılır. Karışıma giren maddelerin oranı, kullanılış amacına göre değişir.
Pota için elverişli grafit türü, ince taneli (ortalama tane boyu 0,3 mm.), yoğunluğu fazla, kül ve kükürt içermeyen, yüksek tenörlü (% 85 veya daha fazla) grafitleşmiş karbon içerendir. Kül içerdiği takdirde, külün ergime derecesinin yüksek olması (Çoğunlukla Sri – Lanka Tipi) istenir.
3. Döküm Sanayinde
% 40 – 60 grafitleşmiş karbon içeren grafit tozlarının, asıl kullanıldığı yerler dökümhanelerdir. Kil ve kumla karıştırmak suretiyle döküm kalıpları yapımında kullanılır. Bentonit veya olivin ile karıştırılıp, öğütülmüş kok kömürü tozu ve petrol koku, bu sanayi dalında grafiti ikame edebilmektedir.
4. Kurşun Kalem Ucu Yapımında
Kurşun kalem ucu, işlenmiş kaolen, bentonit ve grafit karışımından yapılır. Bu kullanıma en uygun grafit türü, ince taneli ve kompakt olanıdır. Yumuşaklığı nedeniyle, daha çok doğal grafit tercih edilir. Saflığının yüksekliği oranında, bu alandaki kıymeti artar. Düşük kaliteli kalem uçları için amorf grafit kullanılır. Her iki durumda da arzu edilen grafit türü, aşındırıcı madde (kuvars gibi) içermeyen ve % 96 oranında grafitleşmiş karbona sahip olandır.
5. Motor ve Jeneratör Fırçaları İmalinde
Bu malzemeler, yüksek sıcaklıktaki amorf veya damar türündeki doğal grafitten yapılır. Bu amaçla uygun grafitin grafitleşmiş karbon miktarı % 85’ten fazla olmalıdır. Grafit fırça yapımında, zift, katran veya reçine ile bağlanmış grafit ve metal tozları (bakır veya gümüş) kullanılır.
6. Grafitin Diğer Kullanım Alanları
Son senelerde kuru pil sanayinde, bol miktarda grafit kullanılmaya başlanmıştır. Bunun için pul türü (levhamsı) ve grafit tozu en uygunu olup, en az % 85 grafitik karbon içermesi gereklidir.
Grafit ayrıca uçak sanayinde, belirli jet motoru parçaları ve uçak parçalarında, büyük ölçüde ağırlık azaltılması için grafit flamanla kuvvetlendirilmiş kompozit malzemeler kullanılır. Bu tür malzemeler aynı zamanda, spor malzemelerinde de kullanılmakta olup, otomobillerde kullanılabilirliği konusunda da araştırmalar yapılmaktadır.
Grafit, atom reaktörlerinde, ilaç üretiminde, metalurji sanayinin çeşitli dallarında çok yönlü olarak kullanılmaktadır. Toz metalurjisinde, grafit, yatak malzemesi yapımında ve çelik imalinde, çeliğe, karbon sağlayıcı olarak iki ayrı amaçla kullanılır. Grafit, toz harman malzemenin sıkıştırılmak suretiyle şekillendirilmesi sırasında yağlayıcı olarak; bu materyalin sinterlenmesi sırasında ise, metal oksitleri indirgeyici olarak görev yapar. Demir – çelik üretiminde kullanılan grafit çok saf olmalıdır. Diğer bazı metallerin üretimindeki gerekli grafitin aynı derecede saf olması o kadar önemli olmayabilir. Grafitin saflığı, tane boyutu, boyut dağılımı ve nem durumu gibi faktörlerin değişimine bağlı olarak; aşınma ve sürtünmesi istenilen düzeyde, kendinden yağlı yataklar imal edilebilir. Bu sahada kullanılan grafitin türü ve saflığı konusunda bir sınırlama yoktur.Aşağıdaki tablo’da grafitin başlıca kullanım alanları verilmiştir.
Aluminyum hidroksit, dünyada en büyük hacimli alev yavaşlatıcısıdır. 200 oC’ye ısıtmayla Al(OH)3, % 66 Alumina ve % 34 suya bozunur.
Bu geri dönüşümlü proses ATH’yi bir yangın geciktirici, yavaşlatıcı yapar.
Aluminyum kimyasallarının üretimi (aluminyum sülfat, poli aluminyum klorür, sodyum aluminat, zeolitler, aluminyum florür); cam üretiminde bir hammadde-sırlar ve karışımlar; katalizör üretiminde hammadde; alevlenme geciktirici; kauçuk ürünler ve halı arkaları gibi plastik benzeri ürünlerde duman bastıran doldurucu olarak kullanılmaktadır.
Kağıt, solvent, su dayanıklı boyalar, UV kurabl kaplamalar, mürekkepler ve yapıştırıcılarda yayıcı ve yapılandırıcı ajan, bir cila ve temizleme ajanı, kalıp yıkama ve ayırma ajanı, onyx ve katı yüzeyler gibi kalıp polimer ürünlerinin bir doldurucusu olarak kullanılır.
Ayrıca absorban, emülsifiye edici, iyon değiştirici, mordan (boyada pekiştirici), asit giderici ve filtre edici ortam olarak da kullanılmaktadır. Diğer kullanımları; seramiklerde, baskı mürekkeplerinde, deterjanlarda, ıslanmaz kumaşlarda, diş macunu veya tozunda ve antiperspirantlardadır.
Alüminyum Klorür Hidroksit[12359-72-7], Al2(OH)5Cl·2H2O empirik formülüyle Polialüminyum Klorür’ün r oranı(OH/Al) 2,5 olan özel bir formudur.
Amerikan FDA standartlarına göre Alüminyum Klorür Hidroksit %23-24 Al2O3 oranına sahip olmalı, yoğunluğu 1,33-1,35 g/cm3 arasında olmalı, düşük seviyede demir (maks.50 ppm), sülfat (maks.0.025 %), metal iyonları (Ca, Mg, Na maks.10 ppm) ve ağır metal (kurşun gibi maks.10 ppm) ihtiva etmelidir. Alüminyum Klorür Hidroksit’in karakteristik özelliği Al13 polimerlerinin, monomerler ve daha küçük polikatyonlarla denge halinde baskınlığıdır (%88). Yüksek yüklü Al+7 13’lerin karşıt Cl– iyonları tarafından sarılması itme kuvvetleri sayesinde ürünü stabil hale getirmekte böylece ürünün içinde alüminyum hidroksit çökelmesi engellenmektedir.
Bu sayede Alüminyum Klorür Hidroksit uygun depolama koşullarında uzun yıllar çökelek oluşturmadan ve yapısı bozulmadan saklanabilmektedir.
Ürünün Genel Özellikleri
· Güçlü Flok yapısına sahiptir.
· Hızlı Flok oluşumu sağlar.
· Düşük hamsu sıcaklıklarında kolayca reaksiyona girer.
· Çözelti hazırlamadan direkt dozlanır.
· Diğer inorganik koagülantlara göre düşük kimyasal çamur oluşumu sağlar.
· Yüksek KOI giderimi sağlar.
· Yüksek ağır metal giderimi sağlar.
· Yüksek bulanıklık giderimi sağlar.
· Dozlandığı suda bakiye alüminyum (Al+3) bırakmaz.
· Diğer koagülantlara göre düşük dozlarda kullanılır.
· Çamur susuzlaştırmada kullanılır.
· Deodorantlarda antiperspirant ajanı olarak kullanılır.
· Ürünün Teknik Özellikleri
· Görünüm: Berrak Sıvı
· Aktif Madde: %23,5 Al2O3
· Yoğunluk: 1,350 ± 0,2 g/cm3
· pH (%5 Çöz): 3,5-5,5
· Viskozite: 15 cps
Gliserin, diğer adı “gliserol” de olan sıvı halde bulunan polar organik bir trihidroksi alkoldür. Hafifçe tatlı, zehirleyici olmayan bir sıvıdır. Su ve alkol ile karışır; asetonda çözünür.
Görünümü : Renksiz, kokusuz hafif tatlı yoğun bir sıvıdır.
Kimyasal Adı : E422, 1,2,3-propanetriol, gliserol
Kimyasal Formülü : C3H8O3
Ambalaj Şekli : 250 kg. lık fıçılarda
Tanımı ve Kullanım Alanları :
Gliserin, daha resmen gliserol olarak bilinen bir organik bileşiktir. Ortak kaynakları hayvansal yağ ve bitkisel yağtır. Gliserin oda sıcaklığında berrak, kokusuz bir sıvıdır ve tatlı bir tada sahiptir. Sabunlarda yaygın olarak kullanılır ve birçok farmasötik alanında ortak bir içeriktir.
Gliserinin moleküler formülü C3H5 (OH) 3’tür. Her karbon atomunun bir hidrojen atomuna (H +) ve bir hidroksil grubuna (OH-) bağlı olduğu üç karbon atomlu bir zincirden oluşur. Her iki terminal karbon atomunun her birinin ek bir hidrojen atomu vardır, böylece üç karbon atomunun da toplam dört bağ oluşur. Karbonun değeri dörttür, yani dört bağ oluşturmaya eğilimi vardır.
Kullanım Alanları